Examples of using "You’ll" in a sentence and their turkish translations:
Düşeceksin!
Öldürülmüş olacaksın!
Bunlardan biriyle karşılaşırsanız pişman olursunuz.
Eğer daha fazla egzersiz yapmazsan, sağlıksız olacaksın.
Yazıldığı zaman raporu vermiş olacaksın.
Onunla vakit geçirirsen başın derde girer.
Eğer tekerin tamamını çalacak olsanız klavyenin tamamını aşmış olursunuz.
Bu projeleri bir harita üzerine yerleştirirseniz, birçoğunun Sincan'dan geçtiğini görerek,