Translation of "Minor" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Minor" in a sentence and their turkish translations:

Green -- minor.

Yeşil- önemi az.

I'm a minor.

- Ben reşit değilim.
- Ben küçüğüm.

She's still a minor.

O hâlâ bir reşit değildir.

Tom suffered minor injuries.

Tom hafif yaralandı.

That's a minor detail.

- Bu önemsiz bir detay.
- Teferruat.

There are minor differences.

Küçük farklılıklar var.

Tom sustained minor injuries.

Tom hafif yaralandı.

It's a minor glitch.

Bu önemsiz bir hata.

Tom received minor injuries.

Tom ufak yaralar aldı.

Tom had minor wounds.

Tom'un küçük yaraları vardı.

Tom isn't a minor.

Tom küçük değil.

It's a minor problem.

Ufak bir sorun bu.

- It's not just a minor problem.
- It isn't just a minor problem.

Bu sadece küçük bir sorun değil.

Carthaginian losses, meanwhile, are minor.

Kartacalıların kayıpları ise oldukça küçük.

Tom had a minor accident.

Tom küçük bir kaza geçirdi.

It's just a minor problem.

Bu sadece küçük bir sorun.

Dan survived with minor injuries.

Dan ufak yaralarla kurtuldu.

It's only a minor misunderstanding.

Bu sadece küçük bir yanlış anlaşılmadır.

It's only a minor setback.

Bu sadece küçük bir başarısızlık.

Tom is still a minor.

Tom hâlâ bir reşit değil.

Tom's injuries are considered minor.

Tom'un yaralaları önemsiz sayılır.

We sustained some minor damage.

Birkaç küçük hasar aldık.

Tom suffered only minor injuries.

Tom sadece küçük yaralanmalar yaşadı.

Tom escaped with minor injuries.

Tom hafif yaralarla atlattı.

Tom had a minor injury.

- Tom hafif yaralandı.
- Tom hafif bir sakatlık geçirdi.

Sami is still a minor.

Sami hala küçük.

He always worries about minor points.

Önemsiz konularda her zaman endişe eder.

Tom overlooked a few minor details.

Tom birkaç küçük ayrıntıyı gözden kaçırdı.

Tom has had a minor accident.

Tom küçük bir kaza geçirdi.

There is yet one minor blemish.

Henüz küçük bir leke var.

My watch needs only minor repairs.

Saatimin sadece küçük bir onarıma ihtiyacı var.

The exhibition caused a minor scandal.

- Sergi ufak bir skandala neden oldu.
- Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.

Don't worry about the minor details.

- Ufak detaylar hakkında endişelenme.
- Önemsiz detaylar için üzülme.

The bus driver suffered minor injuries.

Otobüs sürücüsü hafif yaralara maruz kaldı.

One police officer suffered minor injuries.

Bir polis memuru hafif yaralandı.

A few firefighters suffered minor injuries.

Birkaç itfaiyeci hafif yaralandı.

Sami is not a minor anymore.

Sami artık küçük değil.

Tom is a minor, isn't he?

Tom küçük bir çocuk, değil mi?

- Tom said it was a minor problem.
- Tom said that it was a minor problem.

Tom bunun küçük bir sorun olduğunu söyledi.

- Because you're a minor, you can't enter.
- Since you're a minor, you aren't allowed to enter.

Sen küçük olduğun için girmene izin verilmez.

- He's still underage.
- He's still a minor.

Hâlâ reşit değil.

He is nothing but a minor composer.

Sadece küçük bir bestecidir.

Tom was involved in a minor accident.

Tom ufak bir kazaya karıştı.

He is nothing but a minor artist.

Küçük bir sanatçıdan başka bir şey değildir.

He always troubles himself about minor things.

O her zaman küçük şeyler hakkında kendini rahatsız eder.

A minor is dependent on his parents.

Ergin olmayan biri ebeveynlerine bağlıdır.

- Tom is a minor.
- Tom is underage.

Tom reşit değil.

Because you're a minor, you can't enter.

Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün.

- I'm still a minor.
- I'm still underage.

Ben hala küçüğüm.

I didn't know Tom was a minor.

Tom'un bir küçük olduğunu bilmiyordum.

Tom is still a minor, isn't he?

