Translation of "Preaching" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Preaching" in a sentence and their turkish translations:

You're preaching to the choir.

Koroya vaaz veriyorsun.

You're preaching to the converted.

Sen din değiştirmeyi vaaz ediyorsun.

Behaviour is the highest form of preaching.

Davranış vaazın en yüksek biçimidir.

I'm fed up with him always preaching to me.

Bana her zaman öğüt vermesinden bıktım.

He was preaching God's Word to a small group of believers.

Tanrı'nın Sözü'nü küçük bir grup imanlıya vaaz ediyor.

- I'm fed up with him always preaching to me.
- I'm tired of him bawling me out.

Onun bana nutuk atmasından usandım.

I know I’m preaching to the choir here, but we’re still boxed in by stereotypes about how men and women should behave.

- Zaten çok iyi bildiğinizin farkındayım, ama hâlâ kadın ve erkek ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine dair klişeleri aşabilmiş değiliz.
- Tereciye tere sattığımın farkındayım, ama yine de söylemek isterim ki hâlâ kadın ve erkek ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine dair klişelerden kurtulabilmiş değiliz.