Translation of "Sir" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Sir" in a sentence and their turkish translations:

Sir, yes, sir!

Emredersiniz komutanım!

Hello sir!

Merhaba bayım!

Affirmative, sir.

Olumlu, efendim.

[Pepe] Yes, sir.

Evet efendim.

Anything else, sir?

Başka bir şey var mı efendim?

Thank you, sir.

Teşekkür ederim bayım.

This way, sir.

Bu taraftan, efendim.

"Yes, sir," said Tony.

"Evet, bayım." dedi Tony.

Are you Chinese, sir?

Siz Çinli misiniz, bayım?

Here's your bill, sir.

- İşte faturanız, efendim.
- İşte hesabınız, efendim.

Please, get in, sir.

Lütfen buyurun efendim.

Please come in, sir.

Lütfen içeri girin, efendim.

Come back later, sir.

Daha sonra tekrar gelin, efendim.

Is that correct, sir?

Bu doğru mu, efendim?

Don't call me sir.

- Bana sör demene gerek yok.
- Bana bayım diye hitap etmene gerek yok.

You wanted me, sir?

- Beni çağırmışsınız, müdürüm?
- Beni mi istemiştiniz efendim?

Easy to say sir sir recording the image of children Zoom

söylemesi kolay yok efendim çocukların görüntüsünü kayıt ediyormuş Zoom

I'm at your service, sir.

Hizmetinizdeyim, efendim.

I can't do that, sir.

Onu yapamam, efendim.

What is your name, sir?

İsminiz nedir, beyefendi?

Sir, have you been drinking?

Efendim, içki mi içiyorsunuz?

Your table is ready, sir.

Masanız hazır, efendim.

You can go now, sir.

Şimdi gidebilirsiniz, efendim.

Sir, we're ready to order.

Bayım, biz sipariş vermek için hazırız.

Please take your seat, sir.

Lütfen oturun, beyefendi.

Sir, these checks are fake.

Bayım, bu çekler sahte.

No, Sir, I am German.

Hayır, ben Almanım bayım.

You may not pass, sir.

Geçemezsiniz, bayım.

Can I help you, sir?

Size yardım edebilir miyim, efendim?

Are you a doctor, sir?

Siz doktor musunuz, efendim?

Is there a problem, sir?

- Bir sorun mu var efendim?
- Bir sorun mu var, efendim?
- Bir problem mi var, efendim?

Could you help me, sir?

Beyfendi bana yardım edebilir mi?

Would you like coffee, sir?

Kahve ister misiniz, efendim?

But when your hand is a stranger, wow sir poop wow sir bad

ama elin yabancısı yapınca da vay efendim kaka vay efendim kötü

"Good afternoon, sir." "Good morning, ma'am."

kadar kolay olabilir.

- I thank you.
- Thank you, sir.

Teşekkür ederim, bayım.

How do you know that, sir?

Bunu nasıl biliyorsunuz, efendim?

Can I get you anything, sir?

Size bir şeye getirebilir miyim, efendim?

Can you step outside, please, sir?

Dışarı çıkabilir misiniz, lütfen, efendim?

Sir, we need your help please.

Efendim, yardımınıza ihtiyacımız var lütfen.

Can you take your seat, sir?

Oturur musunuz, bayım?

Would you come with us, sir?

Bizimle gelir misiniz efendim?

Where, Sir, are you going to?

Bayım, nereye gidiyorsunuz?

Do you have any baggage, sir?

- Herhangi bagajınız var mı, efendim?
- Hiç bagajınız var mı, efendim?

Thank you, sir, for your kindness.

Nezaketin için teşekkür ederim bayım.

"Where are you from, sir?" "Japan."

"Beyefendi, nerelisiniz?""Japonya."

How can I help you, sir?

Size nasıl yardım edebilirim, beyefendi?

May I have a shilling, sir?

Bir şilin alabilir miyim, efendim?

This is the last train, sir.

Bu son tren, efendim.

Is this all you have, sir?

Sahip olduğunuz her şey bu mudur, bayım?

Does she live near you, sir?

O size yakın mı yaşıyor, efendim?

Sir William did not say much.

Sir William fazla konuşmadı.

Do you have an appointment, sir?

Randevunuz var mı, efendim?

At your service, my dear sir!

