Translation of "Hanging" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Hanging" in a sentence and their turkish translations:

I'm just hanging out.

Sadece oyalanıyorum.

I'm hanging in there.

Ben orada takılıyorum.

We're just hanging out.

Sadece takılıyoruz.

I'm just hanging around.

Sadece aylak aylak dolaşıyorum.

- Mary is hanging up washing.
- Mary is hanging up the laundry.

Mary çamaşır asıyor.

You can't leave me hanging.

Beni bekletemezsiniz.

I like hanging out here.

Burada takılmayı seviyorum.

What's Tom hanging around for?

Tom neden sağda solda oyalanıyor?

I miss hanging out there.

Orada takılmayı özledim.

We were just hanging out.

Biz sadece takılıyorduk.

I'm still hanging in there.

Hâlâ orada takılıyorum.

You know, the low-hanging fruit,

işte, kolay lokmalar,

Their hats are hanging over there.

Onların şapkaları orada asılı.

Tom is hanging up the handkerchiefs.

Tom mendilleri asıyor.

Tom keeps hanging up on me.

Tom telefonu yüzüme kapatmaya devam ediyor.

Mary is hanging up the washing.

Mary çamaşırı asıyor.

I miss hanging out with you.

Seninle takılmayı özlüyorum.

I've been hanging out with Tom.

Tom'la takılıyorum.

She committed suicide by hanging herself.

- Kendini asarak intihar etti.
- Kendisini asarak intihar etti.

Tom is hanging up the laundry.

Tom çamaşır asıyor.

Who was she hanging out with?

O kimle takılıyor?

I like hanging out with you.

Size takılmak hoşuma gidiyor.

It's fun hanging out with you.

Seninle takılmak eğlenceli.

I've been hanging out with them.

Onlarla takılıyorum.

I've been hanging out with him.

Onunla takılıyorum.

I've been hanging out with her.

Onunla takılıyorum.

I enjoy hanging out with Tom.

Tom ile takılmaktan zevk alıyorum.

I enjoyed hanging out with Tom.

Tom'la takılmaktan zevk aldım.

He committed suicide by hanging himself.

- Kendini asarak intihar etti.
- Kendisini asarak intihar etti.

Tom committed suicide by hanging himself.

Tom kendini asarak intihar etti.

It's fun hanging out with Tom.

Tom'la takılmak eğlenceli.

Tom enjoys hanging out with Mary.

Tom, Mary ile takılmaktan hoşlanıyor.

I love hanging out with Tom.

Tom'la takılmayı seviyorum.

I like hanging out with Tom.

Tom'la takılmaktan hoşlanıyorum.

Sami was hanging from the ceiling.

Sami tavandan asılıyordu.

Mary committed suicide by hanging herself.

Mary kendini asarak intihar etti.

I'm hanging out with my friends.

- Arkadaşlarla takılıyorum.
- Arkadaşlarımla takılıyorum.

Tom likes hanging out with Mary.

Tom, Mary ile takılmayı seviyor.

Mary is hanging up the laundry.

Mary çamaşır asıyor.

- I hear you've been hanging around with Tom.
- I hear you've been hanging out with Tom.

Tom'la takıldığını duydum.

I don't like to leave people hanging.

İnsanları askıda bırakmaktan hoşlanmıyorum.

I don't enjoy hanging out with him.

Onunla takılmaktan hoşlanmıyorum.

His life is hanging by a thread.

Hayatı pamuk ipliğine asılı.

You've been hanging around Tom too long.

Çok uzun süredir Tom'la takılıyorsun.

There's a calendar hanging on the wall.

Duvarda asılı bir takvim var.

Do you like hanging out with Tom?

Tom'la takılmayı seviyor musun?

I just miss hanging out with you.

Sadece seninle takılmayı özlüyorum.

The picture is hanging on the wall.

- Resim duvarda asılı duruyor.
- Resim duvarda asılıdır.

Tell her I'm hanging up the laundry.

Çamaşırları astığımı ona söyle.

Is Tom still hanging around the office?

Tom hâlâ ofiste takılıyor mu?

I love hanging out with my friends.

Arkadaşlarımla takılmayı seviyorum.

Where have you been hanging out lately?

Son zamanlarda nerede takılıyorsun?

The calendar is hanging on the wall.

Takvim duvarda asılı duruyor.

I'm hanging the calendar on the wall.

Ben takvimi duvara asıyorum.

The lamp is hanging from the ceiling.

Lamba tavandan asılıyor.

Tom doesn't enjoy hanging out with Mary.

Tom, Mary ile takılmaktan hoşlanmıyor.

Babylon was famous for its hanging gardens.

Babil, asma bahçeleriyle ünlüydü.

I really enjoyed hanging out with you.

