Translation of "Yet" in Turkish

- He hasn't come yet.
- He's not in yet.
- He's not here yet.
- He isn't here yet.

- O henüz gelmedi.
- Henüz burada değil.

- We're not ready yet.
- We aren't ready yet.
- We aren't yet ready.
- We're not yet ready.

Henüz hazır değiliz.

Not yet.

Henüz değil.

- We're not done yet!
- We're not done yet.
- We're not finished yet.

- Henüz hazır değiliz!
- İşimiz bitmedi daha.

- It isn't over yet.
- It's not out yet.
- It's not yet finished.

Henüz bitmedi.

- Tom isn't ready yet.
- Tom hasn't finished yet.
- Tom isn't finished yet.

Tom henüz hazır değil.

- It isn't over yet.
- It's not over yet.
- It's not yet over.

O henüz bitmedi.

- Tom isn't dead yet.
- Tom hasn't yet died.
- Tom hasn't died yet.

Tom henüz ölmedi.

- It's not finished yet.
- It's not yet finished.
- It isn't finished yet.

Henüz bitmiş değil.

- It's not over yet.
- It's not yet over.
- It isn't yet over.

O henüz bitmedi.

- Tom isn't sure yet.
- Tom isn't yet certain.
- Tom isn't certain yet.

Tom henüz emin değil.

- Tom wasn't yet finished.
- Tom wasn't finished yet.
- Tom wasn't ready yet.

Tom henüz hazır değildi.

- We're not finished.
- We're not done yet.
- We aren't done yet.
- We're not ready yet.
- We aren't ready yet.
- We aren't yet ready.
- We're not yet ready.

- Henüz hazır değiliz.
- Henüz hazır değiliz!

- Tom hasn't arrived yet.
- Tom has not yet arrived.
- Tom hasn't come yet.

Tom henüz gelmedi.

- Tom hasn't finished yet.
- Tom isn't finished yet.

Tom henüz bitirmedi.

- It's not evening yet.
- It isn't evening yet.

- Henüz akşam değil.
- Daha akşam olmadı.

- It isn't over yet.
- It's not over yet.

Henüz bitmedi.

- He hasn't come yet.
- She hasn't come yet.

O henüz gelmedi.

- It's not spring yet.
- It isn't spring yet.

Henüz ilkbahar değil.

- He's not in yet.
- She's not in yet.

Henüz evde değil.

- Tom isn't ready yet.
- Tom's not ready yet.

- Tom henüz hazır değil.
- Tom hâlâ hazır değil.

- It's not yet time.
- It isn't yet time.

Henüz zamanı değil.

- It's not raining yet.
- It isn't raining yet.

Henüz yağmur yağmıyor.

- Tom hasn't succeeded yet.
- Tom hasn't yet succeeded.

Tom henüz başarılı olmadı.

- They aren't here yet.
- They're not here yet.

Onlar henüz burada değil.

- Have you eaten yet?
- Did you eat yet?

Yemek yedin mi?

- I'm not done yet.
- I'm not through yet.

Henüz işim bitmedi.

- It's not over yet.
- It's not yet over.

O henüz bitmedi.

- Tom's not home yet.
- Tom isn't home yet.

Tom henüz evde değil.

- He hasn't come yet.
- He hasn't arrived yet.

O henüz gelmedi.

- Dinner isn't ready yet.
- Dinner's not ready yet.

Akşam yemeği henüz hazır değil.

- We're not finished yet.
- We aren't done yet.

Henüz hazır değiliz.

- It's not yet working.
- It isn't yet working.

Bu henüz işe yaramıyor.

- He's not here yet.
- He isn't here yet.

Henüz burada değil.

- We're not done yet!
- We're not done yet.

- Henüz hazır değiliz.
- İşimiz bitmedi daha.

- I haven't yet graduated.
- I haven't graduated yet.

Ben henüz mezun olmadım.

- Aren't you done yet?
- Aren't you ready yet?

- Henüz hazır değil misin?
- Henüz hazır değil misiniz?

- It's not done yet.
- It isn't done yet.

O henüz hazır değil.

- Tom hasn't yet graduated.
- Tom hasn't graduated yet.

Tom henüz mezun olmadı.

- It's not dinnertime yet.
- It isn't dinnertime yet.

Henüz yemek vakti değil.

- It's not lunchtime yet.
- It isn't lunchtime yet.

Henüz öğle yemeği vakti değil.

- We're not through yet.
- We're not yet through.

Henüz arkadaşlığı bozmadık.

- We're not sure yet.
- We're not yet certain.

Henüz emin değiliz.

- Tom hasn't yet won.
- Tom hasn't won yet.

Tom henüz kazanmadı.

- Tom hasn't paid yet.
- Tom hasn't yet paid.

- Tom'a henüz para ödenmedi.
- Tom'a parası ödenmedi daha.

- Tom hasn't yet died.
- Tom hasn't died yet.

