Examples of using "Ton" in a sentence and their turkish translations:
Bu kutu bir ton ağırlığında.
Bir sürü ev ödevim var.
- Tom bir ton kilo kaybetti.
- Tom çok kilo verdi.
Fakat bu kalın derili, bir tonluk tanklar...
Yedi tonluk avcılar... ...narin yanlarını sergiliyor.
O bir sürü kitap okudu.
Bu kutu bir ton. İçinde ne var.
- Tom çok para kazanıyor mu?
- Tom bir ton para mı kazanıyor?
Ve çok para tasarruf edebilirsiniz.
Yapacak bir sürü işim var.
Onun üzerinde bir ton baskı vardı.
Bugün yapacak bir sürü işim var.
Bir sürü insan onu tanıyor gibi görünüyor.
Kilerimde bir ton gıdam var.
Son gittiğimizde, ton başı 175 Pound kazandık.
Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
Şimdi, belki market fiyatı buğdayın sadece 150 pound ton başına.
- Yapacak bir sürü işim var.
- Yapacak bir ton işim var.
Mary'nin bir sürü bağışlayacak elbiseleri var, bunlardan yaklaşık on tanesi hiç giyilmemiş.
Tom bir sürü sorun içinde.
Yapacak bir sürü işim var.
Başımda bir ton iş var.
O çok eğlenceliydi.