Translation of "Leaders" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Leaders" in a sentence and their turkish translations:

We need leaders.

Bizim liderlere ihtiyacımız var.

They're our leaders.

Onlar bizim liderlerimiz.

Leaders serve society.

Liderler topluma hizmet ediyor.

There's no spotless leaders,

Kusursuz lider yok,

We need competent leaders.

Yetkili liderlere ihtiyacımız var.

Our politicians, our religious leaders,

Siyasetçilerimizin, dini liderlerimizin -- elbette saygı çerçevesinde --

Germany's leaders were losing hope.

Almanya liderleri umudunu kaybediyordu.

Church leaders denied the accusation.

Kilise liderleri suçlamayı reddetti.

Republican leaders denied the charge.

Cumhuriyetçi liderler suçlamayı reddetti.

Western leaders condemned the action.

Batılı liderler eylemi kınadı.

Many leaders supported the compromise.

Birçok lider uzlaşmayı destekledi.

Federalist leaders denounced Jefferson's policy.

Federalist liderler Jefferson'ın politikasını kınadı.

The leaders of Malaysia like bribes.

Malezya liderleri rüşveti severler.

The nation's leaders had no choice.

Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.

Business leaders blamed it on Roosevelt.

İş liderleri Roosevelt'i suçladı.

Several party leaders met in private.

Birkaç parti lideri özel olarak görüştü.

Parents and religious leaders criticized him.

Ebeveynler ve dini liderleri onu eleştirdi.

His actions greatly angered Mexican leaders.

Onun eylemleri büyük ölçüde Meksikalı liderleri kızdırdı.

Republican Party leaders criticized President Hayes.

- Cumhuriyetçi Parti liderleri Devlet Başkanı Hayes'i eleştirdiler.
- Cumhuriyetçi Parti liderleri Başkan Hayes'i eleştirdi.

[in Spanish] Because we were the leaders,

Çünkü biz liderdik.

We hate our wicked and corrupt leaders!

Biz kötü ve yolsuz liderlerimizden nefret ediyoruz!

The Confederate leaders refused to accept defeat.

Konfederasyon liderleri yenilgiyi kabul etmeyi reddetti.

By female heads of state and business leaders,

bu duvarlar defalarca yıkıldı

Especially when they don't usually make people leaders.

özellikle de bu özellikler genellikle insanları lider yapmadığında.

But that's why more women leaders are needed.

Bu yüzden daha fazla kadın lidere ihtiyaç var.

And every one of those leaders would agree,

O liderlerin her biri hemfikirdir ki

What do people want most from their leaders?

İnsanlar liderlerinden en çok ne ister?

The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism.

Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.

What the country needs most is wise leaders.

Bir ülkenin en çok ihtiyacı olan şey bilgili liderdir.

They came to terms with the union leaders.

Onlar sendika liderleriyle anlaştılar.

She is going to meet the project leaders.

O, proje liderlerini karşılayacak.

They were important leaders who loved their country.

Onlar ülkelerini seven önemli liderlerdir.

Some of the Indian leaders refused to negotiate.

Bazı Hint liderler görüşmeyi reddetti.

The leaders assembled in Paris for a meeting.

Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.

Proved one of the Grande Armée’s greatest combat leaders.

, Grande Armée'in en büyük savaş liderlerinden biri olduğunu kanıtladı.

The leaders of the Union agitated for higher wages.

Sendikanın liderleri, daha yüksek ücret için ortalığı karıştırıyorlardı.

In this film they both portray notorious gang leaders.

Bu filmde onların her ikisi de kötü çete liderleri canlandıracak.

Armed groups reportedly arrested several other opposition leaders too.

Silahlı grupların birkaç muhalefet liderlerini daha tutuklandığı bildirildi

The leaders were out of touch with the people.

Liderler insanlarla irtibatta değildi.

He was one of the leaders of the revolution.

O, devrimin liderlerinden biriydi.

In Japan, military leaders gained control of the government.

Japonya'da, askeri liderler, hükümetin kontrolünü ele geçirdiler.

He is one of the business leaders in Japan.

O Japonya'da iş liderlerinden biridir.

Some Hindu leaders are calling for violence against Muslims.

Bazı Hindu liderler Müslümanlara şiddet çağrısı yapıyor.

