Examples of using "Fatal" in a sentence and their turkish translations:
Ölümcül olabilir.
Ölümcül mü?
Ölümcül bir şekilde.
Sigara içmek ölümcül olabilir.
O ölümcül olabilir.
O ölümcül olurdu.
Tom hayati yaralar aldı.
Kaymak, ölümle sonuçlanabilir.
Ölümcül hatalar dikkatsizlikten ortaya çıkar.
Son yara ölümcüldü.
Yılan ısırığı öldürücüydü.
Kafein ne kadar ölümcüldür?
Fadıl'ın şiddeti ölümcül değildi.
bu yüzden insanlar için ise ölümcül hale geliyor
En ölümcül kazalar evde olur.
Yara onun için ölümcüldü.
Sen ölümcül bir hata yaptın.
Tom ölümcül bir hata yaptı.
O kadar yüksekten düşmek ölümcül olur.
En küçük hata ölümcül bir felakete götürebilir.
Güçlü yen şirket için ölümcül bir darbeydi.
Bu haberi duyduğunda Tom ölümcül bir kalp krizi geçirdi.
176 pars saldırısı kaydedilmiş, dokuzu ölümcülmüş.
Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.
Çok tehlikeli bir hata yapmış olduğumuz sonucuna vardım.
Etkili antibiyotikler olmadan, herhangi bir ameliyat, küçük olanı bile, ölümcül olabilir.
Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.
Hayat ölümcül,cinsel,taşınan bir hastalıktır.
Polis, bıçaklı cinayete adı karışan adamı teslim olmaya çağırdı.
Sigara içmek ölümcül olabilir.
Biraz samimiyet tehlikeli bir şeydir ve bununla ilgili büyük bir anlaşma kesinlikle ölümcüldür.
Suyu ölçüsüz ve aşırı miktarda içmek "su zehirlenmesi" ile sonuçlanabilir, potansiyel olarak ölümcül bir durum.
Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.
Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile