Translation of "Denied" in Turkish

- He denied everything.
- She denied everything.

O, her şeyi reddetti.

- I denied it.
- I denied that.

Onu reddettim.

- Tom denied this.
- Tom denied that.

- Tom onu reddetti.
- Tom onu yalanladı.
- Tom onu inkar etti.

Objection denied.

İtiraz reddedildi.

Motion denied.

Önerge reddedildi.

- Tom denied the accusations.
- Tom denied the charges.
- Tom has denied the accusations.

Tom suçlamaları reddetti.

- Tom denied that allegation.
- Tom denied that claim.
- Tom has denied that allegation.

Tom o iddiayı yalanladı.

- That can't be denied.
- That cannot be denied.

- Bu inkâr edilemez.
- Bu yadsınamaz.

- Tom denied the allegations.
- Tom had denied the allegations.
- Tom has denied the claims.

Tom iddiaları reddetti.

He denied it.

O onu reddetti.

She denied everything.

O her şeyi reddetti.

Tom denied everything.

Tom her şeyi reddetti.

Tom denied it.

Tom onu reddetti.

Mary denied it.

- Mary bunu inkar etti.
- Mary bunu reddetti.
- Mary bunu yalanladı.

We denied it.

Biz bunu reddettik.

They denied it.

Onlar bunu reddetti.

Tom denied this.

- Tom bunu reddetti.
- Tom bunu inkar etti.
- Tom bunu yalanladı.

I denied that.

Onu inkar ettim.

I denied everything.

Her şeyi inkar ettim.

Sami denied it.

Sami onu reddetti.

Sami denied everything.

Sami her şeyi inkar etti.

- Tom denied the allegation.
- Tom has denied the allegation.

Tom iddiayı reddetti.

- Tom denied that that happened.
- Tom denied that happened.

Tom onun olduğunu reddetti.

- Tom denied the charges.
- Tom has denied the charges.

Tom suçlamaları reddetti.

- Tom denied that he laughed.
- Tom denied he laughed.

Tom güldüğünü inkar etti.

- The fact cannot be denied.
- That fact can't be denied.

O gerçek inkar edilemez.

- He denied his marital status.
- She denied her marital status.

O, medenî durumunu inkâr etti.

We were denied transportation.

- Biz ulaşımdan yoksun bırakıldık.
- Biz ulaşımdan mahrum edildik.

Mayuko denied the rumor.

Mayuko söylentiyi yalanladı.

He denied the rumor.

O söylentiyi yalanladı.

He denied the facts.

- O, gerçekleri yalanladı.
- O, gerçekleri inkar etti.
- O, gerçekleri reddetti.

He denied that fact.

O, o gerçeği yalanladı.

Your request is denied.

Senin rican reddedildi.

He denied the accusation.

O, suçlamayı reddetti.

She denied the accusation.

O suçlamayı reddetti.

Tom's proposal was denied.

Tom'un önerisi reddedildi.

Tom denied those accusations.

Tom bu suçlamaları reddetti.

Tom denied the accusations.

Tom suçlamaları inkar etti.

Tom denied the allegations.

Tom iddiaları reddetti.

Tom denied that allegation.

Tom o iddiayı yalanladı.

Tom denied these charges.

Tom bu suçlamaları reddetmiştir.

Tom denied the charge.

Tom suçlamayı kabul etmedi.

Tom has denied cheating.

Tom kopya çektiğini yalanladı.

Tom denied Mary's requests.

Tom, Mary'nin isteklerini reddetti.

Those requests were denied.

O talepler reddedildi.

Tom has denied wrongdoing.

Tom haksızlığı reddetti.

Tom denied any wrongdoing.

Tom herhangi bir haksızlığı yalanladı.

The requests were denied.

İstekler reddedildi.

Tom denied those rumors.

Tom o söylentileri yalanladı.

Tom denied taking drugs.

Tom ilaç almayı yalanladı.

That request was denied.

O istek reddedildi.

Tom denied that report.

Tom o haberi yalanladı.

Tom denied saying that.

Tom bunu söylediğini inkâr etti.

The request was denied.

İstek reddedildi.

Tom denied the report.

Tom haberi yalanladı.

Tom was denied entry.

Tom'un girişi reddedildi.

Tom denied any guilt.

Tom herhangi bir suçu yalanladı.

Tom has denied everything.

Tom her şeyi inkar etti.

Tom denied those allegations.

Tom bu iddiaları yalanladı.

He denied these facts.

Bu gerçekleri reddetti.

He instantly denied it.

O, onu anında yalanladı.

Tom denied Mary's request.

Tom, Mary'nin ricasını reddetti.

He denied it immediately.

Bunu hemen inkar etti.

Tom denied the rumor.

- Tom söylentiyi reddetti.
- Tom söylentiyi inkar etti.

Tom denied the accusation.

Tom suçlamayı reddetti.

Tom denied any involvement.

Tom herhangi bir şekilde adının karışmasını reddetti.

Tom denied doing that.

Tom onu yaptığını kabul etmedi.

Sami denied killing Layla.

Sami, Leyla'yı öldürmeyi reddetti.

Sami denied it all.

Sami hepsini inkar etti.

His proposal was denied.

Önerisi reddedilmişti.

- Tom denied that he did that.
- Tom denied he did that.

Tom bunu yaptığını inkar etti.

- Tom denied that he knew Mary.
- Tom denied he knew Mary.

Tom, Mary'yi tanıdığını inkar etti.

- Tom denied that he despised Mary.
- Tom denied he despised Mary.

Tom, Mary'yi küçümsediğini reddetti.

- Tom denied that he killed Mary.
- Tom denied he killed Mary.

Tom, Mary'yi öldürdüğünü inkar etti.

- Tom has denied he cheated.
- Tom has denied that he cheated.

Tom hile yaptığını inkar etti.

He denied having done it.

Onu yaptığını inkar etti.

Tom denied having done it.

Tom onu yaptığını reddetti.

She denied having been there.

O, orada olduğunu inkar etti.

That fact can't be denied.

O gerçek inkar edilemez.

Tom denied having been there.

Tom orada olduğunu inkar etti.

Tom will be denied membership.

Tom'un üyeliği reddedilecek.

Tom vehemently denied the accusations.

Tom suçlamaları şiddetle reddetti.

Church leaders denied the accusation.

Kilise liderleri suçlamayı reddetti.

Tom has denied these accusations.

Tom, bu suçlamaları reddetti.

Tom has denied the allegations.

Tom iddiayı yalanladı.

Tom had denied the allegations.

Tom iddiaları reddetti.

Tom denied all the charges.

Tom bütün suçlamaları reddetti.

Tom has denied the charge.

Tom suçlamayı reddetti.

Tom denied the accusation immediately.

Tom hemen suçlamayı reddetti.

Tom has denied the accusations.

Tom suçlamaları yalanladı.

Tom has denied any guilt.

Tom suçu reddetti.

Tom denied writing the letter.

Tom mektup yazdığını reddetti.

Tom has denied any wrongdoing.

Tom görevi kötüye kullandığını reddetti.

Tom has denied using steroids.

Tom steroid kullandığını reddetti.

Tom denied taking Mary's money.

Tom, Mary'nin parasını almayı reddetti.

Tom has repeatedly denied wrongdoing.

Tom görevi kötüye kullanmayı defalarca reddetti.

She denied being an alcoholic.

O, alkolik olduğunu reddetti.

He denied being an alcoholic.

O, alkolik olduğunu yalanladı.