Translation of "Entering" in Turkish

It is entering

giriyor

Knock before entering.

Girmeden önce kapıyı çal.

entering from a pole

bir kutuptan giriyor

I've finished entering the data.

Verileri girmeyi bitirdim.

Knock before entering the bathroom.

Banyoya girmeden önce kapıyı çal.

You're entering the lion's den.

Aslanın inine giriyorsun.

- You are banned from entering this place.
- You're banned from entering this place.

- Bu yere giriş yasaklandı.
- Buraya girişiniz yasaklandı.

I'm slowly entering our technical information

teknik bilgilerimize yavaş yavaş giriyorum

I noticed you entering my room.

Ben seni odaya girerken fark ettim.

We are entering a vicious circle.

Berbat bir döngüye giriyoruz.

Created by objects entering our atmosphere.

atmosferimize giren nesneler tarafından yaratılmıştır.

The swimmers are entering the water.

Yüzücüler suya giriyor.

Knock at the door before entering.

- Girmeden önce kapıyı çal.
- Girmeden önce kapıyı çalın.

We are entering an epidemic of depression.

Depresyon salgınına doğru yol alıyoruz.

Before and after entering a patient's room.

ellerini sterilize ettiklerini görmek için bir kamera yerleştiriliyor.

Before and after entering a patient's room.

ve girdikten sonra ellerini yıkıyor.

Or are the prisoners entering the house?

Ya da cezadalar da eve mi giriyorlar

On entering the bedroom, she started sobbing.

Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı.

The crisis is entering a dangerous phase.

Kriz tehlikeli bir aşamaya giriyor.

Tom stopped me from entering the bank.

Tom bankaya girmemi engelledi.

Tom is banned from entering this building.

Tom'un bu binaya girmesi yasaklandı.

Tom was accused of breaking and entering.

Tom kırmakla ve girmekle suçlanıyordu.

- Tom is planning on entering the competition, right?
- Tom is planning on entering the competition, isn't he?

Tom yarışmaya girmeyi planlıyor, değil mi?

Please remove your shoes before entering the house.

Lütfen eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarın.

Entering the house, I tripped over the mat.

Eve girerken paspasa takıldım.

He breathed deeply before entering his boss's office.

Patronunun bürosuna girmeden önce derin bir biçimde nefes aldı.

He left the room on my entering it.

İçeri girmemle odayı terk etti.

Knock on the door before entering the room.

Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.

I just saw Tom entering the principal's office.

Sadece Tom'u müdürün ofisine girerken gördüm.

Tom is planning on entering the competition, right?

Tom yarışmaya girmeyi planlıyor, değil mi?

You should always knock before entering Tom's room.

Tom'un odasına girmeden önce her zaman kapıyı çalmalısın.

Entering the foe's camp is full of danger.

Düşmanın kampına girmek tehlike doludur.

Tom was at the point of entering college.

Tom üniversiteye girme noktasındaydı.

You should always knock before entering his room.

Onun odasına girmeden önce daima kapısını çalmalısın.

- Are we to remove our shoes before entering the house?
- We must remove our shoes before entering the house.

Eve girmeden önce ayakkabılarımızı çıkarmalıyız.

My students were entering the NASA website, not hacking.

Benim öğrencilerim NASA’nın sitesine giriyorlardı, hacklemiyorlardı.

Entering quarantine is neither a shame nor a sin

Karantinaya girmek ne ayıptır, ne de günahtır

We are entering a new phase in the war.

Savaşta yeni bir aşamaya giriyoruz.

Entering the room, I found her playing the piano.

Odaya girince onu piyano çalarken buldum.

On entering the barn, he found a missing bike.

Ahıra girerken kayıp bir bisiklet buldu.

You must remove your shoes before entering a house.

Eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir.

The teacher started class immediately after entering the classroom.

Öğretmen sınıfa girdikten hemen sonra derse başladı.

We must remove our shoes before entering the house.

Eve girmeden önce ayakkabılarımızı çıkarmalıyız.

My hobbies are reading, writing, walking and entering sweepstakes.

Benim hobilerim, okuma, yazma, yürüyüş ve çekilişlere girmedir.

I was entering a world of people just like me,

Aynı benim gibi olan insanların dünyasına giriyordum;

The program receives confirmation from you before entering the meeting

program toplantıya girmeden önce sizden onay alıyor

But the Revolution was now  entering its most extreme phase:  

Ama Devrim şimdi en uç aşamasına giriyordu:

Are we to remove our shoes before entering the house?

Eve girmeden önce ayakkabılarımızı çıkarmalı mıyız?

