Translation of "Rat" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Rat" in a sentence and their turkish translations:

Tom smelled a rat.

Tom bir bit yeniği sezdi.

Rat whiskers are gross.

Sıçan bıyıkları iğrençtir.

I think that's rat poison.

Sanırım o bir fare zehiri.

You're such a pack rat.

Sen bir çöpçüsün.

The hawk caught a rat.

Şahin bir sıçan yakaladı.

Tom fought like a cornered rat.

Tom köşeye sıkışmış bir fare gibi dövüştü.

Is the rat alive or dead?

Fare canlı mı yoksa ölü mü?

Tom accidentally ate some rat poison.

- Tom kazara bir miktar fare zehiri yuttu.
- Tom yanlışlıkla biraz fare zehiri içti.

Tom made me kill the rat.

Tom bana fareyi öldürttü.

The cat ran after the rat.

Kedi sıçanı kovaladı.

I'm beginning to smell a rat.

Kuşkulanmaya başlıyorum.

A rat ran across the road.

Bir sıçan yolu koşarak geçti.

I think I saw a rat.

Sanırım bir fare gördüm.

I think I smell a rat.

Burnuma pis kokular geliyor.

The trouble with the rat race is that even if you win, you're still a rat.

Fare yarışı ile ilgili sorun kazansan bile, hâlâ bir faresin.

A cornered rat will bite a cat.

Kıstırılmış bir sıçan bir kediyi ısırır.

I killed the rat with a stick.

- Bir çubukla fareyi öldürdüm.
- Bir sopayla fareyi öldürdüm.

I need to buy some rat poison.

Biraz fare zehiri satın almam gerekir.

Tom saw a rat in the subway.

Tom metroda bir sıçan gördü.

Are you going to rat me out?

- Beni yüzüstü bırakacak mısın?
- Beni ihbar edecek misin?

When the cat leaves, the rat dances.

Kedi dışarı çıktığında, fare dans eder.

Tom killed the rat with a cane.

Tom bastonla sıçanı öldürdü.

Tom killed the rat with his cane.

Tom fareyi bastonuyla öldürdü.

A rat chewed a hole in the wall.

Bir fare kemirerek duvarda bir delik açtı.

I asked Tom to buy some rat poison.

Tom'un fare zehiri almasını istedim.

And as the rat was running around the maze,

Fare labirentte koşarken,

I want to get away from the rat race.

Koşuşturmadan kurtulmak istiyorum.

The rat was killed by Tom with a stick.

Fare bir sopayla Tom tarafından öldürüldü.

He's successfully caught the big rat in the kitchen.

Başarılı bir şekilde mutfakta büyük bir sıçan yakaladı.

Tom saw a large rat run across the street.

Tom caddeyi geçerken büyük bir sıçan gördü.

The rat was killed by him with a stick.

Fareyi sopayla o öldürdü.

Make sure you get twenty rat livers for this afternoon.

Bugünün öğleden sonrası için yirmi sıçan karaciğeri aldığından emin ol.

Dan's dog was sniffing a dead rat in the street.

Dan'ın köpeği sokaktaki ölü bir fareyi kokluyordu.

Are you sure there isn't rat meat in that burger?

O burgerde sıçan eti olmadığına emin misiniz?

A bat is no more a bird than a rat is.

Yarasa, bir kuş olmaktan ziyâde, bir sıçandır.

He'll be sure to smell a rat if I'm with you.

Eğer seninle olursam o bir bit yeniği olduğundan emin olacak.

If jumps too high the rat - it's captured by the cat.

Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.

Did I tell you I saw a big rat in the kitchen?

Mutfakta büyük bir fare gördüğümü sana söyledim mi?

Do you think my cat and your pet rat will get along well together?

Benim kedimin ve senin evcil farenin iyi geçineceklerini düşünüyor musun?

A rat is a small animal with long, pointed teeth and a long tail.

Bir sıçan uzun, sivri dişleri ve uzun bir kuyruğu olan küçük bir hayvandır.

The twelve Chinese zodiac signs are the rat, the ox, the tiger, the rabbit, the dragon, the snake, the horse, the sheep, the monkey, the rooster, the dog, and the pig.

On iki Çin burcu, fare, öküz, kaplan, tavşan, ejderha, yılan, at, koyun, maymun, horoz, köpek ve domuzdur.