Examples of using "One and" in a sentence and their turkish translations:
Herkese teşekkür ederim.
Biz tıpatıp aynıyız.
Bir artı bir iki yapar.
Birini seçin ve bir mektup yazın.
O benim biriciğim.
Tom benim gerçek aşkım.
Bunlardan biriyle karşılaşırsanız pişman olursunuz.
Bu onun tek umuduydu.
Hem bir yıllık hem de beş yıllık takiplerde,
Saat birle üç arasında neredeydin?
Lütfen bununla onun arasında seçim yap.
Tom tek ve sadece tek bir tanrı olduğunu iddia eder.
Bir buçuk saat doksan dakikadır.
Bunu ve şunu sana vereceğim.
Birine bile takılsa... ...hamam böceğinin kaderi mühürlenir.
Bir buçuk ciğerle yaşıyorum.
O yirmi bir yirmi daha bulaştırdığı zaman
Hem bunu hem de onu alacağım.
Tom bir tane aldı ve ona dikkatlice baktı.
Birini yedim ve sonra diğerini yedim.
Yaklaşık bir buçuk fincan pirinç pişirin.
Asal sayılar sadece birle ve kendileri ile bölünebilir.
O kimseyi sevmez ve kimse de onu sevmez.
Bu da 1,25 milyar insanın yoksulluktan kurtulduğu anlamına gelir
Tom tek olmadığından dolayı sinirli.
Öğrencilerin teker teker ayağa kalktılar ve kendilerini tanıttılar.
- Ha Ali Hoca, ha Hoca Ali.
- Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca.
Bir buçuk yıl Hollanda'da çalıştı.
John sözlşmeleri aldı ve onları birer birer inceledi.
Kendi çıkarını düşün ve senin için en iyi olanı yap!
Oğlumun yediği bir çeşit ve tek tatlı çikolatalı pastadır.
Kız kardeşim yirmi bir yaşında ve üniversitede okuyor.
İki kedim var; biri siyah, biri beyaz.
Öncesinde baş başa buluşup toplantı yapabiliriz.
belli uzunlukta ipler asılı, uzun ve kısa olan şeklinde,
- Ha Ali Hoca, ha Hoca Ali.
- Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca.
Birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.
Ben bunu yiyeyim ve sen diğerini yiyebilirsin.
Mavi bir tükenmez kalem, kırmızı ve siyah bir tükenmez kalem istiyorum.
Dünyada kabaca bir buçuk milyar Müslüman var.
Belki öncesinde baş başa buluşup toplantı yapabiliriz.
Çince öğrenmeye başladığımdan beri bir buçuk yıl geçti.
İki kek vardı. Ben birini yedim ve sonra diğerini yedim.
Ama son elli yılda sıcaklık bir buçuk derece arttı.
Ha Ali Hoca, ha Hoca Ali.
Biri beyaz ve biri siyah renkli iki küçük sincap, büyük bir ormanda yaşadı.
Bu onun yapabileceği tek şey. Başka bir şey yapamaz.
Ben yaklaşık bir süre bir buçuk yılda 2,2 milyar istenmeyen e-posta gönderdim.
Tom cebine uzandı, birkaç kibrit çıkardı, birini çaktı ve sonra kamp ateşini yaktı.
Bu neden bir tane bulabileceğimizi açıklayabilir ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yarım milyon ...
O yaklaşık bir buçuk yıllık bir süre boyunca 2.2 milyar istenmeyen e-posta gönderdi.
Aslında, beşinci buna bir tane eklemeliyiz. Bu da Londra Şehri. Kendi belediye başkanı
Her gün bir buçuk saat çalışıyordu.
1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.
Bir buçuk saattir bekliyorum.