Examples of using "Ease" in a sentence and their turkish translations:
Rahat!
- Hey, sakin ol.
- Hey, gevşe.
Gevşeyelim.
Tom rahat görünüyordu.
Kendimi rahat hissediyorum.
Biz huzurlu hissediyoruz.
Rahatla.
O kolayca İngilizce yazıyor.
O, huzursuz hissetti.
Tom tamamen rahat.
Kahkaha ağrının hafiflemesine yardım eder.
Ben huzursuz oldum.
Şimdi gevşemeyelim.
Sami, Leyla'yı rahatlattı.
Bunu kolayca yapabilirsin.
İşi kolaylıkla yaptı.
O, bilmeceyi kolaylıkla çözdü.
O herkesi rahat hissettirir.
O kolaylıkla yarışı kazandı.
O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.
O, kolayca ata bindi.
Onun tebessümü onu rahatlattı.
O, kolaylıkla işi bitirdi.
Sınavı kolaylıkla geçti.
Tom'un acısını dindirmek istiyorum.
Ben onun etrafında kendimi rahat hissediyorum.
Tom'un etrafında rahat hissediyorum.
Tom herkese rahat hissettirdi.
- Sorunu kolaylıkla çözdü.
- Problemi kolaylıkla çözdü.
Tom gerilimi hafifletmeye çalıştı.
Kolayca sorunu çözdü.
Burada rahat hissetmiyorum.
Bu haplar acıyı hafifletecek.
Bu ilaç kramplarınızı azaltacaktır.
Tom Mary'yi rahat hissettirdi.
bu yerlerin yeniden yapılandırılmasında acele ediyoruz.
Tom yabancılar arasında huzursuz.
Onunla birlikte huzursuz hissediyorum.
Yabancılarla birlikte nadiren rahattır.
Bütün o sorunları kolaylıkla çözdü.
Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı.
Tom Mary'yi rahatlatmaya çalıştı.
Yabancılar arasında oldukça rahat hissediyorum.
Acı şimdi hafiflemeye başladı.
Problemi kolaylıkla çözebildi.
Henüz çok rahat hissetmiyorum.
Mary, platformlama bölümünü kolaylıkla temizledi.
Tom rahat görünüyordu.
Ağırdan alın.
Yabancıların arasında rahat edemez.
Sakinleş.
Neyse ki teknoloji bu deneyimi kolaylaştırmaya başladı.
Bir baş ağrısı ile rahat hissedemezsin.
Seçkin bilim adamları arasında huzursuz hissetti.
Onun şirketinde asla rahat hissetmiyorum.
Tom'u rahat hissettirmek istiyorum.
Sadece ağrıyı dindirmek için bana bir şey ver.
Tom huzursuz hissetti.
Yabancılar arasında asla rahat hissedemem.
Ne zaman buraya gelsem, kendimi rahat hissediyorum.
Tom dün gece Mary'yi rahat ettiriyor gibi görünmüyordu.
Ben bir kalabalık içinde rahat değilim.
Divana otur ve kendini rahat hisset.
Tom acıyı hafifletmek için birkaç hap aldı.
Karada acıyı azaltmanın bir yolu var.
Yeni ortamlarda huzursuz hissettim.
Öğrenciler sınav öncesi huzursuzdu.
Doktor ona alkolü azaltmasını söyledi.
Sorunu kolaylıkla çözebildi.
Babamın şirketinde asla rahat hissetmedim.
Hemşire ağrıyı hafifletmek için Tom'a bir şey verdi.
Zorlu ve yorucu kısımlar bile kolaylıkla geçti.
Fransızca konuşmadığım için huzursuzdum.
İnsanlar en çok evde oldukları zaman rahat eder.
Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
Babamın şirketinde her zaman huzursuz hissettim.
O beni kolayca kaldırdığı için şaşırdım.
Onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı.
Onun huzursuz olduğunu hemen anladım.
Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım.
Bizim için sürpriz oldu, Emi 400 metre yarışını kolaylıkla kazandı.
Partide huzursuz hissettiğini duydum.
İspanyolca'yı kolayca okuyabiliyorum.
Çince konuştuğumda içim rahat hissetmeye başlıyorum.
Bu ilaç ağrıyı hafifletecek.
Bir şey okumayan bir kişi görülmemiş bir kolaylıkla aldatılabilir.
artırma, iş yapmayı kolaylaştırma ve vergileri düşük tutma eğilimindeki politikaları
Peki, sana kolaylıkla aklına koyacağın bir şey söyleyebilirim.
"Endişelenme," Dima kadını rahatlatmaya çalıştı. "Beni değil."
Oğlunun güvenli varışını duyana kadar anne rahat olmayacaktır.
Lütfen kanepeye oturun ve rahatlayın.
Aspirin baş ağrımı hafifletecekse, bu gece bu korkunç ilacın yerine bir çift alacağım.
Onun rahatsız olduğunu hemen gördüm.
- Sorunu kolaylıkla çözebildi.
- Onun sorunu çözmesi kolaydı.