Translation of "Children" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Children" in a sentence and their turkish translations:

- On your feet, children!
- Children, wake up!
- Get up children!

Ayağa kalkın çocuklar!

- Children love cakes.
- Children like cake.

Çocuklar pastayı sever.

- Children need loving.
- Children need love.

Çocukların sevgiye ihtiyacı var.

- She has children.
- He has children.

Onun çocukları var.

- Children love cake.
- Children like cake.

Çocuklar pasta seviyor.

Our children,

Çocuklarımız,

They're children.

Onlar çocuklar.

- She loves children.
- She loves the children.

O, çocukları sever.

Children should be allowed to be children.

Çocukların çocuk olmasına izin verilmelidir.

- The children are gone.
- The children left.

Çocuklar gitti.

- She abandoned her children.
- She left her children.
- He left his children.

O, çocuklarını terk etti.

- Are these your children?
- Are these children yours?
- Are those your children?

Bunlar senin çocukların mı?

- He has no children.
- He hasn't any children.
- He doesn't have any children.

Onun çocuğu yok.

- Tom doesn't have children.
- Tom has no children.

Tom'un hiç çocuğu yok.

- Tom left his children.
- Tom abandoned his children.

Tom çocuklarını terk etti.

- She has ten children.
- He has ten children.

- O on çocuğa sahiptir.
- Onun on tane çocuğu var.

Japanese children watch television more than English children.

Japon çocukları İngiliz çocuklarından daha çok televizyon izler.

- He has three children.
- She has three children.

- Onun üç çocuğu vardır.
- Onun üç tane çocuğu vardır.

- Let the children play!
- Let the children play.

Çocukların oynamasına izin ver.

- Mary can't have children.
- Mary cannot have children.

Mary çocuk sahibi olamaz.

Women and children.

kadınlar ve çocuklardır.

You are children.

Siz çocuksunuz.

Children need loving.

Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

Children watch adults.

Çocuklar yetişkinleri izlerler.

I want children.

Çocuklar istiyorum.

We're just children.

Biz sadece çocuklarız.

She has children.

Onun çocukları var.

Now listen, children.

Şimdi dinleyin çocuklar.

Children love cakes.

Çocuklar pastayı sever.

Tom wants children.

Tom çocuklar istiyor.

I have children.

Çocuklarım var.

We like children.

Biz çocukları severiz.

Be ambitious, children.

Hırslı olun çocuklar.

I like children.

Ben çocukları severim.

Children are dying.

Çocuklar ölüyor.

You're just children.

Siz sadece çocuksunuz.

You're like children.

Siz çocuklar gibisiniz.

They're all children.

Onların hepsi çocuk.

Tom loves children.

Tom çocukları seviyor.

She wants children.

O, çocuk istiyor.

We aren't children.

Biz çocuk değiliz.

Children are expensive.

Çocuklar masraflıdır.

Tom hates children.

Tom çocuklardan nefret eder.

Children love Halloween.

Çocuklar cadılar bayramını seviyor.

Children need love.

Çocukların sevgiye ihtiyacı var.

Children were crying.

Çocuklar ağlıyordu.

Children, wake up!

Çocuklar, uyanın!

I love children.

Ben çocukları severim.

Sami wanted children.

Sami çocuk istiyordu.

Sami's children slept.

Sami'nin çocukları uyudu.

Children like chocolate.

Çocuklar çikolatayı sever.

Educate your children!

Çocuklarınızı eğitin!

The children left.

Çocuklar gittiler.

- Children like watching television.
- Children like to watch TV.

Çocuklar TV izlemeyi sever.

- Children shouldn't be spoiled.
- Children should not be spoiled.

Çocuklar şımartılmamalı.

- He loves his own children.
- He loves his children.

O, çocuklarını sever.

- Children are playing with toys.
- Children play with toys.

Çocuklar oyuncakları ile oynuyor.

- Children shouldn't drink wine.
- Children should not drink wine.

Çocuklar şarap içmemeli.

We have three adopted children and two biological children.

- Bizim üç evlatlığımız ve iki biyolojik çocuğumuz var.
- İki biyolojik, üç evlatlık çocuğumuz var.
- İki öz, üç evlatlık çocuğumuz var.

- Children are our future.
- The children are our future.

Çocuklar bizim geleceğimiz.

- Do you have any children?
- Do you have children?

Oğlunuz var mı?

- I cannot tolerate naughty children.
- I can't stand naughty children.
- I can't tolerate naughty children.

Yaramaz çocuklara tahammül edemiyorum.

- Children require much sleep.
- Children need a lot of sleep.

Çocukların daha çok uykuya ihtiyacı vardır.

- Mr Brown has four children.
- Mr. Brown has four children.

Bay Brown'ın dört çocuğu var.

- She cannot control her children.
- She can't control her children.

O, çocuklarıyla baş edemiyor.

- We watched the children play.
- We saw the children playing.

Biz çocukların oynadığını gördük.

- Do your children speak French?
- Do your children know French?

Çocukların Fransızca konuşur mu?

- That film is for children.
- That movie is for children.

O film çocuklar için.

- The children are upstairs asleep.
- The children are asleep upstairs.

Çocuklar üst katta uyuyorlar.

- Tom has three young children.
- Tom has three little children.

Tom'un üç tane genç çocuğu var.

- It's not easy raising children.
- It isn't easy raising children.

Çocuk yetiştirmek kolay değil.

- Tom has three grown children.
- Tom has three adult children.

Tom'un üç yetişkin çocuğu var.

- She taught her children Russian.
- She learned her children Russian.

O, çocuklarına Rusça öğretti.

- They are all artless children.
- They are all innocent children.

- Onların hepsi masum çocuklar.
- Onların hepsi zararsız çocuklar.

- My uncle has three children.
- My uncle has 3 children.

- Amcamın üç çocuğu var.
- Dayımın üç çocuğu var.

- There are no children here.
- There aren't any children here.

Burada hiç çocuk yok.

- We must protect our children.
- We need to protect our children.
- We have to protect our children.

Çocuklarımızı korumamız gerekiyor.

I tell my children,

Çocuklarıma tehlikeli durumlarda

Not having had children.

Çocuk sahibi olmamak.

He had 9 children

9 tane çocuğu oldu

Because we have children

Çoluğumuz çocuğumuz var diye

Teachers must understand children.

Öğretmenlerin çocukları anlamaları gerekir.

Those children are cheerful.

Şu çocuklar neşeliler.

She loves her children.

O, çocuklarını sever.

We are his children.

Biz, onun çocuklarıyız.

Does she have children?

Onun çocukları var mı?

She abandoned her children.

- O çocuklarını terk etti.
- O, çocuklarını terk etti.

Children love to sing.

Çocuklar şarkı söylemeyi sever.