Translation of "Ribs" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Ribs" in a sentence and their turkish translations:

I broke three ribs.

Üç kaburgayı kırdım.

He tickled her ribs.

Onun kaburgalarını gıdıkladı.

Tom ate some barbecued ribs.

Tom biraz mangalda kaburga yedi.

Usually the vertebrae, sometimes the ribs --

genelde omurgayı, bazen de kaburgaları --

He elbowed me in the ribs.

O, kaburgalarıma dirsek vurdu.

Tom elbowed me in the ribs.

Tom beni kaburgalarımdan dirsekledi.

Do you have any lamb ribs?

- Sizde kuzu kaburga var mı?
- Sizde kuzu pirzola var mı?

And elbows me in the ribs and says,

dirseğiyle dürtüp

He broke two ribs and punctured his lung.

O iki kaburga kırdı ve akciğerini patlattı.

Tom gave Mary a kick in the ribs.

Tom, Mary'nin kaburgalarına bir tekme attı.

Dan fell to the ground and broke three ribs.

Dan yere düştü ve üç kaburgası kırıldı.

Tom fell off the roof and broke three ribs.

Tom çatıdan düştü ve üç kaburgasını kırdı.

Tom almost cracked my ribs when he hugged me.

Tom bana sarıldığında neredeyse kaburgalarımı kırıyordu.

It looks like Tom has broken a couple of ribs.

Tom birkaç kaburga kırmış gibi görünüyor.

Then the Lord God cast a deep sleep upon Adam: and when he was fast asleep, he took one of his ribs, and filled up flesh for it.

RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.