Translation of "Chicken" in Turkish

Chicken!

Korkak!

- I love chicken.
- I like chicken.

- Tavuğu severim.
- Tavuk severim.

Chicken, please.

Tavuk, Lütfen.

Chicken again?

Gene mi tavuk?

- That meat is chicken.
- This meat is chicken.

Bu et tavuk.

- It tastes like chicken!
- It tastes like chicken.

Bunun bir tavuk gibi tadı var.

- The chicken was great.
- The chicken was delicious.

Tavuk harikaydı.

- Tom loves fried chicken.
- Tom likes fried chicken.

Tom, kızarmış tavuk seviyor.

- The chicken was great.
- The chicken was wonderful.

Tavuk harikaydı.

I like chicken.

Tavuk severim.

She bought chicken.

O tavuk aldı.

I love chicken.

- Tavuğu severim.
- Pilici severim.

I'm not chicken.

Korkak değilim.

"I love chicken biryani."

''Tavuk biryaniyi seviyorum.''

My chicken is here.

Benim tavuğum burada.

That chicken looks good.

Bu tavuk iyi görünüyor.

Is the chicken local?

Tavuk yerli mi?

The chicken is cackling.

Tavuk gıdaklıyor.

He caught the chicken.

O tavuk yakaladı.

She caught the chicken.

Tavuğu yakaladı.

I often eat chicken.

Sık sık tavuk eti yerim.

The chicken is lean.

Tavuk yağsız.

This chicken is overcooked.

Bu tavuk çok pişmiş.

I like Tandoori chicken.

Tandoori tavuğunu severim.

I ate chicken nuggets.

Tavuk nugget yedim.

I can't eat chicken.

Tavuk eti yiyemem.

I like roast chicken.

Fırında kızartılmış tavuğu severim.

Tom plucked the chicken.

Tom tavuğu yoldu.

I like Beypilic chicken.

Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.

That meat is chicken.

O et tavuktur.

I'm such a chicken.

Korkağın tekiyim.

The chicken is pink.

Tavuk pembe.

The chicken is undercooked.

- Tavuk az pişmiş.
- Tavuk yeterince pişmemiş.

The chicken is raw.

Tavuk çiğ.

Tom likes fried chicken.

Tom kızarmış tavuğu seviyor.

She's no spring chicken.

O genç değil.

I love roast chicken.

Tavuk kızartmasını seviyorum.

Tom made chicken curry.

Tom Tavuk köri yaptı.

The chicken was wonderful.

Tavuk harikaydı.

The chicken was delicious.

Piliç lezzetliydi.

This tastes like chicken.

Bunun tavuk gibi tadı var.

Most people like chicken.

Çoğu insan tavuk sever.

The chicken was dry.

Tavuk kuruydu.

The chicken is overcooked.

Bu piliç çok pişirilmiş.

Don't be a chicken.

Korkak olma.

I didn't chicken out.

Korkup vazgeçmedim.

Tom may chicken out.

Tom çekinebilir.

You're such a chicken.

Sen böyle bir korkaksın.

- You're yellow.
- You're chicken.

Sen korkaksın.

She bought a chicken.

O bir tavuk satın aldı.

This meat is chicken.

Bu et tavuk.

We'll serve fried chicken.

Kızarmış tavuk servis edeceğiz.

Tom loves chicken wings.

Tom tavuk kanatlarını sever.

Fadil loves Texas Chicken.

Fadıl, Texas Chicken'e bayılır.

I want roast chicken.

Kızarmış tavuk istiyorum.

Tom marinated the chicken.

Tom tavuğu marine etti.

"What's this?" "It's chicken."

"Bu ne?" "Tavuk."

Winner winner chicken dinner!

- Çorba parası çıktı.
- Hadi iyisin! Çorba parası çıktı.

He loves fried chicken.

Kızarmış tavuğu sever.

- I will never eat chicken again.
- I'll never eat chicken again.

Bir daha asla tavuk yemeyeceğim.

- He's no spring chicken.
- He's not young anymore.
- She's no spring chicken.

O artık genç değil.

- The chicken hasn't laid eggs lately.
- That chicken hasn't laid any eggs lately.
- That chicken hasn't laid any eggs recently.

- O tavuk son zamanlarda hiç yumurta yumurtlamadı.
- O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.

He's roasting a tasty chicken.

O, lezzetli bir tavuk kızartıyor.

Mother carved us the chicken.

Annem tavuğu keserek bize servis etti.

- I'm a coward.
- I'm chicken.

Ben bir korkağım.

This chicken is fried well.

Bu tavuk iyi kızarmış.

Tom is plucking a chicken.

Tom piliç yoluyor.

I am slaughtering a chicken.

Ben bir tavuk kesiyorum.

Can you catch the chicken?

Tavuğu yakalayabilir misin?

Is there chicken for dinner?

Akşam yemeği için piliç var mı?

Do you want some chicken?

Biraz tavuk ister misin?

Tom is no spring chicken.

- Tom dünkü çocuk değil.
- Tom acemi değildir.

I would like chicken soup.

Tavuk çorbasını severim.

Have you tried the chicken?

- Tavuk denedin mi?
- Tavuğu denedin mi?

Mary is eating chicken porridge.

Mary tavuk lapası yiyor.

I ate a chicken lollipop.

Ben bir tavuk lolipop yedim.

Your chicken soup is great.

Tavuk çorban harika.

I ate a chicken panini.

Bir tavuklu sandviç yedim.

Some people don't like chicken.

Bazı insanlar tavuk sevmiyor.

I don't eat chicken skin.

Ben tavuk derisi yemem.

We had some chicken soup.

- Biz biraz tavuk çorbası yedik.
- Biz biraz tavuk çorbası içtik.

Tom finally caught the chicken.

Tom nihayet tavuğu yakaladı.

You're turning into a chicken.

Tavuğa dönüşüyorsun.

Catching the chicken was difficult.

Tavuk yakalamak zordu.

I almost never eat chicken.

Neredeyse hiç tavuk yemem.

Tom is a chicken farmer.

Tom bir tavuk yetiştiricisi.

I ate a chicken sandwich.

Ben bir tavuklu sandviç yedim.

I eat chicken every day.

Her gün tavuk yerim.

Did you taste the chicken?

- Tavuğun tadına baktın mı?
- Tavuğu tattın mı?
- Tavuğun tadına baktınız mı?
- Tavuğu tattınız mı?

Tom owns a chicken farm.

Tom'un tavuk çiftliği var.

- Tom made Mary some chicken soup.
- Tom made some chicken soup for Mary.

Tom, Mary için biraz tavuk çorbası yaptı.

Why'd the chicken cross the road?"

diye bir şaka yapsa cevabım şu olur:

"Uh, was it a black chicken?

''Tavuk siyahi miydi?

Thanks, Mike. I don't like chicken.

Sağ ol, Mike. Tavuk sevmem.