Translation of "Taking" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Taking" in a sentence and their turkish translations:

- He's taking a nap.
- She's taking a nap.

O biraz kestiriyor.

- Tom likes taking pictures.
- Tom loves taking pictures.

Tom fotoğraf çekmekten hoşlanır.

- Tom is taking charge.
- Tom is taking over.

- Tom devralıyor.
- Tom yönetimi alıyor.

- I'm taking him home.
- I'm taking her home.

Onu eve götürüyorum.

taking Standard Mathematics

20 yılı aşkın bir zaman diliminde

I'm taking notes.

Not alıyorum.

You're taking over.

Yönetimi ele alıyorsun.

We're taking off.

Kalkıyoruz.

We're taking over.

Şirketi devralıyoruz.

They're taking pictures.

Resim çekiyorlar.

I'm taking inventory.

Envanter çıkarıyorum.

I'm taking Lipitor.

Ben Lipitor alıyorum.

I'm taking off.

İzne çıkıyorum.

I'm taking over.

Yönetimi devralıyorum.

I'm taking antibiotics.

Ben antibiyotik alıyorum.

We're taking turns.

Biz sıra ile yapıyoruz.

I'm taking charge.

Ben sorumlu tutuyorum.

No taking photos.

Fotoğraf çekilmez.

- The project is taking shape.
- The project's taking shape.

Proje şekil alıyor.

- She's fond of taking pictures.
- She likes taking pictures.

- Fotoğraf çekmeyi seviyor.
- Resim çekmekten hoşlanıyor.

- I am taking tomorrow off.
- I'm taking tomorrow off.

Yarın yola çıkıyorum.

- I continued taking photographs.
- I went on taking photos.

Fotoğraflar çekmeye devam ettim.

- I'm taking you with me.
- I'm taking him with me.
- I'm taking her with me.

- Onu yanımda götürüyorum.
- Yanımda götürüyorum.

- I'm taking a week off.
- I'm taking the week off.

Bir hafta izin alıyorum.

- You're taking a big risk.
- You're taking quite a risk.

Sen büyük bir risk alıyorsun.

- I'm taking my apology back.
- I'm taking back my apology.

Özrümü geri alıyorum.

From taking leadership positions.

üzerine kurulu.

Gamblers enjoy taking risks.

Kumarbazlar risk almayı severler.

I'm taking off now.

Ben şimdi gidiyorum.

He likes taking walks.

O yürüyüş yapmayı sever.

I'm taking a bath.

Banyo yapıyorum.

I like taking walks.

Yürüyüş yapmayı severim.

I'm taking the book.

Ben kitap alıyorum.

I'm taking a book.

Kitap alıyorum.

Tom is taking pictures.

Tom fotoğraflar çekiyor.

What's taking so long?

Neden bu kadar uzun sürüyor?

She loves taking pictures.

Fotoğraf çekmeyi sever.

This is taking forever.

Bu sonsuza kadar sürer.

We're not taking anything.

Biz hiçbir şey almıyoruz.

I enjoy taking pictures.

Ben fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum.

Tom loves taking pictures.

Tom fotoğraf çekmeyi sever.

You're taking too much.

Çok fazla alıyorsun.

It's taking too long.

Çok uzun zaman alıyor.

I'm taking the minivan.

- Ben minivanı alıyorum.
- Ben minivanı götürüyorum.

We're not taking questions.

Biz soru almıyoruz.

Are you taking minutes?

Zabıt tutuyor musun?

I'm taking it seriously.

Onu ciddiye alıyorum.

I'm taking you dancing.

Ben seni dans etmeye götürüyorum.

I'm not taking sides.

Ben taraf tutmuyorum.

I'm taking you home.

- Seni eve götürüyorum.
- Sizi eve götürüyorum.

I'm taking the job.

Ben işi alıyorum.

I'm taking it easy.

Ben ağırdan alıyorum.

Changes are taking place.

Değişiklikler yer alıyor.

Tom denied taking drugs.

Tom ilaç almayı yalanladı.

Are you taking pictures?

Fotoğraf çekiyor musun?

We're taking it slow.

Biz bunu yavaş alıyoruz.

I'm taking my time.

Acele etmiyorum.

I'm taking classes online.

Dersleri çevrimiçi alıyorum.

Tom likes taking pictures.

Tom fotoğraf çekmekten hoşlanır.

I'm taking Tom home.

Tom'u eve götürüyorum.

Tom is taking charge.

Tom idareyi ele geçiriyor.

Tom is taking notes.

Tom not alıyor.

He's taking a nap.

O biraz kestiriyor.

I'm just taking pictures.

Sadece fotoğraf çekiyorum.

I'm taking them home.

Onları eve götürüyorum.

I'm taking him home.

Onu eve götürüyorum.

I'm taking this one.

Ben bunu alıyorum.

I'm taking this seriously.

Ben bunu ciddiye alıyorum.

Who's taking you home?

Seni eve kim götürüyor?

I hate taking risks.

Risk almaktan nefret ederim.

He likes taking pictures.

Fotoğraf çekmeyi seviyor.

He's taking a shower.

O duş alıyor.

Tom loves taking trips.

Tom seyahat etmeyi sever.

Tom enjoys taking pictures.

Tom resim çekmekten hoşlanır.

Are you taking notes?

Notlar alıyor musunuz?

Tom is taking antidepressants.

Tom antidepresanlar kullanıyor.

We're taking our time.

Vakit ayırıyoruz.

I'm taking a chance.

Riski göze alıyorum.

I was taking notes.

Not alıyordum.

I'm taking a walk.

Ben bir yürüyüş yapıyorum.

I love taking trips.

Dolaşmayı severim.

Sami was taking cocaine.

Sami kokain alıyordu.

Are you taking vitamins?

Vitamin alıyor musun?

Sami started taking acid.

Sami asit almaya başladı.

Sami started taking photos.

Sami fotoğraf çekmeye başladı.

- I am taking a bath now.
- I'm taking a bath now.

- Şimdi banyo yapıyorum.
- Şimdi duş alıyorum.
- Şimdi banyo alıyorum.

- I am taking French next year.
- I'm taking French next year.

Gelecek yıl Fransızca eğitimi alacağım.

- I am interested in taking pictures.
- I'm interested in taking pictures.

Fotoğraf çekmekle ilgileniyorum.

- I am taking tomorrow afternoon off.
- I'm taking tomorrow afternoon off.

Yarın öğleden sonra izne ayrılıyorum.

- We are taking two spare tires.
- We're taking two spare tires.

İki yedek lastik alıyoruz.

- I am taking a dance class.
- I'm taking a dance class.

Ben bir dans dersi alıyorum.