Examples of using "Quickly" in a sentence and their turkish translations:
Çabuk gel!
Çabucak!
ama çok hızlı bir şekilde.
Tom çabucak geriye döndü.
Tom çabucak ayağa kalktı.
Söylenti çabuk biçimde yayıldı.
O hızlı konuşur.
Her şey çok çabuk oldu.
Söylenti hızla yayıldı.
Tom çabucak giyindi.
Tom hızla uykuya daldı.
çabuk tepki gösterirler
Haydi! Çabuk!
Zaman hızla geçti.
Çabucak eve git.
Çabucak hazırlanın.
O hızla hareket eder.
Moda çabucak değişir.
O, hızlı hareket eder.
Çabucak giyin.
Değişiklikler çabuk geldi.
İşler hızla tırmandı.
O hızla tırmandı.
O hızla geldi.
Sincaplar çabuk hareket ederler.
Tom hızla yürür.
Tom çabuk hareket eder.
Hızlı bir şekilde iyileştin.
- Çabuk toparlandı.
- Hızla iyileşti.
Çabucak buraya gel.
Zaman çabuk geçer.
Onlar hızlı bir şekilde konuşuyorlar.
Çabucak bir şey yap.
Tom çabuk konuştu.
Hızlı bir şekilde konuşuyoruz.
Çocuklar çabuk öğrenir.
Kağıt hızlı yanar.
Çabuk öğrendin.
Tom çabuk konuşur.
Tom çabucak kabul etti.
İşler hızla değişti.
Lütfen çabuk gel.
Tom hızla yanıtladı.
Onu çabucak yapın.
Tom hızlı bir şekilde cevap verdi.
Tom çabucak terk etti.
Tom hızlı şekilde hareket etti.
Tom hızla başını salladı.
Tom hızla iyileşti.
Tom hızla döndü.
Lütfen hızlı hareket edin.
Hızlı öğreniyorsun.
Sen hızlı bir şekilde yürüyorsun!
O çabucak döndü.
O çabucak yürür.
Ben çabucak yedim.
Hızla iyileşti.
Tavşanlar hızla ürerler.
- Tom çabucak yedi.
- Tom çarçabuk yedi.
O, hızla öldü.
O hızlı bir biçimde öldü.
O hızlı konuşur.
Onlar hızlı öğrenirler.
Tom çabucak döndü.
Değişiklik çabuk geldi.
Çabucak yürürüm.
Ben çabucak cevapladım.
Ben çabucak kurtuldum.
Çabuk bir biçimde öğrendi.
O hızlı bir şekilde öğrendi.
Tom hızla tepki gösterdi.
Sami hızla tepki verdi.
- Çabucak alışırım.
- Hızla uyum sağlayacağım.
Yaz çabucak geldi.
Tom hemen özür diledi.
Mary hemen özür diledi.
O çok hızlı bir karar verdi.
- Her şey çok hızlı oluyor.
- Her şey çok çabuk oluyor.
Tom hızla odayı terk etti.
Çok çabuk iyileşti.
Tom çok hızlı Fransızca öğrendi.
O, çabucak mektubu açtı.
Tom hızla çok ünlü oldu.
Tom çok çabuk ünlü oldu.
Tom hızla merdivenlerden yukarı çıktı.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.