Seninle takılmaktan gerçekten zevk aldım.

I don't enjoy hanging out with Tom.

Ben Tom'la takılmaktan hoşlanmıyorum.

Sami found Farid hanging in the garage.

Sami, Ferit'i garajda asılı buldu.

You can't leave me hanging like that!

Beni böyle asıp bırakamazsın!

Tom doesn't want me hanging around here.

Tom burada takılmamı istemiyor.

I'm tired of hanging out with Tom.

Tom'la takılmaktan bıkkınım.

I love hanging out with you guys.

Seninle takılmayı çok seviyorum.

Sami was hanging out with that guy.

Sami o adamla takılıyordu.

Tom ducked under the low-hanging branches.

Tom yere sarkan dallardan kaçınmak için eğildi.

- I think Tom likes hanging out with us.
- I think that Tom likes hanging out with us.

Sanırım Tom bizimle takılmaktan hoşlanıyor.

- Tom said that he likes hanging out with Mary.
- Tom said he likes hanging out with Mary.

Tom, Mary ile takılmayı sevdiğini söyledi.

- Tom said Mary is hanging up the laundry.
- Tom said that Mary is hanging up the laundry.

Tom, Mary'nin çamaşırhaneyi kapattığını söyledi.

- I don't enjoy his society.
- I don't enjoy hanging out with him.
- Hanging out with him isn't interesting.

Onunla takılmak ilginç değil.

- It's a lot of fun hanging out with Tom.
- Hanging out with Tom is a lot of fun.

Tom'la takılmak çok eğlenceli.

- Tom and Mary are hanging out at the pool.
- Tom and Mary are hanging out by the pool.

Tom ve Mary havuzun kenarında takılıyorlar.

Because there's so much hanging in the balance

Çünkü Paul gibi erkeklerin dinlemesi

There was a lamp hanging above the table.

Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı.

Some people were hanging around at the entrance.

Bazı insanlar girişte oyalanıyorlardı.

Tom is hanging a picture on the wall.

Tom duvara bir resim asıyor.

I don't want you hanging out with Tom.

Tom'la takılmanı istemiyorum.

Tom says Mary keeps hanging up on him.

Tom Mary'nin onun için yanıp tutuşmaya devam ettiğini söylüyor.

I never prevent my enemies from hanging themselves.

Ben düşmanlarımı kendilerini asmaktan asla engellemem.

I don't mind hanging around for a while.

Bir süre oyalanmak umurumda değil.

Tom isn't interested in hanging out with us.

Tom bizimle takılmakla ilgilenmiyor.

It's fun hanging out with Tom and Mary.

Tom ve Mary ile takılmak eğlenceli.

I hear you've been hanging out with Tom.

Tom'la takıldığını duydum.

Tom used to like hanging out with Mary.

Tom Mary ile takılmaktan hoşlanırdı.

A crystal chandelier was hanging over the table.

Bir kristal avize masanın üzerinde asılıydı.

Tom doesn't really enjoy hanging out with Mary.

Tom gerçekten Mary ile takılmaktan hoşlanmıyor.

The pictures are hanging in the big room.

Resimler büyük odada asılı.

I have several paintings hanging on my wall.

Duvarımda asılı birkaç tablom var.

Why isn't Tom hanging up the laundry now?

Tom neden şimdi çamaşırhaneyi kapatmıyor?

- I am hanging up a picture of my grandmother.
- I'm hanging a picture of my grandmother on the wall.

- Duvarımda büyükannemin bir resmi asılı.
- Duvarımda anneannemin bir fotoğrafı asılıdır.

- Tom told me that he enjoys hanging out with Mary.
- Tom told me he enjoys hanging out with Mary.

Tom bana Mary ile takılmaktan hoşlandığını söyledi.

- I don't think Tom likes hanging out with us.
- I don't think that Tom likes hanging out with us.

Tom'un bizimle takılmaktan hoşlandığını sanmıyorum.

- Tom said he didn't want me hanging around here.
- Tom said that he didn't want me hanging around here.

Tom buralarda takılmamı istemediğini söyledi.

And saw her parents hanging from a ceiling fan.

zamanı hatırlamıyor.

A woman was hanging the washing on the line.

Bir kadın çamaşırı ipe asıyordu.

A sense of expectation is hanging in the air.

Bir beklenti hissi ortalıkta dolaşıyor.

I am hanging up a picture of my grandmother.

Büyükannemin bir resmini asıyorum.

Tom says he doesn't want me hanging around here.

Tom burada oyalanmamı istemediğini söylüyor.

A very beautiful picture is hanging on the wall.

Duvarda çok güzel bir resim asılıyor.

There was a beautiful chandelier hanging from the ceiling.

Tavandan sarkan güzel bir avize vardı.