Translation of "Hundreds" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "Hundreds" in a sentence and their turkish translations:

We trained hundreds of hundreds of people for advanced manufacturing.

yüzlerce kişiye ileri üretim alanında eğitim verdik.

Hundreds die every day.

Her gün yüzlercesi ölür.

Hundreds have been killed.

Yüzlerce öldürüldü.

Hundreds of children participated.

Yüzlerce çocuk katıldı.

Hundreds attended Tom's funeral.

Yüzlerce kişi Tom'un cenaze törenine katıldı.

Hundreds of thousands of them.

Sayıları yüz binlerce.

We added hundreds of sentences.

Yüzlerce cümle ekledik.

We add hundreds of sentences.

Yüzlerce cümle ekliyoruz.

Tom has hundreds of books.

Tom'un yüzlerce kitabı var.

She has hundreds of books.

Onun yüzlerce kitabı var.

Hundreds of animals were killed.

Yüzlerce hayvan öldürüldü.

I've read hundreds of books.

Ben yüzlerce kitap okudum.

People died by the hundreds.

Yüzlerce insan öldü.

Hundreds of people were killed.

Yüzlerce insan öldürüldü.

I have had hundreds of encounters.

Yüzlerce buluşma gerçekleştirdim.

There were literally hundreds of them.

Gerçekten yüzlercesi vardı.

Tom has written hundreds of songs.

Tom yüzlerce şarkı yazdı.

My grandfather tells hundreds of anecdotes.

Dedem yüzlerce anekdot bilir.

Hundreds of ships left American ports.

Yüzlerce gemi Amerikan limanlarından ayrıldı.

There were hundreds of people outside.

Dışarıda yüzlerce insan vardı.

Sami lived hundreds of miles away.

Sami yüzlerce mil uzakta yaşıyordu.

I've done that hundreds of times.

Bunu yüzlerce kez yaptım.

I have read hundreds of books.

Yüzlerce kitap okudum.

See, hundreds of thousands of years ago,

Yüzlerce, binlerce yıl önce,

Costing hundreds of millions of dollars each,

büyük bir gemiye

Hundreds of miniature groundskeepers... up all night...

Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...

Hundreds of people work in this factory.

Bu fabrikada yüzlerce kişi çalışır.

Hundreds of extrasolar planets have been discovered.

Güneş sistemi dışı yüzlerce gezegen keşfedildi.

China was isolated for hundreds of years.

Çin yüzlerce yıldır soyutlanmıştır.

Hundreds of cities and towns suffered damage.

Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

Hundreds of cattle went to the lake.

Yüzlerce sığır göle gitti.

This river extends for hundreds of miles.

Bu nehir yüzlerce mil uzanır.

Leatherback turtles can weigh hundreds of kilos.

Leatherback kaplumbağaları yüzlerce kilo ağırlığında olabilirler.

Hundreds of buffaloes moved toward the lake.

Yüzlerce manda göle doğru yöneldi.

They left behind hundreds of wounded men.

Onlar arkalarında yüzlerce yaralı insan bıraktı.

Hundreds of people were killed or injured.

Yüzlerce insan öldürüldü veya yaralandı.

I caught sight of hundreds of birds.

Yüzlerce kuş gözüme ilişti.

We have hundreds of records in stock.

Stokta yüzlerce kayıtlarımız var.

Hundreds of people eat here every day.

Burada her gün yüzlerce insan yiyor.

And murdering hundreds of boys and young men?

ve yüzlerce oğlanı ve genç erkeği öldürmüştü.

There were hundreds of new cases every week.

Her hafta yüzlerce yeni vaka vardı.

And so are hundreds of thousands of artists

benimle birlikte binlerce sanatçı da

This has been simulated hundreds of times before

Bunu daha önce yüzlerce defa simülasyonunun yapıldığı

The church was built hundreds of years ago.

Bu kilise yüzlerce yıl önce inşa edilmiştir.

There are hundreds of books in his study.

Çalışmasında yüzlerce kitap var.

Muscles are made of hundreds of thin fibers.

Kaslar yüzlerce ince liften yapılmıştır.

There were hundreds of cars on the street.

Sokakta yüzlerce araba vardı.

There are hundreds of books in his studio.

Atölyesinde yüzlerce kitap var.

Hundreds of people came out into the square.

Yüzlerce insan alana çıktı.

Strictly speaking, Chinese consists of hundreds of dialects.

Aslına bakarsan, Çinçe yüzlerce lehçeden oluşur.

He adds over a couple of hundreds sentences.

O birkaç yüz cümleden daha fazla ekler.

Oral tradition has existed for hundreds of years.

Sözlü gelenek yüzlerce yıldır vardır.

Hundreds of fields were submerged in the flood.

Yüzlerce alan sel suları altında kaldı.

The homes of hundreds of families were burned.

Yüzlerce ailenin evi yanmıştı.

The ship carried hundreds of immigrants to America.

