Translation of "Green" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Green" in a sentence and their turkish translations:

- Courgettes are green.
- Zucchinis are green.

Kabaklar yeşildir.

Green -- minor.

Yeşil- önemi az.

They're green.

Onlar yeşil.

It's green.

Bu, yeşil.

- The tree is green.
- A tree is green.

Ağaç yeşil.

You're still green.

Hâlâ toysun.

Green suits you.

- Yeşil size uyar.
- Yeşil size uyuyor.

Green suits Alice.

- Yeşil Alice'e uyuyor.
- Yeşil Alice'e yakışır.

They're not green.

Onlar yeşil değil.

- I like the green colour.
- I like the colour green.
- I like the color green.

Yeşili beğenirim.

- Tom turned green with envy.
- Tom was green with envy.
- Tom is green with envy.

Tom kıskançlıktan çatlamış.

- Green is my favorite color.
- Green is my favourite colour.

Yeşil, benim en sevdiğim renktir.

- Miss Green taught me English.
- Mrs. Green taught me English.

Bayan Green bana İngilizce öğretti.

- I like the colour green.
- I like the color green.

Ben yeşil renkten hoşlanırım.

The signal turned green.

Sinyal yeşile döndü.

He was scared green.

Onun korkudan benzi attı.

She hates green peppers.

O, yeşil biberlerden nefret ediyor.

The skirt is green.

Etek yeşildir.

She has green eyes.

Yeşil gözleri var.

He has green eyes.

Onun yeşil gözleri var.

This pear is green.

- Bu armut yeşil.
- Bu armut yeşildir.

Is this pear green?

Bu armut yeşil mi?

The tree is green.

Ağaç yeşil.

The mountain is green.

Dağ yeşildir.

A green tea, please.

Bir yeşil çay, lütfen.

The table is green.

Masa yeşil.

Tom has green eyes.

Tom'un yeşil gözleri var.

The trees are green.

Ağaçlar yeşil.

The water is green.

Su yeşil.

What fruit is green?

Hangi meyve yeşildir?

I like green tea.

Yeşil çayı seviyorum.

This plant is green.

Bu bitki yeşil.

The sea is green.

Deniz yeşil.

It was dark green.

O koyu yeşildi.

A tree is green.

Ağaç yeşildir.

The car is green.

Araba yeşildir.

This book is green.

Bu kitap yeşildir.

What's this green stuff?

Bu yeşil şey nedir?

Millie has green eyes.

Millie'nin yeşil gözleri var.

The grass is green.

Çimen yeşildir.

The light is green.

- Işık yeşil.
- Trafik ışığı yeşil.

The light turned green.

- Işık yeşile döndü.
- Trafik ışığı yeşile döndü.

Tom hates green peppers.

Tom yeşil biberden nefret eder.

Green light... Red light!

Yeşil ışık ... Kırmızı ışık!

The book is green.

Kitap yeşil.

That light is green.

O ışık yeşildir.

The fruit is green.

Meyve yeşildir.

Which fruit is green?

Hangi meyve yeşil?

I love green peppers.

Yeşil biberleri severim.

The dress is green.

Elbise yeşildir.

She never wears green.

O asla yeşil giymez.

Tom's eyes are green.

Tom'un gözleri yeşildir.

Wearing green is optional.

Yeşil giymek isteğe bağlıdır.

How green are you?

Ne kadar yeşilsin?

Mary has green eyes.

Mary'nin yeşil gözleri var.

What's that green stuff?

O yeşil şey de ne?

I have green eyes.

Yeşil gözlerim var.

Why are leaves green?

Yapraklar neden yeşildir?

The light was green.

Işık yeşildi.

This banana is green.

Bu muz yeşildir.

- I do not like green tea.
- I don't like green tea.

Yeşil çayı beğenmiyorum.

They're investing in green jobs,

Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar

A green turtle has returned...

...geri geliyor bu yeşil kaplumbağa.

African green monkey in cell

Afrika yeşil maymun hücresinde

Shades of yellow and green

Sarı ve yeşilin tonları

Miss Green taught me English.

Bayan Green bana İngilizce öğretti.

The hill is always green.

Tepe her zaman yeşildir.

The fence is painted green.

Çit yeşil boyalıdır.

He likes green the best.

O en çok yeşili seviyor.

You have a green book.

Senin yeşil bir kitabın var.

We painted the house green.

Biz evi yeşile boyadık.

Green doesn't go with red.

Yeşil kırmızı ile gitmez.

They painted the fence green.

Onlar çiti yeşile boyadılar.

Do you drink green tea?

Yeşil çay içer misin?

Are you drinking green tea?

Yeşil çay içiyor musun?

All mountains are not green.

Tüm dağlar yeşil değildir.

Does Emily have green eyes?

Emily'nin yeşil gözleri mi var?

It's a green card marriage.

Bu bir yeşil kart evliliği.

Tom was green with envy.

Tom kıskançlıktan kudurmuştu.

Apples are red or green.

Elmalar kırmızı veya yeşildir.