Examples of using "Doesn't" in a sentence and their turkish translations:
Yok öyle bir şey.
Kim gelmiyor, rahatsız etme.
Bu yardımcı olmuyor.
Bu çalışmıyor.
- Bu önemli değil.
- Önemli değil.
- O önemli değil.
- Önemi yok.
O çalışmaz.
Tom konuşmaz.
O yalan söylemez.
Sami bilmediği numaralara cevap vermiyor.
Tom matematiği sevmiyor.
Gitmek istemeyen bir kimse gitmek zorunda değildir.
O, futboldan hoşlanmaz.
O sözleri sakınmaz.
- O beni rahatsız etmiyor.
- Bu beni rahatsız etmiyor.
O artık içki içmiyor.
Tom bunu anlamıyor.
O sigara içmiyor ve votka da içmiyor.
Tom onu istemiyor.
Tom hiç kimseden hoşlanmıyor.
Tom çocukları sevmez.
Tom kimseye güvenmiyor.
O beni bilmiyor.
- O hiçbir şey demek değildir!
- Hiçbir anlamı yok!
- Tom beni sevmiyor.
- Tom beni sevmez.
Tom'un çocukları yok.
Tom beni korkutmuyor.
Tom'un ona ihtiyacı yok.
"Babam alkol kullanmaz." "Benimki de."
O beni şaşırtmıyor.
Bu sık sık olmaz.
Bu adil görünmüyor.
Bu doğru görünmüyor.
Tom ikna olmuş görünmüyor.
Mary beni sevmiyor.
O futbol oynamaz.
O sigara içmiyor ve o votka içmez.
Tom buna inanmıyor.
Susie Japonca konuşmaz, ve Tom da.
Bu iş karşılığını ödemiyor.
- O sizi anlamıyor.
- O seni anlamıyor.
O futbolu sevmez.
Tom bundan hoşlanmaz.
Tom kedileri sevmez ve Mary de.
Tom Mary'nin kendisinden niçin hoşlanmadığını bilmiyor.
Tom Mary'nin niçin et yemediğini bilmiyor.
O, futboldan hoşlanmaz.
Mary güzel görünmüyor mu?
- Tom, Fransızca bilmiyor ve Mary de öyle.
- Tom, Fransızca konuşmuyor ve Mary de öyle.
Bu tanıdık gelmiyor mu?
O, kulağa harika gelmiyor mu?
Tom genellikle kazanmaz.
Tom Mary'nin neden Boston'u sevmediğini bilmiyor.
Sami onu hak etmiyor.
Sami bunu yapmaz.
Sami bilmediği numaraları cevaplamaktan hoşlanmaz.
- Televizyon çalışmıyor.
- Sınalgı işlemiyor.
Tom ona inanmıyor.
Tom çok konuşmaz.
Tom o istemezse gitmek zorunda değil.
- O herhangi bir anlam ifade etmiyor.
- O saçmalık.
- Bu saçma.
- Bu saçmalık.
Komşularının çığlık attığını,
o tadı vermez
Dürüstlük bedel ödemez.
Bu yanmaz.
Önemli değil.
Kim bilmiyor?
Genetik yalan söylemez.
O, yalan söylemez.
Tom bilmiyor.
O içki içmez.
O içki içmez.
Bu, işe yaramaz.
Kimsenin umurunda değil mi?
- Anlamıyor.
- Anlamaz.
Bu incitmez.
Homeopati işe yaramaz.
O bronzlaşmaz.
O uyumaz.
Molise yoktur.
Mükemmellik yoktur.
Umursamıyor.
Dikkat can acıtmaz.
- Şans yoktur.
- Şans diye bir şey yoktur.
Tom umursamıyor.
Tom şikâyet etmez.
Tom araba sürmez.
Tom dinlemez.
Tom gülümsemez.
Tom anlamıyor.