Examples of using "Repair" in a sentence and their turkish translations:
Yol onarım altında.
Onu onarabilir misin?
Lütfen arabayı tamir ediniz.
Onu tamir edeyim.
Bunu tamir edebilir misin?
Onu şimdi onaracağım.
Bozuk telefonları onarırım.
Bilgisayar tamir edebilirler.
Bisikletin tamire ihtiyacı var.
Tamiri imkânsız.
Şu makineyi kendim onaracağım.
Yol onarımdadır.
Ben bu buzdolabını onaramam.
Telefonları tamir etmeyi seviyorum.
Onları ne zaman onaracaksın?
Hasarı onaramaz mısın?
İstasyon onarımda.
Hasarı onarmalıyız.
Bilgisayarı tamir edemem.
Ayakkabımı tamir edebilir misin?
Onu tamir etmem gerekiyor.
- Saati tamir ettiler mi?
- Saati onardılar mı?
Bunu nasıl tamir ederdin?
Cookie'nin evi onarımdadır.
Biz burada PC'leri tamir etmiyoruz.
Belki bunu tamir edebiliriz.
Onarım üç saat sürdü.
Bu saati tamir edebilir misiniz?
Konstantinopolis, Symrna ve Cenevre limanlarını kullanacaklardı.
Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.
Onlara arabamı tamir ettireceğim.
Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
Ben hemen hemen her gün bilgisayar tamir ederim.
Ben buzdolabını tamir etmek zorundayım.
Bu araba iyi tamir edilmemiş.
Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.
Tamir ne zaman bitmiş olacak?
Bilgisayarlar nasıl onarılır biliyorum.
O, bilgisayarları nasıl tamir edeceğini bilir.
O, bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.
Mary bilgisayarların nasıl onarılacağını bilir.
Bilgisayarları nasıl tamir edeceğimizi biliyoruz.
Onlar bilgisayarları nasıl tamir edeceğini biliyor.
Lütfen bunu onarın.
Bunu tamirhaneye götür.
Onun buzdolabını tamir etmesi gerekiyor.
- Tamir atölyesine gidiyorum.
- Tamirhaneye gidiyorum.
Tom çatıyı kesinlikle tamir etmeli.
- Sami tamirhanedeydi.
- Sami tamirci dükkanındaydı.
Bilgisayar tamirinden anlıyor.
Tamir faturası parçaları ve işçiliği kapsıyor.
Bisikletim tamir edilmeli.
Ona bu saati tamir ettireceğim.
Erkek kardeşime bisikletimi tamir ettirdim.
Bunu tamir etmek mümkün olabilir.
Onu nasıl tamir edeceğimi bilmiyorum.
- Hasarlı saygınlığını onarmayı denedim.
- Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
Onu onarmak hiçbir şeye mal olmaz.
Bizim görevimiz bir duvarı onarmak.
Bu kamyonun onarıma ihtiyacı var.
Arabayı tamir edecektim.
Ona arabamı tamir ettirdim.
- Tom bilgisayarın nasıl tamir edileceğini biliyordu.
- Tom bilgisayarın nasıl onarılacağını biliyordu.
Kendi başıma tamir etmemem söylendi.
böylece bu insanlar motor tamircisi
Çatı mutlaka tamir edilmeli.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
Bunu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
Onu onarmak yaklaşık 2,000 yen'e mal olacak.
Bu kamerayı tamir edemeyeceğimizden emin misin?
- Arabamı tek başıma tamir etmeyi başardım.
- Arabamı tek başıma tamir edebildim.
Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.
Onu sadece üç gün önce tamir etmedin mi?
Dan Linda'nın arabasını tamir etmesine yardım etmeyi önerdi.
Bilgisayarların nasıl onarılacağını biliyorsun, değil mi?
Erkek kardeşimden bisikletimi onarmasını rica ettim.
Masayı tamir etmek için bir çekice ihtiyacım var.
Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
Onu tamir etmek yaklaşık otuz dolar tutacak.
Oruç vücudun kendini temizleyip onarmasına yardımcı olur.
Kırık kapıya geçici bir onarım yaptım.
- Sana arabanı nasıl tamir edeceğini öğretebilirim.
- Arabanı nasıl tamir edeceğini sana öğretebilirim.
Sana bir bilgisayarı nasıl tamir edeceğini öğretebilirim.
Tamir için ödeme yapmak zorunda kalacaksın.
Çok sayıda ev selde onarılamayacak şekilde hasar gördü.
Bisikletimi tamir etmek 5,000 yen'e mal oldu.
Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.
Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.
- Kameramı tamir için göndermek zorunda kalacağım.
- Kameramı tamire göndermem lazım.
- Kameramı tamire göndermek zorundayım.
John'a saatimi tamir ettireceğim.
Kendi başıma tamir etmememi söylediler.
Müzeye giremezsin. Şu anda onarımda.