Examples of using "Work " in a sentence and their turkish translations:
- Çalış!
- Çalışın!
O çalışacak.
Bu işe yarayacak.
O işe yarayabilir.
Çalış.
İşe yaramaz.
- Ben çalışacağım.
- Çalışacağım.
O çözecek.
Bu işe yarayacak.
Çalışmak özgür kılar.
- Çok çalışma, verimli çalış.
- Sıkı çalışma, akıllı çalış.
- İşi bil, işe gitme.
O çalışmaz.
O sadece çalışmıyor.
İşleyemez.
Belki de o çalışacak.
- Çalışmak özgür kılar.
- Çalışma sizi özgür kılacak.
Çok çalışıyorsun.
- O işe yaramaz.
- O çalışmayacak.
İşe yarıyor mu?
İşe yaramadı.
O çalışıyor mu?
O işe yaramaz.
Bu çalışmayacak.
Bu çalışmıyor.
O çalışmaz.
İşe başlayın!
O çalışırdı.
Bu iyi çalışacak.
Bu, işe yaradı mı?
Bir adam çalışmak zorundadır.
Bu, işe yarayacak mı?
O sadece çalışmadı.
işe yaramazsa,
İyi iş!
Bu iş,
Yavaş yavaş çalış.
Çalışalım.
Çalışıyorum.
O çalışacak.
İşe!
İş nasıl?
Ahlaklı biçimde çalışın!
Biz çalışacağız.
O işe yarayacak.
- İyi iş!
- İyi iş çıkardın!
Çalışmalısın.
Annem iş başında.
Çalışmak zorundasın.
Sıkı çalışacağım.
Yaşamak için çalış; çalışmak için yaşama!
Yaşamak için çalışın, çalışmak için yaşamayın.
İşinizi yapın.
Ben yarı zamanlı çalışıyorum.
İşte.
Çalışmıyorum.
O işe yarıyor gibi görünüyor.
Bu asla çalışmayacak.
Şimdi çalışamam.
Bu işe yaramayacak.
İşe gidiyorum.
Çalışmak, sıkı çalışmak,
Çok fazla çalışma!
İşe bisikletle giderim.
İşe başlayalım.
- İşim bitti.
- Benim işim bitti.
- İşim görüldü.
Çok sıkı çalışma.
O işe yaramayacak.
İşe geri dönün.
O nerede çalışıyor?
Çalışmam gerek.
İşini takdir ediyorum.
O nasıl çalışır?
O hâlâ çalışıyor mu?
Çok fazla çalışma.
Burada çalışabilir miyim?
Hızlı çalış, yavaş ye.
Birlikte çalışacağız.
Kendi başıma çalışırım.
Tom için çalışırım.
Onun için çalışıyorum.
Bu gerçekten zor bir iş.
Bu kulaklıklar çalışmıyor.
Bu nasıl çalışır?
Sadece çalışmayı sevdiğim için çalışıyorum.
Artık neredeyse hiç çalışmıyorum.
İş bitti mi?
Bu iş zor değil.
- Televizyon çalışmıyor.
- Sınalgı işlemiyor.
Erkek çalışmalıdır.