Examples of using "Englantiin" in a sentence and their turkish translations:
Biz sık sık Japonya ile İngiltereyi karşılaştırırız.
O sonsuza kadar İngiltere'ye dönmüştü.
Seneye İngiltere'ye gitmen gerekecek.
İngiltere'ye gidersen arkadaşın olmayacağım.
"Tom, İngilizceye Fransızcadan ücretsiz çeviri yapacak." "Bunu bilmek güzel."
Tom bana Fransızcadan İngilizceye çeviri yapabilecek birini tanıyıp tanımadığımı sordu.
Tom, bir belgeyi Fransızcadan İngilizceye çevirmede ona yardım edecek birisini arıyor.
Ben Almanca'dan İngilizceye oldukça iyi çevirebilirim ama tersi daha zordur.
Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı ama John odaya girince ingilizceye döndüler.
Hava ısınıncaya kadar İngiltere'ye olan ziyaretimi erteleyeceğim.
Tom'la birkaç dakika konuştuktan sonra onun Fransızcasının çok iyi olmadığı belli oldu, bu yüzden Mary İngilizceye geçti.