Translation of "Quickly" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Quickly" in a sentence and their turkish translations:

- Come quickly.
- Come quickly!

Çabuk gel!

Quickly!

Çabucak!

Very quickly.

ama çok hızlı bir şekilde.

- Tom turned quickly.
- Tom turned around quickly.

Tom çabucak geriye döndü.

- Tom stood quickly.
- Tom got up quickly.

Tom çabucak ayağa kalktı.

- The rumor spread quickly.
- The rumour quickly spread.
- The rumor quickly spread.

Söylenti çabuk biçimde yayıldı.

- He speaks quickly.
- He talks fast.
- She talks quickly.
- She speaks quickly.

O hızlı konuşur.

- Everything happened so quickly.
- Everything happened too quickly.
- Everything happened very quickly.

Her şey çok çabuk oldu.

- The rumor spread quickly.
- The rumor quickly spread.

Söylenti hızla yayıldı.

- Tom quickly got dressed.
- Tom dressed himself quickly.

Tom çabucak giyindi.

- Tom quickly fell asleep.
- Tom fell asleep quickly.

Tom hızla uykuya daldı.

They react quickly

çabuk tepki gösterirler

Come on! Quickly!

Haydi! Çabuk!

Time went quickly.

Zaman hızla geçti.

Go home quickly.

Çabucak eve git.

Get ready quickly.

Çabucak hazırlanın.

He moves quickly.

O hızla hareket eder.

Fashions change quickly.

Moda çabucak değişir.

He acts quickly.

O, hızlı hareket eder.

Get dressed quickly.

Çabucak giyin.

Changes came quickly.

Değişiklikler çabuk geldi.

Things escalated quickly.

İşler hızla tırmandı.

That escalated quickly.

O hızla tırmandı.

He came quickly.

O hızla geldi.

Squirrels move quickly.

Sincaplar çabuk hareket ederler.

Tom walks quickly.

Tom hızla yürür.

Tom moves quickly.

Tom çabuk hareket eder.

You recovered quickly.

Hızlı bir şekilde iyileştin.

He recovered quickly.

- Çabuk toparlandı.
- Hızla iyileşti.

Come here quickly.

Çabucak buraya gel.

Time passes quickly.

Zaman çabuk geçer.

They speak quickly.

Onlar hızlı bir şekilde konuşuyorlar.

Do something quickly.

Çabucak bir şey yap.

Tom spoke quickly.

Tom çabuk konuştu.

We speak quickly.

Hızlı bir şekilde konuşuyoruz.

Kids learn quickly.

Çocuklar çabuk öğrenir.

Paper burns quickly.

Kağıt hızlı yanar.

You learned quickly.

Çabuk öğrendin.

Tom talks quickly.

Tom çabuk konuşur.

Tom quickly agreed.

Tom çabucak kabul etti.

Things quickly changed.

İşler hızla değişti.

Please come quickly.

Lütfen çabuk gel.

Tom responded quickly.

Tom hızla yanıtladı.

Do it quickly.

Onu çabucak yapın.

Tom answered quickly.

Tom hızlı bir şekilde cevap verdi.

Tom left quickly.

Tom çabucak terk etti.

Tom moved quickly.

Tom hızlı şekilde hareket etti.

Tom nodded quickly.

Tom hızla başını salladı.

Tom recovered quickly.

Tom hızla iyileşti.

Tom turned quickly.

Tom hızla döndü.

Please move quickly.

Lütfen hızlı hareket edin.

You learn quickly.

Hızlı öğreniyorsun.

You walk quickly!

Sen hızlı bir şekilde yürüyorsun!

She returned quickly.

O çabucak döndü.

He walks quickly.

O çabucak yürür.

I ate quickly.

Ben çabucak yedim.

It quickly healed.

Hızla iyileşti.

Rabbits breed quickly.

Tavşanlar hızla ürerler.

Tom ate quickly.

- Tom çabucak yedi.
- Tom çarçabuk yedi.

He died quickly.

O, hızla öldü.

She died quickly.

O hızlı bir biçimde öldü.

He speaks quickly.

O hızlı konuşur.

They learn quickly.

Onlar hızlı öğrenirler.

Tom returned quickly.

Tom çabucak döndü.

Change came quickly.

Değişiklik çabuk geldi.

I walk quickly.

Çabucak yürürüm.

I responded quickly.

Ben çabucak cevapladım.

I recovered quickly.

Ben çabucak kurtuldum.

He learned quickly.

Çabuk bir biçimde öğrendi.

She learned quickly.

O hızlı bir şekilde öğrendi.

Tom reacted quickly.

Tom hızla tepki gösterdi.

Sami reacted quickly.

Sami hızla tepki verdi.

I'll adapt quickly.

- Çabucak alışırım.
- Hızla uyum sağlayacağım.

Summer came quickly.

Yaz çabucak geldi.

Tom quickly apologized.

Tom hemen özür diledi.

Mary quickly apologized.

Mary hemen özür diledi.

He decided quickly.

O çok hızlı bir karar verdi.

- Everything's happening too quickly.
- Everything is happening too quickly.

- Her şey çok hızlı oluyor.
- Her şey çok çabuk oluyor.

- Tom quickly left the room.
- Tom left the room quickly.

Tom hızla odayı terk etti.

- She got better very quickly.
- He got better very quickly.

Çok çabuk iyileşti.

- Tom learned French very quickly.
- Tom learned French really quickly.

Tom çok hızlı Fransızca öğrendi.

- She opened the letter quickly.
- She quickly opened the letter.

O, çabucak mektubu açtı.

- Tom became very famous quickly.
- Tom quickly became very famous.

Tom hızla çok ünlü oldu.

- Tom became famous very quickly.
- Tom got famous very quickly.

Tom çok çabuk ünlü oldu.

- Tom walked quickly up the stairs.
- Tom quickly went up the stairs.
- Tom went quickly up the stairs.
- Tom went up the stairs quickly.

Tom hızla merdivenlerden yukarı çıktı.

Care aged him quickly.

Bakım onu çabuk yaşlandırdı.