Hizmetinizdeyim, sevgili efendim!

Sir, should I call the police?

Efendim, polisi çağırmam gerekiyor mu?

What are you looking for, sir?

Ne arıyorsunuz bayım?

May I see your driver's license, sir?

Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?

Tell me about yourself, please, Sir Anthony.

Lütfen bana kendinizden söz edin Bay Anthony.

Where do you want to go, sir?

Nereye gitmek istiyorsunuz, bayım?

Tom wants to see you immediately, sir.

Tom hemen sizi görmek istiyor, efendim.

I am sorry, sir. We're closing early.

Üzgünüm bayım. Erken kapanıyoruz.

It's a pleasure to meet you, sir.

Sizinle tanışmak bir zevkti, efendim.

I am looking for a job, sir.

Bir iş arıyorum, efendim.

I do agree with you entirely, Sir.

Ben sizinle tamamen aynı fikirdeyim, bayım.

Would you mind sharing your table, sir?

Masanızı paylaşmamın bir sakıncası var mı, bayım.

Please get out of the car, sir.

Lütfen arabadan inin, bayım.

And for you Sir; a soup, perhaps?

Ve sizin için efendim; bir çorba, belki?

Sir Harold is a fine English gentleman.

Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.

A gentleman called in your absence, sir.

- Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.

Where would you like to go, sir?

Nereye gitmek istersiniz, efendim?

How may I help you today, sir?

Bugün size nasıl yardımcı olabilirim, efendim?

We have something special for you, sir.

Sizin için özel bir şeyimiz var, efendim.

"I'm sorry, sir." "Alright. But no repeats."

"Üzgünüm efendim." "Tamam, ama tekrar yok"

What can I do for you, sir?

Sizin için ne yapabilirim, bayım?

- I'm sorry, sir. There must have been some mistake.
- I'm sorry, sir. There must've been some mistake.

Üzgünüm efendim. Bir hata olmuş olmalı.

"Sir, I'm not letting you speak right now.

"Sizi, şimdi konuşturmayacağım.

Sir, do we have to write in ink?

Bayım, mürekkeple yazmak zorunda mıyız?

Sir, can we quickly inspect your luggage please?

Beyefendi, valizlerinizi hızlı bir şekilde kontrol edebilir miyiz lütfen?

Sir Humphry Davy - one of the greatest chemists.

Sir Humphry Davy- en büyük kimyagerlerden biri.

Excuse me, sir, have you been drinking tonight?

Affedersiniz bayım, bu gece içiyor musunuz?

Good morning, sir! A merry Christmas to you!

Günaydın efendim! Size Mutlu Noeller!

How many are there in your party, sir?

Partinizde kaç kişi var, efendim?

Sir, we will have something special for you.

Efendim, sizin için özel bir şeyimiz olacak.

"Uh, sir, have you treated with a psychiatrist before?"

"Eeee, psikiyatrist tarafından daha önce tedavi edildiniz mi?"

Poyraz Ölmez sir, I have bad news for you

Poyraz Ölmez beyefendi size kötü bir haberim var

Please don't get mad, sir! I'm a new worker!

Lütfen kızmayın, efendim! Ben yeni bir işçiyim!

Can I get you a cup of coffee, sir?

Size bir fincan kahve getirebilir miyim, efendim?

All right, sir. The salad bar is over there.

Pekala, efendim. Salata barı orada.

Sir, you have left your lighter on the table.

Bayım, çakmağınızı masada unuttunuz.

There is no such thing, sir, as a ghost.

Hayalet diye bir şey yoktur, efendim.

The clerk said, "What can I do for you, sir?"

Katip "Sizin için ne yapabilirim, efendim?" dedi.

Sir, you are not allowed to park your car here.

Bayım, arabanı buraya park etmene izin verilmiyor.

"How's the tea, young sir?" "Exceptional, my dear Jeeves, exceptional."

"Çay nasıl, genç efendim?" "Olağanüstü, sevgili Jeeves'im, olağanüstü."

I'm sorry, sir, but a jacket and tie are required.

Üzgünüm efendim ama ceket ve kravat mecburidir.

You sir, would you mind standing up, please look at these,

Beyefendi, ayağa kalkar mısınız, sahneye gelmenize gerek yok, bunlara bakın lütfen,