Examples of using "Nerves" in a sentence and their turkish translations:
Sinir ediyor beni.
Sinirlerinizi yatıştırın.
Bu sadece cesaretti.
O, sinirlerimi bozuyor.
- Müzik onun sinirlerini sakinleştirdi.
- Müzik onun sinirlerini yatıştırdı.
O, beni sinirlendiriyor.
Sinirlerinizi sakinleştirin.
Bu sinirlerimi bozdu.
Sinirimi bozma!
Sen sinirlerimi bozuyorsun.
Tom benim sinirime dokunuyor.
Gürültü sinirlerimi bozuyor.
O, gerçekten sinirlerimi bozuyor.
Mary sinirlerime dokunuyor.
Ben sinirlerini germek istiyorum.
Sen beni sinirlendiriyorsun.
Tom gerçekten beni sinirlendirdi.
Tom benim sinirlerimi bozuyor.
Gürültü sinirlerimi bozdu.
Bu sinirlerimi bozuyor.
Tom'un çelik gibi sinirleri olmalı.
O müzik onu sinirlendiriyor.
Tom gerçekten sinirlerimi bozuyor.
Tom bir sinir demeti.
Tom bazen sinirlerimi bozar.
Onun davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.
Davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.
Gürültüler sinirimi bozuyor.
O, senin sinirine dokunmuyor mu?
Birbirimizin sinirlerini bozmuyor musunuz?
- O müzik sinirlerimi gıcık ediyor.
- Bu müzik sinirimi bozuyor.
- Bu müzik kulağımı tırmalıyor.
On iki çift kranial sinir vardır.
Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.
Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu.
Öyle bir adam sinirime dokunuyor.
Onun konuşma şekli sinirlerimi bozdu.
Onun konuşma tarzı benim sinirlerimi bozuyor.
Tom senin sinirini bozuyor, değil mi?
O dün gece sinir küpüydü.
Tom sinirimi bozmaya başlıyor.
Onun konuşma biçimi sinirlerimi zıplatıyor.
Sakura'nın konuşma tarzı beni sinirlendiriyor.
Onun konuşma tarzı benim sinirimi bozuyor.
Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokunuyor.
Birbirimizi çok kızdırmaya başladık.
Konuşma biçimi sinirimi bozuyor.
Konuşma tarzı sinirimi bozdu.
Konuşma tarzı sinirimi bozuyor.
Karımın sürekli dırdırı gerçekten sinirlerimi bozuyor.
Kapının gıcırdaması sinirimi bozuyor.
Tom hakkında beni sinirlendiren bir şey var.
Fadıl sinirlerini rahatlatmak için duş aldı.
Benim asabımı bozma.
Kalp atışı gibi bilinçaltı süreçleri kontrol eden sinirler
O gerçekten beni kızdırıyor.
Bu tam bir karmaşa ve benim sinirime dokunuyor.
3 yaşındaki çocuğum harbiden sinirlerimi hoplatıyor.
Kalkan jetlerin sesi sinirimi bozuyor.
Keşke şu gürültü dursa. Sinirlerimi bozuyor.
O, başımı ağrıtıyor.
Tom ve ben birbirimizin sinirini bozmaya başladık.
Lütfen musluğu kapatın. Damlama sinirlerimi bozuyor.
Meclistekiler tamamen Batı’yı gözden çıkarmış, sinirler gergin.
Kas ve sinir erimesi hastalığı vücudunuzu hareket ettirmek için gerekli sinirleri ve kasları tahrip ediyor.
O, gerçekten beni sinirlendirdi.
Onu çok beğeniyorum ama bazen o beni sinirlendiriyor.
Bir kadeh şarabın sinirlerimi sakinleştirmeme yardımcı olacağını düşünüyorum.
Bu kitabın içerikleri zayıf sinirli insanlar için uygun değildir.
sinirler gerilmiş, göç başlamış ve bu adam hakkında ferman var.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
Tom görüşme odasına girmeden önce sinirlerini yatıştırmak için yavaş ve derinden nefes alıp verdi.
Onun züppe tavrı sinirimi bozuyor.