Translation of "Knock" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Knock" in a sentence and their turkish translations:

- Knock before coming in.
- Knock before you enter.

- İçeri girmeden kapıyı çal.
- Girmeden önce kapıyı tıklat.

Knock it off.

Kes şunu artık.

Knock before entering.

Girmeden önce kapıyı çal.

Knock yourselves out.

- Rahatınıza bakın.
- Kafanıza göre takılın.
- Bakın dalganıza.

- Please knock before you come in.
- Please knock before entering.

Lütfen girmeden önce kapıyı vurun.

Knock on the door.

Kapıyı çal.

Knock yourself out, Tom.

- Kafana göre takıl, Tom.
- Yap da görelim, Tom.
- Sen yap o zaman, Tom.

Knock before coming in.

İçeri girmeden önce kapıyı çal.

Knock it off, guys.

Kesin şunu, çocuklar.

Knock it off, Tom.

Kes şunu artık, Tom.

Knock the ladder down.

Merdiveni yere indir.

Go knock on Tom's door.

Git Tom'un kapısını çal.

I'll knock your brains out!

Senin beynini nakavt edeceğim!

I didn't hear you knock.

Senin kapıyı vurduğunu duymadım.

Tom didn't bother to knock.

Tom kapıyı çalma zahmetine girmedi.

Knock it off, will you?

Kes şunu artık, ne dersin?

You could at least knock!

En azından kapıyı çalabilirdin!

Did you hear a knock?

Bir vurma sesi duydun mu?

Knock before entering the bathroom.

Banyoya girmeden önce kapıyı çal.

It's a cheap knock-off.

O bir korsan ürün.

I told you to knock!

Sana kapıyı çalman gerektiğini söylemiştim!

Please knock before you come in.

İçeri girmeden önce kapıyı çal lütfen.

Where did you knock them down?

Onları nerede yere devirdiniz?

I don't knock on their door.

Ben onların kapısını çalmam.

May happiness knock on your door.

Mutluluk kapını çalabilir.

Knock on the door of happiness.

Mutluluğun kapısını çal.

Knock before you open the door.

Kapıyı açmadan önce çal.

We were just about to knock.

- Biz vurmak üzereydik.
- Biz kapı çalmak üzereydik.

Knock at the door before entering.

- Girmeden önce kapıyı çal.
- Girmeden önce kapıyı çalın.

This is a cheap knock-off.

Bu bir imitasyon.

There is a knock at the door.

Kapıya vuruluyor.

Knock when going to the bathroom, OK?

Tuvalete giderken kapıyı çal, tamam mı?

I heard a knock at the door.

Kapıda bir vurma sesi duydum.

They're going to knock down that monument.

Onlar o anıtı yıkacaklar.

I heard someone knock on the door.

Birisinin kapıyı çaldığını duydum.

Why not just knock on the door?

Neden sadece kapıyı çalmıyoruz?

Don't knock Tom. He's doing his best.

Tom'u eleştirip durma. Elinden gelenin en iyisini yapıyor.

There was a knock at the door.

Kapı çalıyordu.

Tom told me to knock three times.

Tom bana üç kez kapıyı çalmamı söyledi.

Tom heard a knock at the door.

Tom kapıda bir ses duydu.

Tom heard a knock on the door.

- Tom kapının vurulduğunu duydu.
- Tom kapının çaldığını duydu.
- Tom bir kapı sesi duydu.

I knock on the door – no answer.

Kapıyı çalıyorum - cevap yok.

This medication could knock out a horse.

Bu ilaç bir atı yere yıkabilir.

Sami heard another knock on his door.

Sami kapısının bir kez daha çaldığını duydu.

Sami heard another knock on the door.

Sami kapıya bir kez daha vurulduğunu işitti.

Don't knock it till you try it.

Denemeden hüküm verme.

Please knock on the door before you enter.

Lütfen girmeden önce kapıyı çalın.

Don't knock it unless you try it first.

Denemeden ahkâm kesme.

Knock on the door before entering the room.

Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.

There was a knock at the front door.

Ön kapı çalıyordu.

Could you knock a little off the price?

Biraz indirim yapabilir misiniz?

Tom told me to knock on the door.

Tom bana kapıyı çalmamı söyledi.

You should always knock before entering Tom's room.

Tom'un odasına girmeden önce her zaman kapıyı çalmalısın.

