Examples of using "Laid" in a sentence and their turkish translations:
Ben gevşeğim.
O, işten çıkarıldı.
Çok rahatsın.
Babam işten çıkarıldı.
Biz işten çıkarılıyoruz.
Geçici olarak işten çıkarıldım.
Ben işten çıkarıldım.
- Tom rahat biri.
- Tom gevşek bir tip.
- O tavuk son zamanlarda hiç yumurta yumurtlamadı.
- O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.
O silahı yere bıraktı.
O, bu bahçeyi tasarladı.
Hepimiz işten çıkarıldık.
Ken kollarını indirdi.
Rahatıma bakabilirim.
Dün geçici olarak işten çıkarıldım.
Sekreterini işten çıkardı.
Ben tasasız bir adamım.
Birçok işçi işten çıkarıldı.
Tom oldukça tasasız biri.
Tom çok sarhoş.
Tom geçici olarak işten çıkarıldı.
İnsanlar işten atılıyor.
Tom tabancayı biraktı.
Tom işten çıkarılıyor.
Betty kendini yatağa attı.
Tavuk bir yumurta yumurtladı.
O, onun üzerine bir battaniye koydu.
O, çocuğu yumuşak bir biçimde yere yatırdı.
Ben onun üzerine bir battaniye serdim.
Birdenbire, 100 işçi işten çıkarıldı.
O altı kişilik masa hazırladı.
Tom Mary'nin üzerine bir battaniye koydu.
- General Motors 76.000 çalışanını işten çıkardı.
- General Motors 76.000 çalışanı işten çıkardı.
O, çime uzandı.
Ben kendimi çimenlerin üzerine attım.
- John tablo üzerinde hak iddia etti.
- John tabloyu sahiplendi.
Firma beş kişiyi işten çıkardı.
O, çimlerin üzerine uzandı.
O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.
Arkadaşlar, Newton yüksek matematiğin temelini attı.
O, başını yastığa koydu.
Tavuk bu sabah bir yumurta yumurtladı.
O, bebeğini yatağa yatırdı.
Akşam yemeği masanın üzerine konuldu.
Bu ay 100 dolar bir kenara koydu.
O, çantasını masaya koydu.
O, kitabı masanın üstüne koydu.
O tavuk son zamanlarda hiç yumurta yumurtlamadı.
O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.
Tom işten çıkarıldı.
Fikirlerini açıkça ortaya koydun.
Tom kitabı masanın üstüne koydu.
Tom başını yastığa koydu.
Tom çantasını masaya koydu.
Tom gazeteyi masaya koydu.
Babam elini omzuma koydu.
Tom'a hiç el kaldırmadım.
Tom'a tekrar hiç bakmadım.
O, dergiyi masaya koydu.
Benim tavuklar geçen yıl daha az yumurtladı.
Tom raketini yere koydu.
Tom raketi yere koydu.
Evin temelini attılar.
Tom kartlarını masaya koydu.
Ben seni hiç incitmedim.
Tom yarasayı yere koydu.
Ken her hafta bir kenara biraz para koydu.
Tahta döşemede uzandı.
Halıyı yere serdi.
O ellerini onun omuzlarına koydu.
Tom ellerini Mary'nin omuzlarına koydu.
Tom oldukça sarhoş bir adam.
Biz henüz herhangi bir çalışanı işten çıkarmadık.
Tom bir saldırı planı hazırladı.
Tom çok rahat kimse gibi görünüyor.
Tom elini Mary'nin koluna koydu.
Tom, ekimin sonlarına doğru işten çıkarıldı.
Tom işten atılabileceğinden korkuyordu.
Tom işten atılabileceğinden korkuyordu.
çok dindar değil, rahat, oldukça özgürlükçü.
temel eğitim ilkeleri, işte o zaman atılmıştır.
yatak odasındaki sanat galerisi değil,
Başını yastığa koydu.
Yaralı adamı çimin üzerine koyduk.
Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.
O her hafta beş dolar bir kenara koydu.
O silahı yere bıraktı.
O silahı yere bıraktı.
Dün tavuklarımız bir sürü yumurta yumurtladı.
Tom silahı yere koydu.
Tom silahı yere bıraktı.
Tom başını yastığın altına koyu.
Tom asla bana elini sürmedi.