Examples of using "Johon" in a sentence and their turkish translations:
bir ülke olacağını sanmayın. Hayır.
Güvendiğimiz adam bizi aldattı.
- Güvenebileceğim tek kişisiniz.
- Sen güvenebileceğim tek insansın.
O güvenebileceğimiz bir adamdır.
O, güvenebileceğin bir insandır.
Yazmak için bana bir parça kağıt ver.
Tom gerçekten güvenebileceğim tek kişi.
Geceleri soğuk havanın alçalacağı bir yer vardır.
- Sana göze alabileceğimiz en iyi avukatı tutacağız.
- Sana, gücümüzün yettiği en iyi avukatı tutacağız.
Tom, Mary'nin güvenebileceği tek insan.
Mary şimdiye kadar aşık olduğum tek kız.
Tom güvenebileceğin bir adamdır.
Halatla inişte dikkat etmeniz gereken en önemli şey bu. Onu neye bağladınız?
Henüz cevaplamadığın hâlâ bir soru daha var.
İçine dolduracak bir şeyin yoksa, bir bardağın ne faydası var?
ama halatı bağlamak için bulabildiğim en büyük kaya bu.
Ben üzerine yazmak için bir şey istiyorum.
Gitmek istediğin bir yer var mı?
Tom Mary'ye onun gerçekten cevap vermek istemediği bir soru sordu.
Tom alışkın olduğu şekilde daha fazla yaşamayı göze alamaz.
"Tavuk neden yolun karşısına geçti?" çok meşhur ve bolca cevabı olan bir İngiliz bilmecesidir.