Examples of using "Hundreds" in a sentence and their turkish translations:
yüzlerce kişiye ileri üretim alanında eğitim verdik.
Her gün yüzlercesi ölür.
Yüzlerce öldürüldü.
Yüzlerce çocuk katıldı.
Yüzlerce kişi Tom'un cenaze törenine katıldı.
Sayıları yüz binlerce.
Yüzlerce cümle ekledik.
Yüzlerce cümle ekliyoruz.
Tom'un yüzlerce kitabı var.
Onun yüzlerce kitabı var.
Yüzlerce hayvan öldürüldü.
Ben yüzlerce kitap okudum.
Yüzlerce insan öldü.
Yüzlerce insan öldürüldü.
Yüzlerce buluşma gerçekleştirdim.
Gerçekten yüzlercesi vardı.
Tom yüzlerce şarkı yazdı.
Dedem yüzlerce anekdot bilir.
Yüzlerce gemi Amerikan limanlarından ayrıldı.
Dışarıda yüzlerce insan vardı.
Sami yüzlerce mil uzakta yaşıyordu.
Bunu yüzlerce kez yaptım.
Yüzlerce kitap okudum.
Yüzlerce, binlerce yıl önce,
büyük bir gemiye
Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...
Bu fabrikada yüzlerce kişi çalışır.
Güneş sistemi dışı yüzlerce gezegen keşfedildi.
Çin yüzlerce yıldır soyutlanmıştır.
Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.
Yüzlerce sığır göle gitti.
Bu nehir yüzlerce mil uzanır.
Leatherback kaplumbağaları yüzlerce kilo ağırlığında olabilirler.
Yüzlerce manda göle doğru yöneldi.
Onlar arkalarında yüzlerce yaralı insan bıraktı.
Yüzlerce insan öldürüldü veya yaralandı.
Yüzlerce kuş gözüme ilişti.
Stokta yüzlerce kayıtlarımız var.
Burada her gün yüzlerce insan yiyor.
ve yüzlerce oğlanı ve genç erkeği öldürmüştü.
Her hafta yüzlerce yeni vaka vardı.
benimle birlikte binlerce sanatçı da
Bunu daha önce yüzlerce defa simülasyonunun yapıldığı
Bu kilise yüzlerce yıl önce inşa edilmiştir.
Çalışmasında yüzlerce kitap var.
Kaslar yüzlerce ince liften yapılmıştır.
Sokakta yüzlerce araba vardı.
Atölyesinde yüzlerce kitap var.
Yüzlerce insan alana çıktı.
Aslına bakarsan, Çinçe yüzlerce lehçeden oluşur.
O birkaç yüz cümleden daha fazla ekler.
Sözlü gelenek yüzlerce yıldır vardır.
Yüzlerce alan sel suları altında kaldı.
Yüzlerce ailenin evi yanmıştı.
Gemi Amerika'ya yüzlerce göçmen taşıdı.
Gölün üzerinde yüzlerce kuş vardı.
Onların kürkleri üzerinde yüzlerce kene vardı.
Sami o Kuran ayetlerini yüzlercce defa okudu.
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
yüz binlerce kullanıcısı olan video oyunları geliştirmek için harcamıştım
Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...
Bunun gibi yüzlerce küçük iteklemeler var.
yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.
Gemi yüzlerce göçmeni Amerika'ya taşıdı.
Bilgisayarımda böyle yüzlerce örnek var.
Bundan yüzlerce yıl öncesi bahsetmeyelim bile.
Tom yüzlerce makale ve birkaç kitap yazdı.
Bu yanardağ yüzlerce yıldır aktif değildir.
Yüz binlerce insan işsiz kaldı.
Orada gece ve gündüz yüzlerce işsiz adam uyur.
Yüzlerce asker kamp ateşlerinin etrafında sessizce yemek yediler.
Polis, Fadıl'ın arabasında yüzlerce dolar nakit buldu.
beyninizdeki yüz binlerce nöron kıvılcım saçar
günümüzde yalnızca yüzlerce insan spor spikeri olabiliyor.
Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.
yüzlerce yıldan fazla bir süredir benimsemiştir
Caddelerde boş boş dolanan yüzlerce insan vardı.
Dün saat 10.00'da dışarıda yüzlerce kişi vardı.
Tüm insanlar yüzlerce yıl hatırlanacak.
Sami, Kahire'nin güneyinde yüzlerce dönüm araziye sahiptir.
- Bu galaksilerin her biri yüz milyarlarca yıldız barındırıyor.
- Bu galaksilerin her biri yüzlerce milyar yıldız barındırıyor.
- Bu galaksilerin her biri yüzlerce milyar yıldız barındırır.
Sahra altı Afrika'da yüz milyonlarca insan var ve
Ve neden dünya çapında yüz milyonlarca insan
fakat şimdiden yüz milyonlarca insan evlerinden izliyorlar
Genç bir insanın sosyal medyada yüzlerce arkadaşı olabilir
Trol tekneleri tek seferde yüzlerce ton balık çekebilir.
Sigarayı bırakmak kolaydır. Bunu yüzlerce kez yaptım.
Yüzlerce yıldır hiç kimse o cehennemi çölü geçmedi.
Gösteriler sırasında yaklaşık 200 kişi öldürüldü ve yüzlerce kişi yaralandı.
Polis ülke çapında yüzlerce uyuşturucu baskınları yaptı.
Onlar yüzlerce mil rampa ve köprüler yapmak zorundaydı.
Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.
Bu parkta yüzlerce ağaç kasırgada patladı.
Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.
Havaalanında hepsi iş için çığırtkanlık yapan yüzlerce taksi vardı.
Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.
O zamandan beri mizahı kullanmada nasıl daha etkili olunacağı konusunda