Translation of "Leadership" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Leadership" in a sentence and their turkish translations:

Who has leadership?

Kimin liderliği var?

We need leadership.

Liderliğe ihtiyacımız var.

From taking leadership positions.

üzerine kurulu.

We need Tom's leadership.

Tom'un liderliğine ihtiyacımız var.

Strong leadership was needed.

Güçlü liderlik gerekliydi

We have a leadership problem.

Bir liderlik sorunumuz var.

That match our flawed leadership archetypes.

sahip olmadıkları için erkekleri dışlamamak anlamına da geliyor.

The pathway to power and leadership

Güce ve iktidara giden yol

The British would need strong leadership.

İngiltere güçlü bir liderlik gerektirir.

And so I stepped down from leadership

Liderlikten istifa ettim.

That were feeling disconnected from political leadership

ve ülkemizin geleceğini

Lincoln is admired because of his leadership.

Lincoln liderliği yüzünden takdir edilmektedir.

And are committed to their joining of leadership.

ve kendini liderliğe adamış kadınlar için.

So that they can improve their leadership skills

ve başarılı şekilde beyin fırtınası yapıp

Things like that will never happen under my leadership.

Böyle şeyler benim liderliğimin altında asla olmayacak.

And he assumes the educational arm leadership of that society.

Ve o cemiyetin eğitim kolu reisliğini üstleniyor.

And having members of the Fraternal Order of Police leadership

Fraternal Order of Police organizasyonu yönetiminden üyeler

In my mind, this is what leadership is all about:

Aklımda, liderlik budur;

The defeat at Trebia struck fear into the Roman leadership.

Trebia'da ki yenilgi Roma'nın kalbine korku salmıştı.

She has consented to take the leadership of the party.

Partinin liderliğini almaya razı oldu.

But this moment is different, because of the void in leadership.

ama bu an liderlikteki boşluk yüzünden farklı.

This system started with the leadership of TRT and EBA TV.

TRT ve EBA TV öncülüğündebu sistem başlamış oldu

With Baibars’ exceptional leadership the Mamluk vanguard is able to maintain discipline

Baybars'ın istisnai bir liderliği sayesinde Memlük Öncüleri disiplin altında kalıp

His leadership helped many thousands of soldiers to make it back alive.

Liderliği, binlerce askerin onu tekrar canlandırmasına yardım etti.

Without his capable leadership, it perhaps seemed that the early Ottoman conquest

Onun böyle liderlik becerileri olmasaydı belki de Osmanlıların ilk fethi

Changes of leadership have a great effect on the international political economy.

Liderliğin değişmesi uluslararası siyasi ekonomi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

It is certain that one important criterion for employment is having 'leadership'.

Liderliğe sahip olmanın, istihdam için önemli bir kriter olduğu kesindir.

And we recognize that while we don't have leadership at the federal level,

Bizim federal seviyede liderliğimiz olmadığını fark ederken

Aggressive leadership won praise from General  Masséna, then, at Dego, from General Bonaparte  

saldırgan liderliği General Masséna'dan, ardından Dego'da General Bonaparte'den övgü aldı ve Lannes'ı

Spanish soldiers and civilians defended the city  with legendary courage, but Lannes’ leadership  

İspanyol askerleri ve siviller şehri efsanevi cesaretle savundu, ancak Lannes'in liderliği

And so it's very hard for them to realize that they have leadership capacities.

Dolayısıyla liderlik kapasitelerinin olduğunu fark etmeleri çok zor.

But Ney’s fury at what he considered Masséna’s disastrous leadership boiled over into open

. Ama Ney'in, Masséna'nın feci liderliğini açıkça gördüğü şeye öfkesi açık bir

And he decided to do a project on looking at leadership in that context.

ve bu bağlamda liderliği gözeterek bir proje yapmaya karar verdi.

Gujarat, with its 65 million inhabitants, has become, under Modi´s leadership, India´s

Gujarat, 65 milyon nüfusuyla, Modi'nin liderliğinde,

In fact, I did not even have a woman on my own senior leadership team

Aslında, kendi şirketimde, kendi kıdemli lider ekibime

Work began under the leadership of the country and citizens and reflected quickly on the

tüm yaşamının ülke yapısına ve çalışmalarının temellerine hızla yansıyan

But she was also capable of decisive leadership: in alliance with France and Austria, Elizabeth

Ama Elizabeth aynı zamanda liderlik yetisine de sahipti.

A mutation of a certain kind to change reality. And a leadership that is able to walk with a

BAE'nin aynı anda sahip olduğu iki şey olan istikrarlı bir planla yürüyebilen bir liderlik

All of the great leaders have had one characteristic in common: it was the willingness to confront unequivocally the major anxiety of their people in their time. This, and not much else, is the essence of leadership.

Bütün harika liderlerin genelde tek bir karakteristik özelliği vardır: kendi zamanlarındaki halklarının en büyük endişesine açıkça karşı koymak. Daha fazlası değil, sadece bu, liderliğin esasıdır.