Open the door or we'll knock it down!

Kapıyı aç yoksa kıracağız!

You should always knock before entering his room.

Onun odasına girmeden önce daima kapısını çalmalısın.

Don't you ever knock before you enter a room?

Bir odaya girmeden önce hiç vurdun mu?

Tom heard someone knock on the door three times.

- Tom birisinin kapıyı üç kez çaldığını duydu.
- Tom birisinin kapıya üç kez vurduğunu duydu.

You're supposed to knock before you enter someone's office.

- Birinin ofisine girmeden önce kapıyı çalmalısın.
- Birinin ofisine girmeden önce kapıyı çalman gerekiyor.

Could you knock down the price if I buy two?

İki tane alırsam fiyatı indirir misin?

A girl opened the door in answer to my knock.

Bir kız kapıyı çalmama cevap vermede kapıyı açtı.

If you knock three times, Tom will let you in.

Kapıyı üç kez çalarsan, Tom içeri girmene izin verecektir.

When your eyes encounter a beautiful woman, knock her out.

Gözlerin güzel bir kadınla karşılaştığında, onu çok şaşırt.

Let's knock on wood so that our dream will come true.

Rüyamızın gerçek olması için tahtaya vuralım.

When I leave here, I'll try not to knock anything down.

Sağı solu yıkmadan buradan çıkmaya çalışacağım.

I heard a knock on the door and it was Tom.

Ben kapının çalındığını duydum ve o, Tom'du.

Tom opened the door before Mary had a chance to knock.

Mary'nin çalma fırsatı olmadan Tom kapıyı açtı.

Tom's lights were out, so I didn't knock on his door.

Tom'un ışıkları sönüktü, bu nedenle onun kapısını çalmadım.

Tom heard a knock and walked over to the door to open it.

Tom, kapının vurulduğunu duydu ve açmak üzere kapıya doğru yürüdü.

You're the only person I know who doesn't knock before entering my office.

Sen ofisime girmeden önce kapıyı çalmayan tanıdığım tek kişisin.

The mafia let him in on their plans to knock off a rival gangster.

Mafya rakip gangsteri öldürmek için kendi planları üzerinde onu içeriye aldı.

The gangsters let him in on their plan to knock off a rival gang leader.

Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.

The closure of the factory will have significant knock-on effects for the town's economy.

Fabrikanın kapanması, şehrin ekonomisine önemli ölçüde darbe etkisi yapacak.

There was a knock on the door. "Who's there?" asked Tom. "It is I," answered Mary.

Kapı çaldı. Tom, "Kim o?" diye seslendi. "Benim," diye cevap verdi Mary.

Therefore his plan is to deal a knock out blow or at least cripple the Carthaginian fleet.

Bu yüzden planı Kartaca'nın filosuna sersemletici bir darbe vurmak veyahut en azından harekat kabiliyetini kısıtlamak.

We'd put seven tiles in a row, then roll the ball and try to knock it down

yedi tane kiremidi üst üste dizerdik sonra top yuvarlayıp yıkmaya çalışırdık

"Knock knock, is anyone home?" "Go away!" "I can't hear you." "Okay, what is it?" "Allow me to introduce myself. I am Geronimo Stilton." "What do you want?" "Your Highness, allow me to cross your kingdom so that I can get—" "Denied." "But—" "Unless you're a true warrior." "Believe me when I tell you that I am NOT a knight." "So you have no sword?" "Not even one. I am not a knight." "How about a piece of the Triforce?" "I am NOT a knight!" "You look like a knight on this picture I found on your website." "I am not a knight!" "Then go away." "But... okay."

"Tak tak, evde kimse var mı?" "Defol git!" "Seni duyamıyorum." "Tamam, ne var" "Kendimi tanıtmama izin ver.Ben Geronimo Stilton." "Ne istiyorsun?" "Ekselansları, Krallığınızdan geçmeme izin verin böylece ben-" "Reddedildi." "Ama-" "Eğer gerçek bir savaşçı değilsen." "İnan bana şövalye değilim." "Öyleyse hiç kılıcın yok? "Bir tane bile yok." " Şövalye değilim." "Triforce parçası için ne diyeceksin?" "Şövalye değilim!" "Senin web sitende bulduğum bu resimde bir şövalyeye benziyorsun." "Şövalye değilim!" "Hadi defol git." "Ama... Tamam."