Examples of using "Deep" in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar derin çok derin?
Ne kadar derin?
Durgun sular derin akar.
Yeterince derin değil.
O çok derin değil.
O kadar derin değil.
derin bir iç çekeriz
Vay, bu derin.
Derin nefes al.
Aslolan iç güzelliği.
Lütfen derin bir nefes al.
Burası o kadar derin değil.
Bunlar oldukça derin şeyler,
o derin yer altındaydı,
ve hayatta kalmaya odaklı bir dünya. DÜNYA'DA GECE
okyanuslar çok fazla derindir
işte bunun manası çok derin
Derin bir nefes al.
O ne kadar derindir?
Porsuklar derin çukurlar kazarlar.
Derin bir çukur kazın.
- O, borca batmış.
- O, borç batağına saplanmış.
Bu göl derindir.
Su derin mi?
Göl derin midir?
Bu göl derin mi?
Bu su derin.
Deniz derindir.
Burası derin mi?
Kuyu derin mi?
O biraz derin.
Yara derin.
Derin kahkaha gözyaşları getirir.
- Derin uykudaydım.
- Mışıl mışıl uyuyordum.
- Götümde pireler uçuşuyordu.
Hiç inancı yoktur.
Hiç inançları yoktur.
Hiç inancımız yoktur.
Hiç inancı yoktur.
Tom derin bir depresyona düştü.
Tom derin bir nefes aldı.
Belime kadar battım.
bir denize göre çok fazla derin
Kar diz boyuydu.
- Göl çok derin.
- Gölet çok derin.
O göl ne kadar derin?
O derin bir nefes aldı.
Bataklık diz boyudur.
Tom, derin düşünceye daldı.
Lagün çok derin.
Nehir burada derin.
O, derin bir nefes verdi.
Derin suya giriyorsun.
Kesikler ne kadar derin?
O, derin bir nefes aldı.
Hindiyi bol yağda kızarttım.
Derin bir acı hissettim.
Sadece derin bir nefes al.
Derin bir nefes aldım.
Burası ne kadar derin?
Deniz çok derin.
Tom derin bir ilgi ile dinledi.
Kar bir ayak derin.
Onun derin bir sesi var.
Güzellik sadece yüzeyseldir.
Göl çok derin.
Göl burada derin.
Su bele kadar.
Yara çok derin mi?
Bu göl çok derin.
- Senin aşkın ne kadar derin?
- Senin aşkın ne kadar içten?
Isırık çok derin değil.
Bu göl ne kadar derin?
Göl ne kadar derin?
O, derin bir nefes aldı.
Biwa gölü ne kadar derin?
- Bu göl ne kadar derin!
- Bu göl ne kadar da derin böyle!
Delik ne kadar derin?
Uçurum ne kadar derin?
O on derin nefes aldı.
Şimdi, derin bir nefes al.
Tom üç derin nefes aldı.
Bol yağda kızartılmış gıda lezzetlidir.
Kar çok derindi.
Derin bir üzüntü beni yendi.
Derin kar her şeyi kapladı.
Bu kuyu çok derin.
Zor durumdayım.
Bu kuyu ne kadar derin?
Biz derin bir durgunluk içindeyiz.
Bu derin bir karanlıktı.
derin bir sub kortikal sistem
Derin bir nefes alın lütfen.
Tom derin bir nefes aldı.