Tom hâlâ küçük, değil mi?

The differences were minor, so I ignored them.

Farklar küçüktü, bu yüzden onları görmezden geldim.

The experiment failed because of some minor faults.

Bazı küçük hatalardan dolayı deney başarısız oldu.

The key of the symphony is G minor.

Senfoninin anahtarı Sol-minördür.

He played a minor part in the play.

O, oyunda küçük bir bölümü oynadı.

Because it was small, her injuries were minor.

Küçük olduğu için yaraları küçüktü.

You should stop worrying about the minor stuff.

Küçük şeyler hakkında endişelenmeyi durdurman gerekir.

Can you play the key of C minor?

C minor anahtarını çalabilir misin?

Sami is sixteen and he's still a minor.

Sami on altı yaşında ve hala reşit değil..

I may have made some minor mistakes in translation.

Çeviride bazı küçük hatalar yapmış olabilirim.

It is illegal to sell cigarettes to a minor.

Küçük bir çocuğa sigara satmak yasal değil.

A few minor mistakes apart, your writing is good.

Birkaç küçük hata hariç, yazınız iyidir.

Sometimes even minor errors can lead to serious accidents.

Bazen küçük hatalar bile ciddi kazalara yol açabilir.

In time, all these minor problems will be resolved.

Zamanla bütün bu küçük sorunlar çözülecektir.

Land occupies the minor portion of the earth's surface.

Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.

Members of my family had three bits of minor surgery,

aile bireylerim üç küçük cerrahi müdahale geçirdiler.

You're under arrest for endangering the welfare of a minor.

Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz.

Except for a few minor mistakes, your writing is good.

Birkaç küçük hatalar dışında yazınız iyidir.

I was given a minor share of my father's wealth.

Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.

- You'll no longer remember such minor details after a month or two.
- After a month or two, you won't remember such minor details.

Bir veya iki ay sonra, bu tür küçük ayrıntıları hatırlamayacaksınız.

This is a minor issue compared to our big national problems.

Bu bizim büyük ulusal sorunlarımıza kıyasla küçük bir sorundur.

Do not make a major problem out of a minor one.

Küçük bir şeyden büyük bir sorun yaratma.

A couple of flights were delayed on account of a minor accident.

Küçük bir kaza yüzünden birkaç uçuş ertelendi.

In Germany you're a minor if you're younger than 18 years old.

Almanya'da 18 yaşından küçükseniz reşit olmayan bir kimsesinizdir.

Without effective antibiotics, any surgery, even a minor one, could become fatal.

Etkili antibiyotikler olmadan, herhangi bir ameliyat, küçük olanı bile, ölümcül olabilir.

- Some couples argue over minor issues.
- Many couples quarrel over meaningless matters.

Bazı çiftler küçük sorunlarla ilgili olarak tartışırlar.

Your essay was not bad but I have a few minor niggles.

Denemen kötü değildi ama birkaç önemsiz ayrıntım var.

You'll no longer remember such minor details after a month or two.

Bir ya da iki ay sonra artık böylesine küçük detayları hatırlamayacaksınız.

- I assume this is due to the fact that Tom is a minor.
- I assume that this is due to the fact that Tom is a minor.

Sanırım bu Tom'un bir çocuk olması gerçeği yüzünden.

- In America, you are a minor if you are under 18 years old.
- In the United States, you are a minor if you are under 18 years old.

Amerika'da 18 yaşın altındaysanız küçüksünüzdür.

In America, you are a minor if you are under 18 years old.

- Amerika'da 18 yaşın altındaysanız küçüksünüzdür.
- Amerika'da 18 yaşın altındaysanız reşit değilsiniz.

- She is still a girl.
- She's still a minor.
- She's still under age.

O hâlâ bir kız.

- Tom is still under age.
- Tom is still underage.
- Tom is still a minor.

Tom hâlâ reşit değil.

Kouji was lucky; his traffic accident left only a minor scratch on the side of his car.

Kouji şanslıydı; onun trafik kazası yalnızca arabasının yanında küçük bir çizik bıraktı.

- Sometimes even minor errors can lead to serious accidents.
- Sometimes even small mistakes can lead to big accidents.

Bazen küçük hatalar, büyük kazalara neden olabilir.

We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.

Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.

It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.

Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.