Translation of "Elbows" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Elbows" in a sentence and their turkish translations:

He leaned on his elbows.

Dirseklerine yaslandı.

Take your elbows off the table.

Dirseklerinizi masadan kaldırın.

Keep your elbows off the table.

Dirseklerinizi masaya yaklaştırmayın.

Stop resting your elbows on the table.

Dirseklerini masanın üstüne koymayı kes.

Don't put your elbows on the table.

Dirseklerinizi masanın üstüne koymayın.

Notice how the player uses his elbows.

Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.

Nancy rested her elbows on her knees.

Nancy dirseklerini dizlerinde dinlendirdi.

The jacket's wearing through at the elbows.

Ceketin dirsek kısmı aşınıyor.

Nancy put her elbows on her knees.

Nancy dirseklerini dizlerinin üstüne koydu.

She put her elbows on her knees.

O, dirseklerini dizlerine koydu.

And elbows me in the ribs and says,

dirseğiyle dürtüp

Don't push with your elbows to make a career.

Kariyer yapmak için, dirseklerinizle itmeyin.

The leather jacket has worn out at the elbows.

Deri ceketin dirsekleri aşınmış.

A surgeon's elbows should be down at their sides resting comfortably.

Bir cerrahın dirsekleri yanlarında rahatça dinlenmeli.

The surgeon scrubbed thoroughly up to his elbows before commencing surgery.

Cerrah ameliyata başlamadan önce elini dirseklerine kadar iyice ovalayarak yıkadı.

These days, people rarely wear patches on their elbows and knees.

Bugünlerde, insanlar nadiren kendi dirsek ve dizleri üzerinde yamalar giymektedir.