Translation of "Rope" in Turkish

Rope down.

İpi sarkıtalım.

- Hold the rope.
- Grab a hold of the rope.
- Grab the rope.

İpi tut.

- Tom is jumping rope.
- Tom is skipping rope.

Tom ip atlıyor.

Where's the rope?

İp nerede?

Grab the rope.

İpi tut.

Hold the rope.

İpi tut.

Ipek, jump rope!

İpek ip atla!

- Tom pulled the rope.
- Tom tugged on the rope.

Tom ipi çekiştirdi.

I got a rope.

Bir halatım var.

Pull the rope tight.

İpi sıkı çekin.

He pulled the rope.

O ipi çekti.

Don't pull another rope.

Başka ipi çekmeyin.

Please pull the rope.

Lütfen ipi çekin.

Someone cut the rope.

Birisi ipi kesti.

She held a rope.

O bir ip tuttu.

She pulled a rope.

O bir halat çekti.

She is skipping rope.

O ip atlıyor.

Hold the rope tight.

Halatı sıkıca tutun.

Tom pulled the rope.

Tom ipi çekti.

Tom cut the rope.

Tom ipi kesti.

Can you jump rope?

İp atlayabilir misin?

I cut the rope.

Halatı kestim.

I pulled the rope.

Ben halatı çektim.

Ipek fell jumping rope.

İpek ipe takılıp düştü.

Throw me that rope.

Bana o ipi at.

Give me the rope.

- Halatı bana ver.
- İpi uzat.

I can jump rope.

- İp atlayabilrim.
- İp atlayabiliyorum.

- I let down the rope.
- I let go of the rope.

Ben ipi indirdim.

- Jumping rope is my daughter's favorite.
- My daughter loves jumping rope.

İp atlamak, kızımın en sevdiği şeydir.

- This rope isn't strong enough.
- This rope is not strong enough.

Bu ip yeterince güçlü değil.

We're gonna need this rope.

Bu halata ihtiyacımız olacak.

I hope this rope reaches.

Umarım bu halat oraya ulaşır.

Okay, helmet on. Rope down.

Pekâlâ, kaskımızı takalım. İpi sarkıtalım.

Let go of the rope.

İpi bırak.

Take hold of the rope.

Halatı tutun.

Hold on to the rope.

İpe tutun.

Stand back from the rope.

İpten geride dur.

My daughter loves jumping rope.

Kızım ip atlamayı sever.

We cut off the rope.

Biz ipi kestik.

This rope is poorly attached.

Bu halat gevşek bağlanmış.

This rope is very weak.

Bu ip çok zayıf.

Tom held onto the rope.

Tom ipi tutmaya çalıştı.

Tom looked for the rope.

Tom ip arıyordu.

His weight strained the rope.

Onun ağırlığı ipi gerdi.

This rope is really durable.

Bu ip gerçekten dayanıklı.

Tom threw Mary a rope.

Tom Mary'ye bir ip attı.

Tom doesn't like skipping rope.

Tom ip atlamayı sevmez.

Tom knotted the rope securely.

- Tom ipi güvenli bir biçimde düğümledi.
- Tom ipi güvenli bir biçimde bağladı.

I need a long rope.

Bana uzun bir ip gerek.

This rope is very tough.

Bu ip çok sert.

This rope isn't long enough.

Bu ip yeterince uzun değil.

Do you like jumping rope?

İp atlamayı sever misin?

This rope is really strong.

Bu halat gerçekten çok sağlam.

That's a long rope climb that.

Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.

Okay, we get the rope over.

Pekâlâ, şu halatı geçirelim.

Okay, let's get this rope off.

Pekâlâ, halatı çıkartalım.

How long will this rope hold?

Bu ip ne kadar tutacak?

He let go of the rope.

O, ipi bıraktı.

He held on to the rope.

O, ipe tutundu.

Don't let go of the rope.

İpi bırakma.

The rope broke under the strain.

Halat baskı altında kırıldı.

He caught hold of the rope.

O, ipi tuttu.

Fasten the rope to the tree.

İpi ağaca bağla.

Grab the end of this rope.

Bu ipin ucunu yakala!

Please let go of the rope.

Lütfen halatı bırak.

What kind of rope is this?

Bu ne tür bir halat?

Tom is looking for the rope.

Tom ip arıyor.

Tom gave the rope a tug.

Tom ipi çekti.

Tom let go of the rope.

Tom ipi bıraktı.

Tom gave the rope a yank.

Tom halata asıldı.

I let go of the rope.

Ben ipi bıraktım

Most children like to jump rope.

Çocukların çoğu ip atlamayı sever.

That rope has to be coiled.

O ip sarılmak zorunda.

Just let go of the rope.

Sadece ipi bırak.

Tom took the rope from Mary.

Tom ipi Mary'den aldı.

Tom held on to the rope.

Tom ipi tuttu.

This rope is strong, isn't it?

Bu ip güçlüdür, değil mi?

Tom strangled Mary with a rope.

Tom bir iple Mary'yi boğdu.

Tom caught hold of the rope.

- Tom ipi tuttu.
- Tom ipi yakaladı.

But one of them takes the man on the rope and takes it on the rope

ama bir tanesi varki adamı iptende aldırır, ipe'de götürür

The rope climb? Or the rock climb?

Halatla tırmanma mı, kaya tırmanışı mı?

Rope out, tie it off the tree.

Halatı çıkartıp ağaca bağlayalım.

And a rope tied around the center.

sarkaçlı dolap saatine benziyor.

The drowning man grasped at the rope.

Boğulan adam ipi yakaladı.

She climbed a rope hand over hand.

O, bir ipe tutunarak tırmandı.

I only have fifty meters of rope.

Sadece elli metre ipim var.

He grabbed the rope and was saved.

O ipi yakaladı ve kurtuldu.

Ask Tom why he needs the rope.

Tom'a neden ipe ihtiyacı olduğunu sor.

Tom asked me to buy some rope.

Tom biraz ip almamı istedi.

A rope was thrown into the water.

Suya bir ip atıldı.

I've got a rope in my trunk.

Bagajımda bir halat var.

Whatever you do, don't pull this rope.

Ne yaparsan yap, bu ipi çekme.

Tom tied the rope around his waist.

Tom ipi beline bağladı.