Translation of "Telephoned" in Turkish

Who telephoned Ann?

- Ann'e kim telefon etti?
- Ann'i kim aradı?

Paul telephoned just now.

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

Has Lucy telephoned yet?

- Lucy telefon etti mi?
- Lucy aradı mı?
- Lucy hâlâ aramadı mı?

She telephoned just now.

- O şimdi telefon etti.
- O demin aradı.

Tom telephoned his friend.

Tom arkadaşına telefon etti.

- You should have telephoned in advance.
- You should've telephoned in advance.

Önceden telefon etmeliydin.

I telephoned her at once.

Onu derhal aradım.

He neither wrote nor telephoned.

Ne yazdı ne de telefon etti.

A man telephoned me this evening.

Bu akşam bir adam bana telefon etti.

He telephoned me again and again.

Bana tekrar tekrar telefon etti.

- I was leaving home when he telephoned me.
- I was leaving home when she telephoned me.
- I was leaving home when you telephoned me.

Bana telefon ettiğinde evden çıkıyordum.

On arriving at Narita, he telephoned me.

Narita'ya gelince bana telefon etti.

It was Mike that telephoned the police.

Polise telefon eden Mike idi.

I telephoned my friend to congratulate him.

Onu tebrik etmek için arkadaşımı aradım.

I telephoned him to come at once.

Derhal gelmesi için ona telefon ettim.

I was about to leave when you telephoned.

Sen telefon ettiğinde ben çıkmak üzereydim.

She telephoned to invite me to her house.

Beni evine davet etmek için telefon etti.

I was leaving home when Tom telephoned me.

Tom bana telefon ettiğinde evden ayrılıyordum.

We were just about to leave when she telephoned.

O telefon ettiğinde biz tam ayrılmak üzereydik.

The man who telephoned an hour ago was Frank.

Bir saat önce telefon eden adam Frank idi.

I telephoned to make sure that he was coming.

Geleceğinden emin olmak için onu aradım.

Not knowing what to do, I telephoned the police.

Ne yapacağımı bilmediğim için polisi aradım.

He telephoned her when he arrived at the station.

İstasyona varınca ona telefon etti.

She telephoned him that she couldn't attend the meeting.

O ona, toplantıya katılamayacağını bildirmek için telefon etti.

I telephoned to say that I wanted to see him.

Onunla görüşmek istediğimi söylemek için telefon ettim.

I was just about to go out shopping when you telephoned.

Sen telefon ettiğinde ben sadece alışverişe çıkmak üzereydim.

- I telephoned my friend to congratulate him.
- I called up my friend to congratulate him on his success.

Başarısını kutlamak için arkadaşımı aradım.

- Bob was on the point of leaving when I rang him up.
- Bob was on the point of leaving when I called him.
- Bob was just about to leave when I telephoned him.

Onu aradığımda Bob gitmek üzereydi.