Gemi Amerika'ya yüzlerce göçmen taşıdı.

There were hundreds of birds on the lake.

Gölün üzerinde yüzlerce kuş vardı.

There were hundreds of ticks in its fur.

Onların kürkleri üzerinde yüzlerce kene vardı.

Sami read those Quranic verses hundreds of times.

Sami o Kuran ayetlerini yüzlercce defa okudu.

As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.

O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.

Developing video games for hundreds of millions of users,

yüz binlerce kullanıcısı olan video oyunları geliştirmek için harcamıştım

These tiny bats migrate hundreds of kilometers each year,

Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...

And there are hundreds of smart nudges like this.

Bunun gibi yüzlerce küçük iteklemeler var.

To the man who could rally hundreds or thousands.

yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.

The ship carried hundreds of emigrants to the US.

Gemi yüzlerce göçmeni Amerika'ya taşıdı.

I have hundreds of such examples in my computer.

Bilgisayarımda böyle yüzlerce örnek var.

Not to mention the hundreds of years before that.

Bundan yüzlerce yıl öncesi bahsetmeyelim bile.

Tom has written hundreds of articles and several books.

Tom yüzlerce makale ve birkaç kitap yazdı.

This volcano has been inactive for hundreds of years.

Bu yanardağ yüzlerce yıldır aktif değildir.

Hundreds of thousands of people were out of work.

Yüz binlerce insan işsiz kaldı.

Hundreds of unemployed men sleep there day and night.

Orada gece ve gündüz yüzlerce işsiz adam uyur.

Hundreds of soldiers ate in silence around their campfires.

Yüzlerce asker kamp ateşlerinin etrafında sessizce yemek yediler.

Police found hundreds of dollars cash in Fadil's car.

Polis, Fadıl'ın arabasında yüzlerce dolar nakit buldu.

hundreds and thousands of neurons are firing in the brain,

beyninizdeki yüz binlerce nöron kıvılcım saçar

Only hundreds of people today get to be sports announcers.

günümüzde yalnızca yüzlerce insan spor spikeri olabiliyor.

Dozens of species, hundreds of frogs, all gather to mate.

Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.

Areas it adopted over hundreds of years on the oases

yüzlerce yıldan fazla bir süredir benimsemiştir

There were hundreds of people milling about in the streets.

Caddelerde boş boş dolanan yüzlerce insan vardı.

At 10 o'clock yesterday, there were hundreds of people outside.

Dün saat 10.00'da dışarıda yüzlerce kişi vardı.

All you people will be remembered for hundreds of years.

Tüm insanlar yüzlerce yıl hatırlanacak.

Sami owns hundreds of acres of land south of Cairo.

Sami, Kahire'nin güneyinde yüzlerce dönüm araziye sahiptir.

Each of these galaxies harbors hundreds of billions of stars.

- Bu galaksilerin her biri yüz milyarlarca yıldız barındırıyor.
- Bu galaksilerin her biri yüzlerce milyar yıldız barındırıyor.
- Bu galaksilerin her biri yüzlerce milyar yıldız barındırır.

In sub-Saharan Africa, there are hundreds of millions of people

Sahra altı Afrika'da yüz milyonlarca insan var ve

And why do hundreds of millions of people around the world

Ve neden dünya çapında yüz milyonlarca insan

But there's hundreds of millions of people watching from home anyway,

fakat şimdiden yüz milyonlarca insan evlerinden izliyorlar

A young person can have hundreds of friends on social media,

Genç bir insanın sosyal medyada yüzlerce arkadaşı olabilir

Trawlers can scoop up hundreds of tons in a single trip.

Trol tekneleri tek seferde yüzlerce ton balık çekebilir.

It's easy to quit smoking. I've done it hundreds of times.

Sigarayı bırakmak kolaydır. Bunu yüzlerce kez yaptım.

No one has crossed that infernal desert in hundreds of years.

Yüzlerce yıldır hiç kimse o cehennemi çölü geçmedi.

About 200 people were killed and hundreds injured during the unrest.

Gösteriler sırasında yaklaşık 200 kişi öldürüldü ve yüzlerce kişi yaralandı.

The police have made hundreds of drug busts across the country.

Polis ülke çapında yüzlerce uyuşturucu baskınları yaptı.

They had to build hundreds of miles of ramps and bridges.

Onlar yüzlerce mil rampa ve köprüler yapmak zorundaydı.

Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land.

Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.

Hundreds of trees in this park blew over in the hurricane.

Bu parkta yüzlerce ağaç kasırgada patladı.

It's just hundreds of feet. There's no way to get down this.

Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.

There were hundreds of taxis at the airport, all touting for business.

Havaalanında hepsi iş için çığırtkanlık yapan yüzlerce taksi vardı.

A ferry carrying hundreds of high school students sank in South Korea.

Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.

Since then, I've worked with hundreds of organizations across the United States

O zamandan beri mizahı kullanmada nasıl daha etkili olunacağı konusunda