Examples of using "Situation" in a sentence and their turkish translations:
Durum daha da kötüleşti.
Durumumuz nedir?
Durum ciddi.
Durum kötüleşti.
olduğunun işaretleridir.
istisnai bir durum
Durum daha da kötüleşti.
Durum nedir?
- Nasılsın?
- Ne haber?
- Durumun nedir?
- Durumun nasıl?
- Ne durumdasın?
Bu benzersiz bir durum.
Bu zor bir durum.
Bu zor bir durumdur.
Bu bir kaybet-kaybet durumu.
Bu iyi bir durum değil.
Şu durumu hayal edin:
Durum bu.
anormal bir durum değil
durum oldukça tehlikeli
Durum umutsuz görünüyor.
Durum ümitsizdir.
Senin durumunu takdir ediyorum.
Bu hassas bir durum.
Durum umutsuz.
Bir durumumuz var.
Durum değişmeyecek.
Bu tatsız bir durum.
Bu gergin bir durum.
Durum gergin.
Biz durumu açıkladık.
Tom durumu açıkladı.
Bu imkansız bir durum.
Durum değişmeden kalır.
Ben durumu biliyorum.
Durumu idare ediyorum.
Ben durumu anlıyorum.
Tom durumu biliyor.
Onlar durumu biliyor.
- Bizim bir durumumuz var.
- Bizim bir sorunumuz var.
Durum önemli.
Ben senin durumunu anlıyorum.
- Durum çirkin.
- Durum tatsız.
Durum kritik.
Şimdi durum nedir?
Durum umutsuz gibi görünüyor.
Durum çaresiz görünüyordu.
O, durumu kurtardı.
Şartlar dayanılmazdı.
- Durum kaotikleşti.
- Durum kaotik hale geldi.
O durum değişiyor.
Durum kötüleşebilir mi?
Durum düzeldi mi?
Tom durumu anlar.
Durum değişken görünüyor.
Tom durumu özetledi.
Her durum farklıdır.
Bu geçici bir durum.
Durum tehlikeli oldu.
Durum kötüleşti.
Durum gelişiyor.
Ne eğlenceli bir durum.
Durum ümitsizdi.
Durumum değişti.
Durum gelişmedi.
Durumu yanlış değerlendirdin.
Durum çok kötü.
Durum istikrara kavuşturdu.
Durum mükemmel değil.
Biz durumu araştırıyoruz.
Durum felaket.
Tom'un durumu farklı.
Tom'un durumu farklıydı.
Bu kirli bir iş.
Durum kafkavariydi.
Durum daha da kötüleşti.
Bu durum komik.
Şartlar iyileşti.
Benim durumum farklı.
Biz durumu düzelttik.
Bu durum umutsuz görünüyordu.
Sen durumu abarttın.
Bu durum kabul edilemez.
Durumları istikrarsızdır.
Durum kabul edilemez.
Tom'un durumu benzersiz değil.
Tom'un durumu umutsuz.
Durumu değerlendireceğiz.
Durumun umutsuz değil.
Durumum umutsuz.
Tehlikeli bir durum.
Durum korkunçtu.
Durum istikrarlıdır.
- Tom durumu ağırlaştırdı.
- Tom durumu kötüleştirdi.
Bu zor bir durum.
Leyla'nın durumu aniden kötüleşti.
Durumumuz benzersiz değil.