Translation of "Broke" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Broke" in a sentence and their turkish translations:

- My umbrella broke.
- My brolly broke.

Şemsiyem kırık.

He's broke.

O, beş parasızdır.

We're broke.

Biz meteliksiziz.

They're broke.

Onlar meteliksiz.

- Tom broke that.
- Tom broke that one.

Tom şunu kırdı.

- The computer broke down.
- The computer broke.

Bilgisayar bozuldu.

- I broke that.
- I broke that one.

Onu kırdım.

- You broke your promise.
- You broke your promises.

Sözünden döndün.

- Tom broke his promise.
- Tom broke his word.

- Tom sözünü tutmadı.
- Tom sözünden döndü.
- Tom sözünü yerine getirmedi.

- Tom may be broke.
- Tom might be broke.

Tom meteliksiz olabilir.

The storm broke.

- Fırtına patladı.
- Fırtına çıktı.

Tony broke it.

Tony onu bozdu.

Go for broke!

Elinden geleni yap!

Applause broke out.

- Alkış patlak verdi.
- Alkış koptu.

The doorknob broke.

Kapı kolu kırık.

Are we broke?

Biz meteliksiz miyiz?

The condom broke.

Prezervatif hasarlı.

My bottle broke.

Şişem kırıldı.

You broke nothing.

Sen bir şey kırmadın.

My mirror broke.

Aynam kırıldı.

My watch broke.

Saatim kırıldı.

We were broke.

- Biz züğürttük.
- Biz meteliksizdik.
- Biz beş parasızdık.

We broke up.

Biz ayrıldık.

Tom broke down.

Tom ruhen yıkıldı.

Tom broke in.

Tom zorla girdi.

Tom broke it.

Tom onu kırdı.

Tom broke that.

Tom onu kırdı.

Tom was broke.

Tom züğürttü.

I broke it.

Onu kırdım.

I was broke.

Beş parasızdım.

I'm almost broke.

Neredeyse beş parasızım.

I'm really broke.

Gerçekten züğürtüm.

It just broke.

Sadece kırdı.

You broke it.

Bunu sen kırdın.

Who broke this?

Bunu kim kırdı?

Communications broke down.

İletişimler bozuldu.

The cup broke.

Fincan kırıldı.

Who broke it?

Onu kim kırdı?

The radar broke.

Radar bozuldu.

Our condom broke.

Bizim prezervatifimiz patlak.

I broke that.

Ben onu kırdım.

We're almost broke.

Neredeyse beş parasızız.

My umbrella broke.

Şemsiyem kırık.

The mirror broke.

Ayna kırıldı.

- Everyone knows I'm broke.
- Everyone knows that I'm broke.

Beş parasız olduğumu herkes biliyor.

- Tom must've been broke.
- Tom must have been broke.

Tom meteliksiz olmalı.

- Tom said he's broke.
- Tom said that he's broke.

Tom meteliksiz olduğunu söyledi.

- She broke both her arms.
- He broke both his arms.
- He broke both of his arms.
- She broke both of her arms.

O her iki kolunu da kırdı.

- Tom broke up with Mary.
- Tom broke up with Marie.

Tom, Mary ile ilişkisini bitirdi.

- Someone broke into my apartment.
- Somebody broke into my apartment.

Birisi apartman daireme zorla girdi.

You broke the rule.

Kuralı bozdun.

Our negotiations broke off.

Görüşmelerimiz koptu.

Michael broke the dishes.

Michael tabakları kırdı.

Tom broke the window.

Tom pencereyi kırdı.

The car broke down.

Araba bozuldu.

The watch broke down.

Saat bozuldu.

She broke away crying.

O, ağlayarak ayrıldı.

A revolt broke out.

Bir ayaklanma patlak verdi.

He broke his word.

O sözünü tutmadı.

You broke my nose.

Burnumu kırdın.

I broke my leg.

Ben bacağımı kırdım.

I broke your ashtray.

Kültablanı kırdım.

I broke a nail.

Bir tırnak kırdım.

He broke the law.

O yasayı ihlal etti.

War suddenly broke out.

Savaş aniden patlak verdi.

Tom's car broke down.

Tom'un arabası bozuldu.

They broke the silence.

Onlar sessizliği bozdu.

Who broke the mug?

Kulplu bardağı kim kırdı?

He broke my heart.

O kalbimi kırdı.

She broke my heart.

O kalbimi kırdı.

He broke my nose!

Burnumu kırdı!

Tom broke my nose.

Tom burnumu kırdı.

You broke the rules.

Kurallara karşı geldin.

We just broke up.

- Az önce ayrıldık.
- Biz sadece ayrıldık.

Tom broke his promise.

Tom sözünden döndü.

You broke your leg.

Bacağını kırdın.

You broke the law.

Yasayı çiğnedin.

Tom broke a glass.

Tom bir bardak kırdı.

You broke your promise.

Sözünden döndün.

Who broke the bottle?

Şiseyi kim kırdı?

You broke your arm.

Kolunu kırdın.

I broke my phone.

Telefonumu kırdım.

Emily broke her phone.

Emily telefonunu kırdı.

Tom broke the silence.

Tom sessizliği bozdu.

I broke my arm.

Kolumu kırdım.

They broke into laughter.

Gülmekten kırıldılar.

Who broke the vase?

Vazoyu kim kırdı?

Tom broke Mary's heart.

Tom, Mary'nin kalbini kırdı.

I broke the clutch.

Debriyajı kırdım.

She broke a glass.

- O bir cam kırdı.
- O bir bardak kırdı.

Tom broke his arm.

Tom kolunu kırdı.

Tom broke my heart.

Tom kalbimi kırdı.

I broke my fingernail.

Tırnağımı kırdım.

Tom broke his nose.

Tom onun burnunu kırdı.

Someone broke the window.

Biri pencereyi kırdı.

She broke the silence.

O, sessizliği bozdu.

He broke his arm.

O, kolunu kırdı.