Translation of "Person" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Person" in a sentence and their turkish translations:

Opinions vary from person to person.

Opsiyonlar insandan insana değişir.

- Who is that person?
- Who is this person?
- Who's that person?

Bu kişi kim?

You know, this person, and that person."

bilirsin işte bu tip insanlar vardı.'' diye cevap veririz.

A good person is a moral person.

İyi bir kişi erdemli bir kişidir.

A person cannot understand another person completely.

Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.

Tastes in music vary from person to person.

Müzikte zevkler kişiden kişiye değişir.

"She's a unique person." - "Every person is unique."

"O eşsiz bir insandır." - "Her insan eşsizdir.

- Who is that person?
- Who is this person?

Bu kişi kim?

- He's a good person.
- He is a nice person.
- He is a good person.

- O iyi bir kişidir.
- O iyi bir insan.
- O iyi bir kişi.

Next person, please.

Sonraki kişi, lütfen.

Every person counts.

Her insan sayar.

That person died.

O kişi öldü.

Choose one person.

Bir kişi seçin.

You're a person.

Sen bir insansın.

Catch that person.

O kişiyi yakala.

Follow that person.

O kişiyi izle.

- I'm a realistic person.
- I am a realistic person.

Ben gerçekçi bir insanım.

- I am a cat person.
- I'm a cat person.

- Ben bir kediseverim.
- Kediciyimdir.

- You are a good person.
- You're a good person.

- Sen iyi bir insansın.
- Siz iyi bir insansınız.

- He is a strange person.
- He's a strange person.

O, tuhaf birisi.

- He's a good person.
- He is a good person.

- O iyi bir kişidir.
- O iyi bir insan.

Are you a dog person or a cat person?

Kedici misin yoksa köpekçi mi?

- I'm a morning person.
- I am a morning person.

- Sabahları severim.
- Sabahları zinde olurum.

- I'm an honest person.
- I am an honest person.

- Ben dürüst bir insanım.
- Ben dürüst bir kişiyim.

It's best to make international calls person to person.

Uluslararası aramaları kişiden kişiye yapmak en iyisidir.

A healthy person is a poorly examined sick person.

Sağlıklı bir kişi kötü muayene edilmiş hasta bir kişidir.

- Tom is a bad person.
- Tom's a bad person.

Tom kötü bir kişi.

- I am a bad person.
- I'm a bad person.

Kötü bir insanım.

- I am a busy person.
- I'm a busy person.

Ben meşgul bir insanım.

Ebola spreads from person to person through bodily fluids.

Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.

- He's a kind person.
- He is a kind person.

O nazik bir insandır.

- I'm a smart person.
- I am a smart person.

Ben akıllı bir kişiyim.

- You are a strange person.
- You're a strange person.

- Sen tuhaf birisin.
- Sen tuhaf bir adamsın.
- Sen garip bir kişisin.

- He's not a good person.
- He is not a good person.
- She is not a good person.
- She's not a good person.

O iyi bir kişi değildir.

- You had better go in person.
- You'd better go in person.
- You should go in person.

Bizzat gitsen iyi olur.

- Tom is a sincere person.
- Tom is an outspoken person.

Tom samimi bir kişi.

- You'd better go in person.
- You should go in person.

Bizzat gitmelisin.

- Tom's not a real person.
- Tom isn't a real person.

Tom gerçek bir kişi değil.

Tom, are you a dog person or a cat person?

Tom, bir köpek sever misin yoksa bir kedi sever misin?

- He is a bad person.
- She is a bad person.

O kötü bir kişi.

- Is he a good person?
- Is she a good person?

- O, iyi bir insan mı?
- O, iyi bir kişi mi?

- You're not a nice person.
- You aren't a nice person.

İyi değilsin.

- Tom was a nice person.
- Tom was a good person.

Tom iyi bir insandı.

- You are a good person.
- You're a good man.
- You're a good person.
- You're a kind person.

Kibar bir insansın.

As a Jewish person,

Yahudi bir insan olarak

Told a good person

iyi bir insanı anlattı

I like that person.

O kişiden hoşlanırım.

He came in person.

O bizzat geldi.

She's a kind person.

O kibar bir insan.

She's an outspoken person.

O açık sözlü bir kişi.

She's a good person.

- O iyi bir insan.
- İyi biri.

I'm a good person.

Ben iyi bir kişiyim.

He's a fantastic person.

- O zevklidir.
- O harika bir insan.

Please choose one person.

Lütfen bir kişi seçin.

I'm an educated person.

Ben eğitimli bir insanım.

Is the person good?

- O iyi mi?
- Kişi iyi mi?

I'm a Windows person.

Ben bir Windows kullanıcısıyım.

Who is that person?

O adam kim?

I'm a romantic person.

- Ben romantik bir insanım.
- Ben romantik biriyim.

You're a nice person.

Sen kibar bir insansın.

You're a strong person.

Sen güçlü bir insansın.

You're an evil person.

Sen kötü bir kişisin.

No such person exists.

Böyle bir kişi mevcut değildir.

That's a real person.

O, gerçek bir kişi.

She's a quiet person.

O sessiz bir kişi.

He's a kind person.

O nazik bir insandır.

You're a horrible person.

Sen berbat bir kişisin.

You're a remarkable person.

Sen olağanüstü bir insansın.

Every person is different.

Her insan farklıdır.

She's a fantastic person.

O harika bir kimse.

He's a stubborn person.

O, inatçı bir kişidir.

I'm a visual person.

Ben görsel bir insanım.

Every person must die.

Her insan ölmek zorunda.

That person is drunk.

O kişi sarhoş.

You're a naive person.

Sen saf bir kişisin.

Officers arrested one person.

Memurlar bir kişiyi tutukladı.

That person looks familiar.

O kişi tanıdık görünüyor.

You're a brave person.

Sen cesur bir kişisin.

I'm a responsible person.

Ben sorumlu bir kişiyim.

Tell Tom in person.

Bizzat Tom'a söyle.

Every person is unique.

Her insan benzersizdir.

I'm a serious person.

Ben ciddi bir kişiyim.

Tell them in person.

Onlara şahsen söyle.

Tell him in person.

Ona şahsen söyle.

Tell her in person.

Ona şahsen söyle.