"So on paper it says that we're co-equal leaders,

"Kağıt üzerinde bizim eş-lider olduğumuz yazıyor,

We appear to want leaders who are charming and entertaining,

Etkileyici ve eğlenceli liderler istiyor gözüküyoruz

In fact, the best leaders are humble rather than charismatic,

Doğrusu, en iyi liderler karizmatik olmaktan ziyade

And look for the qualities that make people better leaders,

ve insanları daha iyi lider yapan niteliklere bakmaktır,

Party leaders are hammering out a proposal for political reform.

Parti liderleri siyasi reform için bir öneriyi tartışıyorlar.

This seminar will target senior marketing leaders from Japanese firms.

Bu seminer Japon firmalarından üst düzey pazarlama liderlerini hedef alacaktır.

People everywhere yearn for public leaders dedicated to world peace.

Her yerde insanlar dünya barışına adanmış kamu liderleri için özlem duyuyorlar.

All of these guys were thought leaders in their own right,

Bu kişiler kendi sağ kanatları içinde birer kanaat önderiydiler,

There was a violent clash of opinions between the two leaders.

İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.

Catholic leaders urge all of us to unite in the church.

Katolik liderler hepimizin kilisede birleşmesini tavsiye ediyor.

Leaders are trying to do away with impediments to economic growth.

Liderler, ekonomik büyümenin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.

Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan.

Müttefik askeri liderler Japon planını yenmek için bir yol buldu.

And with the help of many volunteers and leaders in my community,

Topluluğumdaki pek çok gönüllünün ve önderin yardımlarıyla

Reach out to your local leaders, reach out to your law enforcement

Yerel önderlerinize, kanun uygulayıcılarınıza

And then think of one of the few female leaders in Africa,

Afrika'daki birkaç kadın liderden bir tanesini,

A doctor and one of the leaders of Médicos por la Salud.

ve Médicos por la Salud öncülerinden biri.

Companies, sponsored by the Government, became global leaders. Just for your understanding,

desteklediği o şirketler dünya liderleri oldular. Anlamanız için,

The leaders of seven industrial democracies will meet in Okinawa in 2000.

Yedi sanayi demokrasilerinin liderleri 2000 yılında Okinawa'da buluşacak.

Our public leaders are imaginative and often come up with new ideas.

Bizim kamu liderleri yaratıcı ve sık sık yeni fikirler ortaya atarlar.

- We need strong leaders who are not afraid of standing up to political correctness.
- We need strong leaders who are not afraid to stand up to political correctness.

- Bizim politik doğruluğa karşı koymaktan korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.
- Politik doğrulukları savunmaya korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.

This man is one of the greatest leaders the world has ever seen.

Bu adam, dünyanın görüp gördüğü en büyük liderlerden biri.

(The leaders of the company, especially the president and main shareholder, Jeff Bezos,

Şirketin liderleri, özellikle de başkanı ve büyük hissedarı Jeff Bezos,

I even talked to other chapter leaders to see what they were doing.

Nasıl işlediğini görmek için diğer yetkililerle de konuştum.

Of each one of the senior leaders that was going to decide my fate.

her bir kıdemli liderin görsel nitelikteki çöp adamları.

We need strong leaders who are not afraid of standing up to political correctness.

Bizim politik doğruluğa karşı koymaktan korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.

To the extent that we can do this, we will end up with better leaders,

Bunu yapabildiğimiz ölçüde, daha iyi liderlere sahip olacağız

On its economy on Only oil. Leaders searched for a new feature in the country

, kendine özgü bir sahil şeridi olduğunu bulmak için ülkede yeni bir özellik aradılar

Company leaders have set the goal of revolutionizing commerce, not just e-commerce, but physical

şirket liderleri ticareti kökten değiştirme hedefi koydular. Yalnızca online ticareti değil,

The leader of our party met with the other leaders and talked about the problem.

Bizim grubun lideri diğer liderlerle birlikte oturdu ve problem üzerine konuştu.

The two leaders choose to decide the battle with a knightly duel and, amidst cheers from

2 lider, orduların arasında şövalyevari bir düello yapmaya karar verirler

All of the great leaders have had one characteristic in common: it was the willingness to confront unequivocally the major anxiety of their people in their time. This, and not much else, is the essence of leadership.

Bütün harika liderlerin genelde tek bir karakteristik özelliği vardır: kendi zamanlarındaki halklarının en büyük endişesine açıkça karşı koymak. Daha fazlası değil, sadece bu, liderliğin esasıdır.