Examples of using "Fate" in a sentence and their turkish translations:
Kader işte.
Kendini riske atıyorsun.
Riske giriyoruz.
Kaderdi.
onun kaderine ağlıyor
bu ülkenin
O, kaderini lanetledi.
Kader ona karşı döndü.
Kaderi aldatamazsın.
Bu senin kaderin.
Bu benim kaderim.
Kader bana gülümsedi.
Ölüm herkesin kaderidir.
Belki o kaderdi.
Kaderimiz mühürlendi.
Kaderden kaçılmaz.
Kader bazen acımasızdır.
Ben kadere inanıyorum.
Tom'un kaderi bilinmiyor.
Kaderim mühürlendi.
Sami, Leyla'nın kaderine karar verdi.
kaderleri aynıydı
Onu kötü bir kader bekliyordu.
Kocasıyla aynı akıbeti paylaştı.
O, zor kaderine yas tuttu.
Ben kaderimi kabul edeceğim.
Kader genellikle beklenmeyeni gönderir.
- Belki kendini tehlikeye atmamalısın.
- Belki risk almamalısın.
- Belki riske girmemelisin.
- Belki ölüme meydan okumamalısın.
- Kadere inanmam.
- Ben kadere inanmıyorum.
Kaderimiz ne olacak?
Onun kaderine zaten karar verildi.
Fadıl aynı kaderle buluştu.
Kadere inanıyorum ama kaderin değişebileceğini de biliyorum.
- O, kaderini kabul etmek zorunda kaldı.
- O kaderi kabul etmek zorunda kaldı.
Bizim kaderimiz sizin elinizde.
Kaderim senin ellerinde.
Kendimi tehlikeye atmak istemiyorum.
Bizi kaderimizle baş başa bırakmayın.
Tom kaderine boyun eğdi.
Test pilotları sürekli ölüme meydan okuyor.
- Kader bana sıkı bir ders öğretti.
- Kader bana acımasız bir ders verdi.
Bizim kaderimiz senin kararlarına bağlıdır.
O, kaderine razı geldi.
Kaderde ne yazıyormuş görelim.
Kader kartları karıştırır; biz oynarız.
- Kaderim sizin ellerinizde değil.
- Benim kaderim senin ellerinde değil.
Kader yanımızda değil.
- Tom kaderini uysal bir şekilde kabul etti.
- Tom kaderini boyun eğmiş bir şekilde kabullendi.
Ben kendi kaderimin efendisiyim.
Bir insanın karakteri onun kaderidir.
Senin kaderin ellerimde.
Sami, Leyla'yı kaderine terk etti.
Tom'un kadere inanmadığını biliyorum.
Kaderin bir oyunu olarak
Kaderle kavga etmenin faydası yoktur.
Bu acımasız kaderin güzel bir örneği.
Kaderim onun ellerinde.
Kaderimi ellerinde tutuyorsun.
O, kaderiyle yüzleşmeye hazırdı.
Akıl temiz ise kader iyidir.
Genç ölmek onun kaderiydi.
O ,kaderine boyun eğmek istemez.
Kaderinden kaçamazsın.
Son tanık mahkûmun kaderini belirledi.
O ,oğlunu kaderine bıraktı.
O, kaderi ile yüzleşmeye hazırdı.
Kitapların kendilerine ait bir kaderi var.
Kader kurbanlarına yardım etmek önemlidir.
Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm.
Daha önce, bölge için taşkınlar kaderdi.
Kader kartları karıştırır ve biz oynarız.
Fadıl'ın yıkıcı kaderi sonunda gün ışığına çıktı.
Belki de pek çok gezegenin kaderinde
Kaderimi senin güzel ellerine bırakıyorum.
Tanrı insanların kaderine çoktan karar verdi.
Calvin için Tanrı zaten bizim kaderimize karar verdi.
Ben kaderime boyun eğmek için zorlandım.
Kaderi aldatamazsın.
- Yalnızlık tüm göze çarpan insanların kaderidir.
- Yalnızlık tüm seçkin insanların kaderidir.
♪ Falımdan bir bilet çıktı ♪
Birine bile takılsa... ...hamam böceğinin kaderi mühürlenir.
Kaderini kabul etmekten başka seçeneği yoktu.
Yalnız bir hayat yaşamak onun kaderiydi.
Kader şansa bırakılmayacak kadar ciddidir.
O direnmekten vazgeçti ve kendini kaderine teslim etti.
Sonunda iki aile kaderini kabul etti.
Bu adam kaderiyle memnun.
Sami'nin kaderi jürinin ellerindeydi.
Sami'nin yeni alışkanlıkları onu korkunç bir kadere götürdü.
Fausto'nun kaderi de onlar için önemli değildir.
bu nedenle, yaklaşmakta olan kaderleri uykumu hiç kaçırmadı.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.