Translation of "Dear" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Dear" in a sentence and their turkish translations:

Dear friends,

Sevgili arkadaşlar,

Oh, dear.

Tanrım.

Dear comrades!

Sevgili yoldaşlar!

Dear friends!

- Sevgili arkadaşlar!
- Muhterem arkadaşlar!

Dear siblings!

Değerli kardeşlerim!

- Thank you, my dear.
- Thank you, dear.

Teşekkür ederim canım.

What's up dear

Ne alaka canım

dear to us

bizene canım

My dear friend!

Benim canım arkadaşım!

Hello, my dear.

Merhaba, sevgilim.

Thank you, dear.

Teşekkür ederim canım.

My dear mother.

Sevgili annem.

Welcome, dear guests!

Hoş geldiniz, sevgili misafirler!

In politics, dear comrades,

Sevgili yoldaşlar, politikada

We don't shout, dear.

biz yok canım öyle bir şey diye bağırırız

Yes, my dear viewers…

Evet, benim değerli izleyenlerim.

It is very dear.

O çok pahalı.

With pleasure, my dear.

Memnuniyetle, canım.

Dear brothers and sisters!

Değerli kardeşlerim!

You captivated me, dear.

Beni büyüledin, aşkım.

Whatever you want, dear.

Ne istersen, sevgilim.

Thank you, my dear people.

Teşekkürler sevgili halkım.

Oh my dear what happens?

aman canım yok olsa ne olacak?

Comfortable life dear after all

rahat yaşam canım sonuçta

Well, my dear viewers… there

Eh, sevgili izleyiciler… orada

She ran for dear life.

O sevgili hayatı için koştu.

My dear, don't be shy!

Canım, utangaç olma!

She is dear to me.

O benim için çok değerli.

OK, my dear, good night!

Tamam, canım, iyi geceler!

He was my dear friend.

O benim can dostumdu.

We miss our dear grandmother.

Biz sevgili büyükannemizi özledik.

I love you, dear sister.

Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.

How did you sleep, dear?

Nasıl uyudun, canım?

Dear children, always be honest!

Sevgili çocuklar, her zaman dürüst olun.

Oh dear. What a shame.

Aman Tanrım. Ne kadar da ayıp.

You look tired, my dear.

Yorgun görünüyorsun bir tanem.

There is no dear. No way

olmuyordur canım. Olmaz yani

After all, we are people dear

sonuçta halkız biz canım

Ok dear it might be too

tamam canım buda olabilir

It's not very important anyway, dear

Zaten çok mühim birisi değil canım

She is very dear to me.

O benim için çok değerlidir.

It's time to wake up, dear.

Kalkma zamanı, sevgilim.

Mary is very dear to me.

Mary benim için çok değerli.

Dear me, what pretty dancing-shoes!

Olur şey değil, ne güzel dans ayakkabıları!

This town is dear to us.

Bu kasaba bizim için değerlidir.

Oh dear! I barely heard anything.

Ah canım! Ben neredeyse hiçbir şey duymadım.

At your service, my dear sir!

Hizmetinizdeyim, sevgili efendim!

- Frankly, my dear, I don't give a damn.
- Frankly, my dear, I don't give a damn!

- Açıkçası, canım, umurumda değil.
- Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider.

Listen, my dear viewers, if you thought

Sevgili izleyiciler, eğer ticaret savaşı

Well, my dear viewers, sometimes, miracles happen.

Pekala, benim değerli izleyicilerim, bazen, mucizeler gerçekleşir.

My mother is very dear to me.

Annemi çok seviyorum.

Please serve the guests some coffee, dear.

Lütfen misafirlere biraz kahve servisi yap, canım.

I was aided by a dear friend.

Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.

Tom is a dear friend of mine.

Tom benim değerli bir arkadaşım.

Fresh vegetables are very dear in winter.

Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.

Dear mother, why art thou so sad?

Sevgili anneciğim, neden çok üzgünsün?

Wishing you success forever, my dear friend.

Sana hayat boyu başarılar dilerim, canım arkadaşım.

Now, take my dear friend Louis for example.

Sevgili arkadaşım Louis'yi ele alalım.

They have gone by too fast, dear people.

O kadar çabuk geçti ki sevgili halkım...

I give you our dear comrade Lucía Topolansky.

Eşim, biricik hayat arkadaşım Lucía Topolansky.

