Examples of using "Received" in a sentence and their turkish translations:
Ben de onu aldım.
Onu kim aldı?
Ben bir tane aldım.
Tom yardım aldı.
Leyla yardım aldı.
Senin mektubunu aldım.
Film karışık eleştiriler aldı.
ve her hamala...
İkramiyemi aldım.
- Ödül ona gitti.
- O, ödülü aldı.
Bunlar hiç isim almadı.
Bir davetiye aldım.
Notunu aldım.
Mesajını aldım.
Mektubunu aldım.
O bir yetim aldı.
Tom çok sayıda tehdit aldı.
Tom 333 oy aldı.
Monroe 65 oy aldı.
Çok alkış aldı.
Tom ufak yaralar aldı.
- Sami bir davetiye aldı.
- Sami bir davet aldı.
Tom bir telgraf aldı.
Sami başka bir makbuz aldı.
Noel için bir e-okuyucu aldım.
Film olumlu eleştiriler aldı.
O iyi bir eğitim aldı.
Beklenmedik bir şekilde onun mektubunu aldım.
Onların her biri bir elma aldı.
Elektrik faturamı teslim aldım.
Bagajımı aldın mı?
Doğum günü hediyemi aldım.
Onay aldın mı?
Bu sabah mektuplar aldı.
Henüz hiç açıklama almadık.
Biz ilk görevimizi aldık.
Mektubunu dün aldım.
Dün onun mektubunu aldım.
Ben parayı asla almadım.
Mesajınız alınmıştır.
Dün mesajını aldım.
İsimsiz bir ihbar aldık.
Ben sıcak bir karşılama aldım.
- Biz sıcak karşılandık.
- Sıcak bir karşılamayla ağırlandık.
- Bizi sıcak karşıladılar.
- On bir öğrenci mükafat aldı.
- On bir öğrenci ödülü aldı
Onların her biri bir hediye aldı.
Biz büyük bir paket aldık.
Mektubunu az önce aldım.
Biz telgrafı almadık.
Tom birçok ödül aldı.
Tom bir cep telefonu mesajı aldı.
Tom ölümünün ardından ödül aldı.
O, taahhütlü bir mektup aldı.
Biz yeni bir bilgi aldık.
Henüz bir şey almadım.
Tom bir karaciğer nakli aldı.
Tom ayakta alkışlandı.
Onların her biri bir dolar aldı.
Ben arkadaşça bir mektup aldım.
Ben bir e-posta iletisi aldım.
Jefferson 162 seçmen oyu aldı.
O bir doktora derecesi aldı.
Tom tam burs aldı.
Tom hiç mesaj almadı.
Kitap karışık eleştiriler aldı.
Kartını az önce aldım.
- Fadıl bir mahkeme celbi aldı.
- Fadıl bir mahkeme çağrısı aldı.
Fadıl özel kuvvetler eğitimi aldı.
Fadıl bir fidye mektubu aldı.
Film karışık eleştiriler aldı.
O dört e-posta aldı.
Leyla daha az bir ceza aldı.
Hiç mesaj almadım.
Sami büyük bir bonus aldı.
Sami hiç mektup almadı.
Bir telgraf almadık.
Tom bir ömür boyu hapis cezası alabilirdi.
Steve Jane'den bir mektup aldı.
Onun ölüm haberini aldık.
General Franks fahri şövalyelik aldı.
O, birçok övgü aldı.
Aile beni çok sıcak bir biçimde karşıladı.
Aldığın en iyi tavsiye nedir?
Her çocuk kendi diplomasını aldı.
Tom Mary'den bir mektup aldı.
Biz bütün uygun evrak işlerini aldık.
Az önce birkaç iyi haber aldım.
Ben az önce keyifli bir haber aldım.
Ben az önce bazı harika haberler aldım.