Examples of using "Strain" in a sentence and their turkish translations:
Halat baskı altında kırıldı.
Ben sinirlerini germek istiyorum.
Gözlerini zorlamamaya dikkat et.
Hava trafik kontrolörleri ağır zihinsel yük altındadırlar.
Mary kahveyi süzmek için kağıt filtre kullanır.
Bu zincirin gerginliğe dayanacağını sanmıyorum.
Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.
Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
Tom son zamanlarda büyük bir baskı altında.
Amerikan tarihinde antientelektüelliğin derin bir zorlanması var.
Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
Los Alamos Ulusal Laboratuvarı'ndaki bilim insanları tarafından yürütülen yeni bir çalışmada, dünya çapında hüküm süren yeni bir koronavirüs türünün önceki sürümlerden daha hızlı yayıldığı keşfedildi.