Translation of "Repair" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Repair" in a sentence and their turkish translations:

"Road under Repair."

Yol onarım altında.

Can you repair it?

Onu onarabilir misin?

Please repair the car.

Lütfen arabayı tamir ediniz.

Let me repair it.

Onu tamir edeyim.

Can you repair this?

Bunu tamir edebilir misin?

I'll repair it now.

Onu şimdi onaracağım.

I repair broken phones.

Bozuk telefonları onarırım.

They can repair computers.

Bilgisayar tamir edebilirler.

The bicycle needs repair.

Bisikletin tamire ihtiyacı var.

It's completely beyond repair.

Tamiri imkânsız.

- I myself will repair that machine.
- I will repair that machine myself.

Şu makineyi kendim onaracağım.

The road is under repair.

Yol onarımdadır.

I cannot repair this refrigerator.

Ben bu buzdolabını onaramam.

I like to repair phones.

Telefonları tamir etmeyi seviyorum.

Where did you repair them?

Onları ne zaman onaracaksın?

Can't you repair the damage?

Hasarı onaramaz mısın?

The station is under repair.

İstasyon onarımda.

We must repair the damage.

Hasarı onarmalıyız.

I can't repair the computer.

Bilgisayarı tamir edemem.

Can you repair my shoes?

Ayakkabımı tamir edebilir misin?

I need to repair that.

Onu tamir etmem gerekiyor.

Did they repair the watch?

- Saati tamir ettiler mi?
- Saati onardılar mı?

How would you repair it?

Bunu nasıl tamir ederdin?

Cookie's house is under repair.

Cookie'nin evi onarımdadır.

We don't repair PCs here.

Biz burada PC'leri tamir etmiyoruz.

Maybe we can repair it.

Belki bunu tamir edebiliriz.

The repair took three hours.

Onarım üç saat sürdü.

Can you repair this watch?

Bu saati tamir edebilir misiniz?

To dock and repair their vessels.

Konstantinopolis, Symrna ve Cenevre limanlarını kullanacaklardı.

Tom knows how to repair computers.

Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.

I'll have them repair my car.

Onlara arabamı tamir ettireceğim.

They have to repair their car.

Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.

I repair computers almost every day.

Ben hemen hemen her gün bilgisayar tamir ederim.

I have to repair the refrigerator.

Ben buzdolabını tamir etmek zorundayım.

This car is in bad repair.

Bu araba iyi tamir edilmemiş.

The computer repair took all day.

Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.

When will the repair be finished?

Tamir ne zaman bitmiş olacak?

I know how to repair computers.

Bilgisayarlar nasıl onarılır biliyorum.

He knows how to repair computers.

O, bilgisayarları nasıl tamir edeceğini bilir.

She knows how to repair computers.

O, bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.

Mary knows how to repair computers.

Mary bilgisayarların nasıl onarılacağını bilir.

We know how to repair computers.

Bilgisayarları nasıl tamir edeceğimizi biliyoruz.

They know how to repair computers.

Onlar bilgisayarları nasıl tamir edeceğini biliyor.

- Please repair this.
- Please fix it.

Lütfen bunu onarın.

Take it to the repair shop.

Bunu tamirhaneye götür.

She needs to repair the refrigerator.

Onun buzdolabını tamir etmesi gerekiyor.

I'm going to the repair shop.

- Tamir atölyesine gidiyorum.
- Tamirhaneye gidiyorum.

Tom must absolutely repair the roof.

Tom çatıyı kesinlikle tamir etmeli.

Sami was at the repair shop.

- Sami tamirhanedeydi.
- Sami tamirci dükkanındaydı.

He knows how to repair computers

Bilgisayar tamirinden anlıyor.

The repair bill includes parts and labor.

Tamir faturası parçaları ve işçiliği kapsıyor.

My bicycle is in need of repair.

Bisikletim tamir edilmeli.

I will have him repair this watch.

