Translation of "Drug" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Drug" in a sentence and their turkish translations:

As the pain worsened, Tom tried drug after drug.

Ağrı kötüleşirken, Tom ilaç üstüne ilaç denedi.

Human related drug errors.

İnsan kaynaklı ilaç verme hataları üzerine.

Drug patents have exploded --

2006-2016 arası ilaç patentleri

The drug-addicted prostitute,

uyuşturucu bağımlısı seks işçileri,

World's biggest drug baron

Dünya'nın en büyük uyuşturucu baronu

The drug acted quickly.

- İlaç hızlı bir şekilde çalıştı.
- İlaç hızlı bir şekilde etki etti.

This is my drug!

Bu benim ilacım!

It's like a drug.

O bir ilaç gibi.

Cocaine is a drug.

Kokain bir uyuşturucudur.

Heroin is a drug.

Eroin bir uyuşturucudur.

This drug works well.

Bu ilaç iyi işe yarıyor.

Alcohol is a drug.

Alkol bir uyuşturucudur.

Caffeine is a drug.

Kafein bir uyuşturucudur.

- Tom died of a drug overdose.
- Tom died from a drug overdose.

Tom aşırı dozda uyuşturucudan öldü.

- They say that that drug is not safe.
- They say that drug is not safe.
- They say that drug isn't safe.
- They say that that drug isn't safe.

Onlar o ilacın güvenli olmadığını söylüyorlar.

And he notices the drug

Ve uyuşturucuyu fark ediyor

The drug problem is international.

Uyuşturucu problemi uluslararasıdır.

I'm taking a fertility drug.

Ben bir doğurganlık ilacı alıyorum.

Tom has a drug problem.

Tom'un bir uyuşturucu sorunu var.

Are you a drug addict?

- Madde bağımlısı mısın?
- Uyuşturucu bağımlılığın var mı?

Tom became a drug addict.

- Tom hapçı oldu.
- Tom uyuşturucu bağımlısı oldu.

I'm not a drug addict.

Ben bir uyuşturucu bağımlısı değilim.

Tom was a drug dealer.

Tom bir uyuşturucu satıcısıydı.

Tom was a drug addict.

Tom bir uyuşturucu bağımlısıydı.

Tom struggled with drug addiction.

Tom uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele etti.

Tom had a drug problem.

Tom'un uyuşturucu sorunu vardı.

Dan became a drug dealer.

Dan bir uyuşturucu satıcısı oldu.

Caffeine is an addictive drug.

Kafein bağımlılık yapan bir maddedir.

This drug acts against headache.

Bu ilaç, baş ağrısına karşı hareket eder.

He has a drug allergy.

Onun bir ilaç alerjisi var.

Tom became a drug dealer.

Tom bir uyuşturucu satıcısı oldu.

Love is a powerful drug.

Aşk güçlü bir ilaçtır.

Sami had some drug problems.

Sami'nin bazı uyuşturucu sorunları vardı.

Layla's mother had drug issues.

Leyla'nın annesinin uyuşturucu sorunları vardı.

Sami was a drug addict.

Sami bir uyuşturucu bağımlısıydı.

Tom isn't a drug dealer.

Tom bir uyuşturucu satıcısı değil.

Tom isn't a drug addict.

Tom bir uyuşturucu bağımlısı değildir.

Tom is a drug dealer.

Tom bir uyuşturucu satıcısıdır.

Sami paid his drug supplier.

Sami ilaç tedarikçisine para ödedi.

Sami is a drug dealer.

Sami bir uyuşturucu satıcısıdır.

Sami was a drug dealer.

Sami bir uyuşturucu satıcısıydı.

- You're a drug addict like me!
- You are a drug addict like me!

Benim gibi bir uyuşturucu bağımlısısın.

- Fadil was involved in the drug trade.
- Fadil got involved in drug trade.

Fadıl uyuşturucu ticaretine karıştı.

And then your street drug heroin.

ve ayrıca da sokaktaki eroinden kaynaklanıyor.

This man is a drug trafficker

Bu adam uyuşturucu kaçakçısı

Do you have a drug problem?

Senin bir uyuşturucu sorunun var mı?

Tom is a convicted drug dealer.

Tom sabıkalı bir uyuşturucu satıcısı.

Tom was a known drug addict.

Tom tanınmış bir uyuşturucu bağımlısıydı.

Tom died from a drug overdose.

- Tom aşırı dozda uyuşturucudan öldü.
- Tom aşırı dozda ilaçtan öldü.

The FDA approved the new drug.

FDA yeni ilacı onayladı.

He died of a drug overdose.

Aşırı dozda uyuşturucudan öldü.

Your daughter is a drug addict.

- Senin kızın bir uyuşturucu bağımlısı.
- Kızınız bir uyuşturucu bağımlısı.

Fadil got involved in drug trade.

Fadıl uyuşturucu ticaretine karıştı.

Love is a highly addictive drug.

Aşk hayli bağımlılık yapıcı bir ilaçtır.

Tom went to the drug store.

Tom eczaneye gitti.

Sami paid his drug supplier back.

