Examples of using "Poison" in a sentence and their turkish translations:
- O madde zehirdir.
- O madde zehirlidir.
Bu zehirdir.
Oh, tanrım, benim tanrım, zehir, bana zehir verin.
O ölümcül bir zehirdir.
Onu zehirledin mi?
Senin zehirin nedir?
Zehrinizi adlandırın.
Neden onu zehirledin?
Zehirli gaz kullandılar.
Tom yanlışlıkla zehir içti.
Zehir sizi öldürebilir.
Onu zehirledin mi?
Tom'u zehirledin mi?
Tom kimseyi zehirlemedi.
Tom, Mary'yi zehirlemedi.
Onları zehirledin mi?
Şeker bir zehir midir?
O zehirli gazdı.
O bir zehir hapı.
Tom'u zehirlemedim.
Sami'nin iğnesi zehir içeriyordu.
Nikotin zehirdir.
O yanlışlıkla zehir aldı.
Biri Tom'u zehirlemeye çalıştı.
Tom zehiri tükürdü.
Birçok ev temizlik malzemeleri zehir içerir.
Sanırım o bir fare zehiri.
Neden onu zehirledin?
Bu saydam sıvı zehir içerir.
Onlar bizi zehirlemeye çalıştı.
Neden Tom'u zehirledin?
Neden bizi zehirledin?
Neden onları zehirledin?
Neden beni zehirledin?
Biri seni zehirlemeye çalıştı.
Biri bizi zehirlemeye çalıştı.
Biri onları zehirlemeye çalıştı.
Biri beni zehirlemeye çalıştı.
Biri onu zehirlemeye çalıştı.
Biri onu zehirlemeye çalıştı.
O da zehir.
Tom, Mary'yi zehirlemek istedi.
Doz zehiri belirler.
Sami, Leyla'ya zehir enjekte etti.
Zehirli sarmaşık ve zehirli meşe bitkiler arasındaki nasıl ayrım yapacağınızı biliyor musunuz?
Bu ilaç doğal bir zehirdir.
O, zehir alarak intihar etti.
Zehir alarak intihar etti.
- Tom kazara bir miktar fare zehiri yuttu.
- Tom yanlışlıkla biraz fare zehiri içti.
Şimdiye kadar zehir yayıldı.
Mary onu zehirlemeye karar verdi.
Zehir içerek intihar etti.
Bu balıkta hiç zehir yok.
Zehir alarak kendini öldürdü.
Şüphe, dostluğun zehiridir.
Bunun zehir olmadığından emin misin?
Beni zehirlemeye mi çalışıyorsun?
Mary iftira niteliğinde bir mektup aldı.
Tom zehir alarak intihar etti.
Tom, Mary'nin köpeğini zehirlemeye kalkıştı.
- Tom yanlışlıkla biraz zehir içti.
- Tom herhangi bir zehri kazara içti.
Tom, Mary'nin içkisine zehir koydu.
Fadıl, ilacın zehir olduğunu düşündü.
Adının kelimesi kelimesine çevirisi, "zehir nefes".
Kimini mutlu kılan şey, diğerini huzursuz eder.
Birisi köpeğimizin yiyeceğini zehirlemeye çalıştı.
Savaş dünyanın zehiridir.
O bir hata yaptı ve zehir içti.
Zehir ve iksir kelimeleri kökteştir.
Zehir bütün vücuduna yayıldı.
Biraz fare zehiri satın almam gerekir.
Bir çıngıraklı yılanın ısırığı zehirle doludur.
Ne tür zehir kullandın?
Onların bana zehir enjekte ettiklerini düşünüyorum.
Birine yarar ötekine zarar.
Sami'nin vücudu zehire şiddetle tepki gösterdi.
Sami kendi kızını zehirlemeye çalıştı.
Bu ilaç doğal bir zehirdir.
Ben sadece bunun zehir olmadığından emin olmak istiyorum.
Tom'u zehirlemek için birçok girişim vardı.
Kız kardeşim beni gerçekten zehirlemeye çalışır mı?
O, ümidini kaybetti ve zehirle intihar etti.
Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.
Tom'un fare zehiri almasını istedim.
Sami, Leyla'yı öldürmek için tespit edilemeyen bir zehir kullandı.
Polis Tom'un Mary'yi zehirlemeye çalıştığından kuşkulanıyor.
Ama bu zehirse aynı zamanda panzehir.
Birinin çorbasına zehir koyduğunu düşündü.
O umudunu kaybetti ve zehir alarak intihar etti.
Tom'un çantasında bir şişe zehir vardı.
Belki de Tom onu zehirlemeye çalıştığımı düşünecektir.
Dancada "gift" kelimesi hem evli hem de zehir anlamına gelmektedir.
Eğer çocuğunuz zehir içerse, derhal hastaneye götürün.
Tom komşularının çoğuna iftira niteliğinde mektup yazdı.
Bu zehir hamam böceklerinden kurtulmakta çok etkilidir.