Examples of using "Shadows" in a sentence and their turkish translations:
Peki bu gölgeler?
ve hayatta kalmaya odaklı bir dünya. DÜNYA'DA GECE
Onların iki gölgesi örtüşüyor.
Bize senin gölgelerini gönder!
Hayaletlerin gölgeleri var mı?
Tom gölgelerin içinde kayboldu.
Tom gölgelerden çıktı.
Kendilerini gölgelerde sakladılar.
Tom gölgelerde saklanıyordu.
Gölgelerde ne saklanıyor?
Kim gölgelerde pusuda bekliyor?
Gölgelerin içinde saklanmış yaratıklar vardı.
Gölgelerden uğursuz bir şahıs ortaya çıktı.
Latin’de bugün gördüğümüz gölgeler Amerika.
Gölgelerin kenarları keskin ya da yumuşak olabilir.
Gölgelerden çıkıp aydınlığa dönmeleri için.
Dinle, çünkü gölgeler bitmiyor burada ... dahası var.
Karanlığı boşa çıkaran ışık da gölgeler yaratır.
"Ama ölüm tehdidi ikimizin de gölgesinde gizli."
İyi de eder. Karanlıkta nelerin gezindiği hiç belli olmaz.
Aynı zamanda gölgeler birbirini tutmuyor
Bu durumda bütün gölgelerin aynı yönde olması gerekiyordu
Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.
bu yeterli değilse, bekleyen bir tehlike daha var: gölgelerdeki banka.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.