Translation of "Exceptional" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Exceptional" in a sentence and their turkish translations:

An exceptional situation

istisnai bir durum

Tom is exceptional.

Tom fevkalade.

"How's the tea, young sir?" "Exceptional, my dear Jeeves, exceptional."

"Çay nasıl, genç efendim?" "Olağanüstü, sevgili Jeeves'im, olağanüstü."

I've done nothing exceptional.

Olağanüstü bir şey yapmadım.

Exceptional patience is required.

Fevkalade sabır gereklidir.

Tom was an exceptional leader.

Tom olağanüstü bir liderdi.

Tom is an exceptional person.

Tom sıradışı bir insan.

This is an exceptional case.

Bu istisnai bir durumdur.

That's what makes us exceptional.

Bizi olağanüstü yapan şey budur.

Tom had an exceptional year.

Tom olağanüstü bir yıl geçirdi.

I had an exceptional year.

Olağanüstü bir yıl geçirdim.

Tom is an exceptional basketball player.

Tom olağanüstü bir basketbol oyuncusudur.

This is an exceptional rosé wine.

Bu olağanüstü bir roze şaraptır.

Sherlock Holmes had exceptional problem-solving skills.

Sherlock Holmes'ün olağanüstü problem çözme becerileri vardı.

The distributors are asking for an exceptional margin.

Dağıtıcılar olağanüstü bir pay istiyorlar.

I like this television. The sound is exceptional.

Bu televizyonu beğeniyorum. Ses olağanüstü.

Here he established his reputation  as an exceptional administrator  

dikkat ederek ve yüksek standartlarını karşılamayan subayları işten

To Soult’s exceptional divisional commanders, Saint-Hilaire and Vandamme.

Soult'un olağanüstü tümen komutanları Saint-Hilaire ve Vandamme'ye çok şey borçluydu .

With Baibars’ exceptional leadership the Mamluk vanguard is able to maintain discipline

Baybars'ın istisnai bir liderliği sayesinde Memlük Öncüleri disiplin altında kalıp

Unable to hear over the wind, she must rely on her exceptional night vision.

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

Even at a young age Baibars displayed exceptional military prowess and upon completing his training

Genç yaşta bile Baybars istisnai bir askeri kahramanlık gösterdi ve eğitimini tamamladığında

- Tom is an extraordinary person.
- Tom is an extraordinary man.
- Tom is an exceptional person.

Tom olağanüstü bir kişidir.

Returning to his usual role as chief of staff,  Berthier once more proved his exceptional talents,  

Genelkurmay başkanı olarak her zamanki rolüne geri dönen Berthier, olağanüstü yeteneklerini bir kez daha kanıtladı