Tom daha ölmedi.

- It isn't ready yet.
- He isn't ready yet.

Henüz hazır değil.

- Haven't you eaten yet?
- You haven't eaten yet?

Henüz yemek yemedin mi?

- He hasn't succeeded yet.
- She hasn't made it yet.
- He hasn't made it yet.

O, henüz başarmadı.

- Are you through yet?
- Have you finished yet?
- Have you already finished?
- Are you done yet?
- Are you finished yet?

Henüz hazır mısın?

- It isn't over yet.
- It's not over yet.
- It's still not finished.
- It still isn't over.
- It's not finished yet.
- It ain't over yet.
- It's not yet finished.
- It isn't yet finished.

Henüz bitmedi.

Not yet known

henüz bilinmemekte

Don't go yet.

Henüz gitmeyin.

Don't start yet.

- Henüz başlamayın.
- Daha başlama.

Nothing's changed yet.

Henüz hiçbir şey değişmedi.

Nothing's happened yet.

Henüz hiçbir şey olmadı.

No, not yet.

Hayır, henüz değil.

Don't sing yet.

Henüz şarkı söyleme.

- I'm not ready yet.
- I am not ready yet.

Ben henüz hazır değilim.

- I haven't eaten yet.
- I haven't had dinner yet.

Henüz yemek yemedim.

- I'm not married yet.
- I am not married yet.

Henüz evli değilim.

- Tom doesn't know yet.
- Tom doesn't know that yet.

Tom henüz bilmiyor.

- We have not yet succeeded.
- We haven't yet succeeded.

Henüz başarılı olmadık.

- Tom has not yet returned.
- Tom hasn't yet returned.

Tom henüz dönmedi.

- As yet he has not succeeded.
- He hasn't succeeded yet.
- He has not yet succeeded.

- O henüz başarılı olmadı.
- Henüz başarılı olmuş değil.

- Tom hasn't done it yet.
- Tom hasn't done that yet.
- Tom hasn't yet done that.

Tom henüz onu yapmadı.

- It isn't over yet.
- It isn't over.
- It's not over yet.
- It's not over.
- It's not yet over.
- It isn't yet over.

Bitmedi.

- I haven't eaten lunch yet.
- I haven't had lunch yet.
- I haven't had my lunch yet.

- Ben henüz öğle yemeği yemedim.
- Ben daha öğle yemeği yemedim.
- Ben hâlâ öğle yemeği yemedim.

- Tom hasn't yet been found.
- Tom has yet to be found.
- Tom hasn't been found yet.

Tom henüz bulunmadı.

- I have not finished breakfast yet.
- I haven't finished breakfast yet.
- I haven't yet finished breakfast.

Kahvaltıyı henüz bitirmedim.

- The baby cannot walk yet.
- The baby can't walk yet.

Bebek henüz yürüyemiyor.

- He didn't order dinner yet.
- She didn't order dinner yet.

O, henüz akşam yemeği sipariş etmedi.

- It's not quite ready yet.
- It isn't quite ready yet.

Henüz tam olarak hazır değil.

- It's not actually raining yet.
- It isn't actually raining yet.

Aslında henüz yağmur yağmıyor.

- The concert hasn't yet begun.
- The concert hasn't started yet.

Konser henüz başlamadı.

- Tom hasn't done it yet.
- Tom hasn't made it yet.

Tom henüz onu yapmadı.

- Tom hasn't studied French yet.
- Tom hasn't yet studied French.

Tom henüz Fransızca okumadı.

- I haven't given up yet.
- I haven't yet given up.

Daha vazgeçmedim.

- I haven't met Tom yet.
- I haven't yet met Tom.

Tom'la henüz tanışmadım.

- Tom hasn't eaten supper yet.
- Tom hasn't had supper yet.

Tom akşam yemeğini henüz yemedi.

- Tom hasn't given up yet.
- Tom hasn't yet given up.

Tom henüz vazgeçmedi.

- Have you eaten dinner yet?
- Have you had dinner yet?

Akşam yemeğini yedin mi?

- I haven't told him yet.
- I haven't told her yet.

Henüz ona söylemedim.

- It's not really finished yet.
- It isn't really finished yet.

Henüz gerçekten bitmedi.

- We haven't yet been told.
- We haven't been told yet.

Henüz bize söylenmedi.

- It's not that bad yet.
- It isn't that bad yet.

Henüz o kadar da kötü değil.

- Have you told him yet?
- Have you told her yet?

Henüz ona söylemedin mi?

- Tom hasn't been arrested yet.
- Tom hasn't yet been arrested.

Tom henüz tutuklanmadı.

- Tom hasn't done anything yet.
- Tom has done nothing yet.

- Tom henüz bir şey yapmadı.
- Tom henüz herhangi bir şey yapmadı.
- Tom hâlâ bir şey yapmadı.
- Tom hâlâ herhangi bir şey yapmadı.