Examples of using "Shrine" in a sentence and their turkish translations:
- Dağın tepesinde bir türbe vardır.
- Dağın tepesinde bir tapınak vardır.
Türbe iki yüz yıl önce inşa edildi.
Yeni yıl türbe ziyareti; hangi türbeler güçlüdür.
Türbede pamuk şekeri satıcıları vardı.
Bu yol sizi türbeye götürecek.
Buralarda küçük bir tapınak vardı.
Budist tapınağına gidiyoruz. O güzel.
Birçok insan, azizin gömüldüğü yerdeki türbeyi ziyaret etti.
Bu İspanyol kalesi güzel bir kutsal tapınağa dönüştürüldü.
Leyla kayıp kocası için bir türbe kurdu.
Türbenin çürümesi kısmen asit yağmuru nedeniyledir.
1 ocak birçok Japonun türbeye gittiği gündür.
Yeni Yıl Günü birçok Japon ibadet etmek için türbeye giderler.
Bir türbe ziyaretine gelen çift, "Çocuğumuzun sağlıklı biçimde büyümesine dua ettik" dedi.
Savaş sonrası dönemde, İmparator Showa 1975 yılına kadar Yasukuni Tapınağında toplam 8 kez dua etti.