He gave me some good advice about entering that college.

O bana koleje girme konusunda biraz iyi tavsiyeler verdi.

Entering a university is not the purpose of my life.

Bir üniversiteye girme hayatımın amacı değil.

We should take off our shoes before entering the house.

Hepimiz, eve girmeden önce ayakkabılarımızı çıkaralım.

The Japanese take off their shoes when entering a house.

Japonlar bir eve girdiklerinde ayakkabılarını çıkarırlar.

- Please knock before you come in.
- Please knock before entering.

Lütfen girmeden önce kapıyı vurun.

The Japanese take off their shoes before entering a house.

Japonlar bir eve girmeden önce ayakkabılarını çıkarırlar.

You have to take off your shoes before entering houses.

Evlere girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmalısınız.

He took a deep breath before entering his boss's office.

Patronunun bürosuna girmeden önce derin bir nefes aldı.

The idea of entering a sauna wearing clothes is unthinkable.

Giysi giyerek bir saunaya girme düşüncesi düşünülemezdir.

I am entering the cafe to get something to drink.

İçecek bir şey almak için kafeye girdim.

Let's say you are a teacher, you are entering the program

diyelim ki öğretmensiniz giriyorsunuz programa

Many children learn to use a computer even before entering school.

Birçok çocuk okula girmeden önce bile bir bilgisayar kullanmayı öğrenir.

Entering NASA's site, they were getting the photos by Hubble space telescope

NASA’nın sitesine giriyorlardı, Hubble uzay teleskobunun çektiği fotoğraflardan

If you do not enter with a right foot while entering somewhere

Bir yere girerken sağ ayakla girmezseniz

From there to the area formed by the force lines entering again

oradan tekrar içeriye giren kuvvet çizgilerinin oluşturduğu alana

The teacher was quite candid about my chances of entering Tokyo University.

Öğretmen, Tokyo Üniversitesi'ne girme şansım hakkında oldukça samimiydi.

Tom stood in the doorway for a moment before entering the room.

Tom odaya girmeden önce bir an kapının önünde durdu.

You have to take off your shoes before entering a traditional Japanese house.

Geleneksel bir Japon evine girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir.

You're the only person I know who doesn't knock before entering my office.

Sen ofisime girmeden önce kapıyı çalmayan tanıdığım tek kişisin.

That's why the virus entering the bat's body appears in a very resistant way.

işte bu yüzden yarasanın vücuduna giren virüs çok dirençli bir şekilde karşımıza çıkıyor

Halfs. This means they were in the strongest position to negotiate their entering conditions.

Bunun anlamı giriş müzakerelerinde en güçlü pozisyondaydılar.

According to legend, those woods used to be haunted, so people would avoid entering.

Efsaneye göre bu ormanda bir zamanlar hayalatler varmış, o yüzden de insanlar girmezlermiş.

You are supposed to take off your shoes when entering a house in Japan.

Japonya'da bir eve girdiğinizde ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekiyor.

The lady and her dog that were entering at the gate were stopped by the gatekeeper.

İçeriye giren bayan ve köpeği kapıda görevli tarafından durduruldu.

Upon entering, Vlad's men silence the sentries and open the gates wide for the rest of the

Girdikten sonra, Vlad'ın adamları Osmanlıları sessizce katleder ve

- He left the room on my entering it.
- He left the room as soon as I entered it.

Ben girer girmez, o, odayı terk etti.

We are at the end of the Age of Pisces and will be entering the Age of Aquarius.

Biz Balık Çağı'nın sonundayız ve Kova Çağına giriyor olacağız.

Entering the underground mine was a good decision. And we've found one of the creatures we've been looking for,

Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk

- I saw Tom entering that restaurant.
- I saw Tom enter that restaurant.
- I saw Tom go into that restaurant.

Tom'u o restorana girerken gördüm.

Upon entering the room, he noticed that a candle burned on the desk. He remembered that the candle had not been there before.

Odaya girmesiyle beraber, masanın üzerinde bir mum yandığını fark etmesi bir oldu. Mumun daha önce orada olmadığını hatırlıyordu.

At the moment, you are entering your sentences in the wrong place. You should select "Contribute" at the top of the page and then "Add sentences".

Şu anda, cümlelerini yanlış yere giriyorsun. Sayfanın tepesinde "katkıda bulun" ve sonra "cümleler ilave edin"'i seçmelisin.

- The Japanese take off their shoes when they enter a house.
- The Japanese take off their shoes when entering a house.
- Japanese take their shoes off when they enter a house.

Japonlar eve girerken ayakkabılarını çıkarırlar.