Ok dear there is a relief mortar figure

tamam canım kabartma havan figürü var

What will happen if it gets infected dear

Bulaşırsa bulaşsın canım ne olacak

And this, my dear viewers, is just CRAZY!

Ve bu, değerli izleyicilerim, çılgınca bir şey.

Dear Santa, I want a girlfriend for Christmas.

Sevgili Noel baba, Noel için bir kız arkadaş istiyorum.

Frankly, my dear, I don't give a damn!

Franklin, canım, çokta tın !

Dear friends, many thanks for the birthday wishes.

Sevgili arkadaşlar, doğum günü dilekleri için çok teşekkürler.

I completely agree with you, my dear colleague.

Sevgili meslektaşım, tamamen seninle aynı düşüncedeyim.

My dear little cat disappeared a week ago.

Sevgili küçük kedim bir hafta önce kayboldu.

Be a dear and shut off the light.

Lütfen ışığı kapat.

Dear Santa, this Christmas I want a girlfriend.

Sevgili Noel Baba: Noel için bir kız arkadaş istiyorum.

Dear Cecil! I have no secrets from you.

Sevgili Cecil! Senden gizlim saklım yok.

[Pepe] Dear people, five fratricidal years have gone by.

Sevgili halkım, beş yıl geçti.

Dear people, thank you. Thank you for your embrace.

Sevgili halkım, sana teşekkür ederim. Kucakladığın için teşekkür ederim.

"Dear brothers, I hope this message finds you well.

Sevgili kardeşlerim, umarım iyisinizdir.

Hey dear, don't you have any other job power?

Ula gardaşım başka işiniz gücünüz yok mu?

My dear, maybe you are hiding something from me!

Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.

No, my dear, you had better go on horseback.

Hayır, canım, atla gitsen iyi olur.

Dear Turkish-speaking friends, good morning to you all.

Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah şeriflerinizi hayrolsun.

Oh my dear, it has been like this until now

aman canım bugüne kadar böyle gelmiş böyle

Because, dear viewers, Puerto Rico is, simply and plainly, insolvent.

Çünkü, sevgili izleyiciler, Porto Riko, çıkça, iflas etmiş.

- Oh! That's too bad.
- Oh no!
- Oh, dear!
- Oy vey!

Eyvah!

Braxton: And Tommy Flannagan's just holding on for dear life.

Braxton: Tommy Flanagan zar zor kayda devam ediyor.

Dear Santa Claus: For Christmas I would like a girlfriend.

Sevgili Noel Baba: Noel için bir kız arkadaş istiyorum.

Tom loves stoats more than anything except his dear Mary.

Tom sevgili Mary'si hariç, gelincikleri her şeyden daha fazla sever.

"How's the tea, young sir?" "Exceptional, my dear Jeeves, exceptional."

"Çay nasıl, genç efendim?" "Olağanüstü, sevgili Jeeves'im, olağanüstü."

Oh, dear pigeon, how I wish I had your wings!

Ah, sevgili güvercin, keşke seninki gibi kanatlarım olsa!

We are awaiting impatiently the arrival of our dear friend.

Biz sabırsızlıkla sevgili arkadaşımızın gelişini bekliyoruz.

- How are you, my sweetheart?
- How are you, my dear?

Nasılsın, canım?

My mother has sold everything that is dear to her.

Annem onun için değerli olan her şeyi sattı.

Because World Bank says that: "Dear Turkey, the things you suppose

Çünkü Dünya Bankası şöyle diyor: Sevgili Türkiye, senin yüksek teknoloji

Oh dear what will happen 3-5 people have come together

aman canım ne olacak 3-5 insan bir araya gelmiş yapmıştır

Oh my dear, let me see you go. What will happen.

Aman canım ben de gideyim görünüvereyim. Ne olacak.

Now India is, dear VisualPolitik viewers, something of an eternal promise.

Şimdi, Hindistan, değerli VisualPolitik izleyicileri, hep sonsuz vaatler merkezi olmuştur.

I'm going to North Korea to meet my dear little enemy.

Sevgili küçük düşmanımla buluşmak için Kuzey Kore'ye gidiyorum.

-My dear Pepe! -[Pepe] How was your trip? How are you doing?

-Sevgili Pepe! -Yolculuğun nasıldı? Nasılsın?

So my dear viewers… what happened in Argentina in the year 2002?

Evet sevgili izleyiciler… Arjantin'de 2002 yılında ne oldu?