Ona bu saati tamir ettireceğim.

I had my brother repair my bicycle.

Erkek kardeşime bisikletimi tamir ettirdim.

It might be possible to repair this.

Bunu tamir etmek mümkün olabilir.

I don't know how to repair it.

Onu nasıl tamir edeceğimi bilmiyorum.

I tried to repair his damaged prestige.

- Hasarlı saygınlığını onarmayı denedim.
- Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.

It won't cost anything to repair it.

Onu onarmak hiçbir şeye mal olmaz.

Our task is to repair a wall.

Bizim görevimiz bir duvarı onarmak.

This truck is in need of repair.

Bu kamyonun onarıma ihtiyacı var.

I was going to repair the car.

Arabayı tamir edecektim.

I got him to repair my car.

Ona arabamı tamir ettirdim.

Tom knew how to repair the computer.

- Tom bilgisayarın nasıl tamir edileceğini biliyordu.
- Tom bilgisayarın nasıl onarılacağını biliyordu.

- They told me not to repair it by myself.
- I was told not to repair it by myself.

Kendi başıma tamir etmemem söylendi.

So that they can become motorcycle repair people,

böylece bu insanlar motor tamircisi

The roof is really in need of repair.

Çatı mutlaka tamir edilmeli.

I took the radio apart to repair it.

Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.

It took me several hours to repair it.

Bunu tamir etmek birkaç saatimi aldı.

It'll cost about 2,000 yen to repair it.

Onu onarmak yaklaşık 2,000 yen'e mal olacak.

Are you sure we can't repair this camera?

Bu kamerayı tamir edemeyeceğimizden emin misin?

I managed to repair my car by myself.

- Arabamı tek başıma tamir etmeyi başardım.
- Arabamı tek başıma tamir edebildim.

I hired a professional to repair the stove.

Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.

Didn't you just repair that three days ago?

Onu sadece üç gün önce tamir etmedin mi?

Dan offered to help Linda repair her car.

Dan Linda'nın arabasını tamir etmesine yardım etmeyi önerdi.

You know how to repair computers, don't you?

Bilgisayarların nasıl onarılacağını biliyorsun, değil mi?

I asked my brother to repair my bicycle.

Erkek kardeşimden bisikletimi onarmasını rica ettim.

I need a hammer to repair the table.

Masayı tamir etmek için bir çekice ihtiyacım var.

Is it possible to repair the washing machine?

Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?

It'll cost about thirty dollars to repair it.

Onu tamir etmek yaklaşık otuz dolar tutacak.

Fasting helps the body cleanse and repair itself.

Oruç vücudun kendini temizleyip onarmasına yardımcı olur.

I made a temporary repair to the broken door.

Kırık kapıya geçici bir onarım yaptım.

I can teach you how to repair your car.

- Sana arabanı nasıl tamir edeceğini öğretebilirim.
- Arabanı nasıl tamir edeceğini sana öğretebilirim.

I can teach you how to repair a computer.

Sana bir bilgisayarı nasıl tamir edeceğini öğretebilirim.

You're going to have to pay for the repair.

Tamir için ödeme yapmak zorunda kalacaksın.

Many houses were damaged beyond repair in the flood.

Çok sayıda ev selde onarılamayacak şekilde hasar gördü.

It cost me 5,000 yen to repair my bicycle.

Bisikletimi tamir etmek 5,000 yen'e mal oldu.

After his knee repair, he could walk without pain.

Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.

The mechanic said the repair would not take long.

Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.

I'll have to send my camera out for repair.

- Kameramı tamir için göndermek zorunda kalacağım.
- Kameramı tamire göndermem lazım.
- Kameramı tamire göndermek zorundayım.

I am going to have John repair my watch.

John'a saatimi tamir ettireceğim.

They told me not to repair it by myself.

Kendi başıma tamir etmememi söylediler.

You cannot enter the museum. It is currently under repair.

Müzeye giremezsin. Şu anda onarımda.