Translation of "Candy" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Candy" in a sentence and their turkish translations:

- I, too, like candy.
- I also like candy.

Ben de şeker severim.

We want candy.

Biz şekerleme istiyoruz.

They sell candy.

Şeker satıyorlar.

Try this candy.

Bu şekerlemeyi deneyin.

I hate candy.

Şekerlemeden nefret ediyorum.

Is that candy?

O şekerleme mi?

I love candy.

Şekeri severim.

- I too like candies.
- I, too, like candy.
- I like candy, too.
- I also like candy.

Ben de şeker severim.

Do you like candy?

- Şeker sever misin?
- Şekerlemeden hoşlanır mısınız?

Tom ate your candy.

Tom senin şekeri yedi

Here, have some candy.

İşte, biraz şeker al.

We're out of candy.

Şekerimiz kalmadı.

I want some candy.

Biraz şeker istiyorum.

Buy me some candy.

Bana biraz şeker al.

I also like candy.

Ben de şeker severim.

What's your favorite candy?

Senin en sevdiğin şeker hangisidir?

Tom stole my candy.

Tom benim şekerimi çaldı.

I ate your candy.

Senin şekerini yedim.

I stole Tom's candy.

Ben Tom'un şekerini çaldım.

I love hard candy.

Akide şekerini severim.

I hate hard candy.

Akide şekerinden nefret ederim.

- Tom bought Mary some candy.
- Tom bought some candy for Mary.

Tom Mary'ye biraz şeker aldı.

- I brought you some candy.
- I brought some candy for you.

Sana biraz şeker getirdim.

The child grabbed the candy.

Çocuk şekeri yakaladı.

You have eaten the candy.

Sen şeker yedin.

Do you want some candy?

Biraz şekerleme ister misin?

I gave her some candy.

Ona biraz şekerleme verdim.

Does this candy contain liquor?

Bu şeker içki içeriyor mu?

Convenience stores sell candy bars.

Mini marketler çubuk şeker satarlar.

Just buy Tom some candy.

Sadece Tom'a biraz şeker al.

Tom ate all my candy.

Tom tüm şekerlerimi yedi.

Here's a piece of candy.

İşte bir parça şeker.

I don't like this candy.

Ben bu şekeri sevmiyorum.

I gave Tom some candy.

Tom'a biraz şeker verdim.

I gave them some candy.

Onlara biraz şekerleme verdim.

I gave him some candy.

Ona biraz şeker verdim.

Just buy them some candy.

Sadece ona biraz şekerleme al.

Just buy him some candy.

Sadece ona biraz şekerleme al.

Just buy her some candy.

Sadece ona biraz şeker al.

You are my eye candy.

Sen benim göz alıcımsın.

This candy costs eighty cents.

Bu şeker seksen senttir.

She bought him some candy.

Ona biraz şeker aldı.

Don't take candy from strangers.

Yabancılardan şeker almayın.

How much candy is left?

Ne kadar şeker kaldı?

I want a piece of candy.

Bir parça şeker istiyorum.

You shouldn't accept candy from strangers.

Yabancılardan şeker kabul etmemelisiniz.

He was sick of eating candy.

O, şeker yemekten hasta oldu.

How much candy have you had?

Ne kadar şeker yedin?

Maybe Tom has some candy left.

Belki Tom'un kalmış biraz şekeri vardır.

Don't give candy to my children.

Çocuklarıma şeker vermeyin.

She knows how to make candy.

Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.

Mary is sucking on a candy.

Mary bir şeker yalıyor.

Perhaps I'll make some candy today.

Belki bugün biraz şekerleme yapacağım.

Do you have any peppermint candy?

Hiç nane şekerin var mı?

- I like sweets.
- I like candy.

Şeker severim.

You shouldn't eat too much candy.

Çok fazla şeker yememelisin.

What's your favorite kind of candy?

Favori şekerleme türün nedir?

Tom ate too much cotton candy.

Tom çok fazla pamuk şekeri yedi.

Can I have some more candy?

Biraz daha şekerleme alabilir miyim?

Tom knows how to make candy.

Tom nasıl şekerleme yapacağını bilir.

I am buying candy and cookies.

Ben şekerleme ve kurabiyeler satın alıyorum.

Tom brought Mary flowers and candy.

Tom Mary'ye çiçekler ve şekerleme getirdi.

How much candy have you eaten?

Ne kadar şeker yedin?

How much candy should I buy?

Ne kadar şeker almalıyım?

How much candy did you eat?

Ne kadar şeker yedin?

How much candy did you buy?

Ne kadar şeker aldınız?

How much candy did Tom eat?

Tom ne kadar şeker yedi?

- Someday I will buy a cotton candy machine.
- Someday I'll buy a cotton candy machine.

Bir gün bir pamuk şekeri makinesi satın alacağım.

What kind of candy did you buy?

Ne tür bir şeker satın aldın?

What kind of candy do you like?

Ne tür şekerden hoşlanıyorsun?

I bought some cotton candy for Tom.

Tom için biraz pamuk şekeri aldım.

In general, children are fond of candy.

Çocuklar, genellikle şeker severler.

It's like being in a candy store.

Bir bir şeker dükkanında olmak gibi.

It's like being in a candy shop.

Bu bir şeker dükkânında olmak gibi bir şey.

Tom gave some candy to his grandchildren.

Tom torunlarına biraz şeker verdi.

I don't buy a lot of candy.

Ben çok şekerleme almam.

You must not eat so much candy.

O kadar çok şeker yememelisin.

The bowl contains many kinds of candy.

Kase çok çeşitli şeker içeriyor.

The only thing he eats is candy.

Onun yediği tek şey şekerlemedir.

Shall we make candy or something today?

Şekerleme ya da başka bir şey yapalım mı?

Do your parents let you eat candy?

Anne ve baban şeker yemene izin veriyor mu?

How much candy did Tom eat yesterday?

Tom dün ne kadar şeker yedi?

How much candy does Tom have left?

Tom ne kadar şeker bıraktı?

How much candy do we have left?

Ne kadar şekerimiz kaldı?

What kind of candy is your favorite?

- En sevdiğin şeker hangisidir?
- Ne tür şeker en sevdiğin şekerdir?

- I thought Tom wasn't allowed to eat candy.
- I thought that Tom wasn't allowed to eat candy.

Tom'un şekerleme yemesine izin verilmediğini düşündüm.

- My son took a candy from the box.
- My son took a piece of candy from the box.

Oğlum kutudan bir parça şeker aldı.

Trust people, but don't take candy from strangers.

İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.

Bill and Joan divided the candy between them.

Bill ve Joan şekeri aralarında paylaştırdılar.

It's better not to take candy from strangers.

Yabancılardan şeker almamak daha iyidir.

Tom was carrying a big bag of candy.

Tom büyük bir çanta şeker taşıyordu.

Tom put a piece candy into his mouth.

Tom ağzına bir parça şeker koydu.

My son would like to eat some candy.

Oğlum biraz şekerleme yemek istiyor.

The child was permitted two pieces of candy.

Çocuğa iki şekerleme izni verildi.