Sami ilaç tedarikçisine geri ödeme yaptı.

Sami had a serious drug addiction.

Sami'nin ciddi bir uyuşturucu bağımlılığı vardı.

Drug addiction can destroy people's lives.

- Madde bağımlılığı insanın hayatını mahvedebilir.
- Uyuşturucu bağımlılığı insanın hayatını mahvedebilir.

Like alcohol use, drug use and gambling.

bilgisayarlı bir karar verme görevi sundum.

He's a drug trafficker and a murderer

O bir uyuşturucu kaçakçısı ve üstelik katil

Escobar becomes world giant in drug market

Escobar uyuşturucu piyasasında dünyanın devi haline geliyor

Tom has a history of drug abuse.

Tom'un bir madde bağımlılığı hikayesi var.

Tom was arrested on drug-trafficking charges.

Tom uyuşturucu kaçakçılığı suçundan tutuklandı.

Tom has a problem with drug abuse.

Tom'un ilacı kötü amaçla kullanma sorunu vardır.

The drug culture has its own rules.

İlaç kültürünün kendi kuralları vardır.

What's the best drug for that cancer?

Kanser için en iyi ilaç nedir?

She laundered money for some drug traffickers.

O, bazı uyuşturucu kaçakçıları için para aklıyordu.

You must refuse to drink this drug.

Bu ilacı içmeyi reddetmelisin.

Recreational drug use inspires many urban legends.

Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.

The police uncovered a major drug operation.

Polisi büyük bir uyuşturucu operasyonunu ortaya çıkardı.

Fadil had several arrests for drug possession.

Fadıl'ın uyuşturucu bulundurmak nedeniyle birkaç tutuklanması vardı.

Sami was a drug user and abuser.

Sami bir uyuşturucu kullanıcısı ve istismarcıydı.

Sami is a drug dealer from Egypt.

Sami, Mısırlı bir uyuşturucu satıcısıdır.

Tom used to be a drug dealer.

- Tom eskiden torbacılık yapıyordu.
- Tom eskiden uyuşturucu satıcısıydı.

He has a problem with drug abuse.

Uyuşturucu problemi yaşıyor.

- The police suspected that Tom was a drug dealer.
- The police suspected Tom was a drug dealer.

Polis Tom'un bir uyuşturucu satıcısı olduğundan şüphelendi.

It was positive, socially aware, and anti-drug.

yapıcı, toplumsal bilinç sahibi ve uyuşturucu karşıtıydı.

Rising drug costs are pushing families into homelessness,

Yükselen ilaç fiyatları aileleri evsizliğe,

He makes huge money from this drug business

Bu uyuşturucu işinden muazzam paralar kazanıyor

The effect of the drug had worn off.

İlacın etkisi yavaş yavaş azalmıştı.

One organization allegedly controls the European drug market.

İddialara göre, bir örgüt Avrupa uyuşturucu piyasasını kontrol ediyor.

Drug addiction is a cancer in modern society.

İlaç bağımlılığı modern toplumda bir kanserdir.

I didn't know Tom was a drug addict.

Tom'un uyuşturucu bağımlısı olduğunu bilmiyordum.

Portugal has decriminalized drug possession for personal uses.

Portekiz kişisel kullanım için uyuşturucu bulundurmayı suç olmaktan çıkardı.

The defendant has no history of drug abuse.

Davalının uyuşturucu bağımlılığı öyküsü yoktur.

Do you think Tom has a drug problem?

Tom'un bir uyuşturucu sorunu olduğunu düşünüyor musunuz?

The drug was revealed to cause liver damage.

İlacın karaciğer hasarına neden olduğu ortaya çıkarıldı.

Dan testified that Linda wasn't a drug addict.

Dan, Linda'nın bir uyuşturucu bağımlısı olmadığına tanıklık etti.

Caffeine is the most widely consumed psychoactive drug.

Kafein en yaygın tüketilen psikoaktif ilaçtır.

Dan sold drugs for a dangerous drug dealer.

Dan tehlikeli bir uyuşturucu satıcısı için uyuşturucu sattı.

Tom's bike was stolen by a drug addict.

Tom'un bisikleti bir uyuşturucu bağımlısı tarafından çalındı.

She injected a sleeping drug into my arm.

Koluma bir uyku ilacı enjekte etti.

Fadil controlled the drug trade in the area.

Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.

Fadil used a powerful sedative to drug Layla.

Fadıl, Leyla'yı uyuşturmak için güçlü bir sakinleştirici kullandı.

Layla was in prison for a drug crime.

- Leyla uyuşturucu suçundan hapisteydi.
- Leyla bir uyuşturucu nedeniyle hapisteydi.

The experimental drug proved effective against the virus.

Deney aşamasındaki ilacın virüse karşı etkili olduğu kanıtlandı.

Three of them didn't really respond to the drug,

Üç tanesi tedaviye pek cevap vermedi.

( “Drug traffickers have a problem exporting drugs from Venezuela.

(“Uyuşturucu kaçakçılarının ihracat yapma sorunu var. Venezüella'dan ilaçlar.