Translation of "Addicted" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Addicted" in a sentence and their turkish translations:

I'm addicted.

Ben bağımlıyım.

He's addicted.

O bağımlıdır.

She's addicted.

O bağımlıdır.

Tom was addicted.

Tom bağımlıydı.

They got addicted.

Onlar bağımlı oldular.

The drug-addicted prostitute,

uyuşturucu bağımlısı seks işçileri,

He's addicted to drugs.

O uyuşturucu bağımlısı.

She's addicted to drugs.

Uyuşturucu bağımlısıdır.

Stop drinking. You're addicted.

İçki içmeyi bırak. Sen bağımlısın.

Stop smoking. You're addicted.

Sigara içmeyi bırak. Sen bağımlısın.

I'm addicted to nicotine.

Nikotin bağımlısıyım.

He's addicted to porn.

O, porno bağımlısıdır.

I'm addicted to Tatoeba.

Tatoeba'ya bağımlıyım.

I'm addicted to lollipops.

Lolipoplara bağımlıyım.

- He's addicted to Starbucks coffee.
- He is addicted to Starbucks coffee.

O Starbucks kahve bağımlısıdır.

(A SYSTEM ADDICTED TO DEBT)

BORCA BAĞIMLI BİR SİSTEM

He is addicted to cocaine.

O, kokaine bağımlıdır.

Tom is addicted to cocaine.

Tom kokain bağımlısıdır.

Tom is addicted to heroin.

Tom eroin bağımlısı.

He is addicted to Farmville.

O, Farmville bağımlısıdır.

I'm addicted to soap operas.

Pembe dizi bağımlısıyım.

Tom was addicted to sex.

Tom seks bağımlısıydı.

He's addicted to junk food.

O abur cubur bağımlısıdır.

I think I'm seriously addicted.

Cidden bağımlı olduğumu düşünüyorum.

Tom is addicted to money.

Tom para bağımlısıdır.

Mary is addicted to heroin.

Mary eroin bağımlısıdır.

She is addicted to alcohol.

Alkol bağımlısıdır.

Tom was addicted to cheese.

Tom peynir bağımlısıydı.

Fadil was addicted to murder.

Fadıl cinayet bağımlısıydı.

Layla was addicted to love.

Leyla aşk bağımlısıydı.

Sami was addicted to sex.

Sami seks bağımlısıydı.

Tom is addicted to caffeine.

Tom kafeine bağımlı.

Sami was addicted to pornography.

Sami porno bağımlısıydı.

Sami was addicted to gambling.

Sami kumar bağımlısıydı.

Sami became addicted to gambling.

Sami kumar bağımlısı haline geldi.

Sami was addicted to wealth.

Sami zenginlik bağımlısıydı.

Sami was addicted to cocaine.

Sami kokaine bağımlıydı.

Sami is addicted to alcohol.

Sami alkol bağımlısıdır.

They are addicted to alcohol.

Alkol bağımlısılar.

Tom is addicted to the Internet.

Tom internet bağımlısıdır.

Stop playing video games. You're addicted.

Video oyunu oynamaya son ver. Bağımlı oldun.

Stop contributing to Tatoeba. You're addicted.

Tatoeba'ya katkıda bulunmaya son ver. Sen bağımlısın.

Tom is addicted to watching anime.

Tom animasyon izleme bağımlısı.

He is somewhat addicted to alcohol.

O alkole biraz bağımlı.

He is slightly addicted to alcohol.

O biraz alkol bağımlısı.

Mary is addicted to love stories.

Mary aşk hikayeleri bağımlısıdır.

Tom is addicted to junk food.

Tom abur cubur bağımlısı.

Sami was addicted to social media.

Sami sosyal medyaya düşkündü.

Sami was so addicted to that.

Sami ona çok düşkündü.

Tom is addicted to chocolate cookies.

Tom çikolatalı kurabiyelere düşkündür.

Tom is addicted to his phone.

- Tom telefonunu elinden düşürmüyor.
- Tom telefonuna bağımlı.

Sami was so addicted to drugs.

Sami uyuşturucuya o kadar bağımlıydı ki.

Sami became so addicted to drugs.

- Sami uyuşturucuya o kadar bağımlı oldu.
- Sami o kadar uyuşturucu müptelası oldu.

And yet, America is addicted to imprisonment.

Yine de Amerika hapsetme bağımlısı.

I'm addicted to chocolate and ice cream.

Ben çikolata ve dondurma bağımlısıyım.

You'll become totally addicted to my massages.

Masajlarıma tamamen bağımlı olacaksın.

Fadil became addicted to that horrific behavior.

Fadıl o korkunç davranışa bağımlı hale geldi.

- She is addicted to alcohol.
- She's an alcoholic.

O bir alkolik.

- She's a shopping addict.
- She's addicted to shopping.

O bir alışveriş bağımlısı.

Tom got addicted to painkillers after his accident.

Tom kazadan sonra bir ağrı kesici bağımlısı oldu.

Many criminals in America are addicted to drugs.

- Amerika'daki çoğu suçlu, uyuşturucuya bağımlıdır.
- Amerika'da çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.

Sami was addicted to drugs and facing divorce.

Sami uyuşturucu bağımlısıydı ve boşanma ile karşı karşıyaydı.

The phones that we are all so addicted to

hepimizin bağımlı olduğumuz telefonlar,

- She is addicted to Farmville.
- She's hooked on Farmville.

O, Farmville'e bağımlıdır.

Tom is addicted to Coke, but he doesn't like Pepsi.

Tom kola bağımlısıdır ama Pepsi'yi sevmez.

Many criminals in the United States are addicted to drugs.

Birleşik Devletler'deki birçok suçlu uyuşturucu bağımlısıdır.

- Tom is a drug addict.
- Tom is addicted to drugs.

Tom bir uyuşturucu bağımlısı.

- They are addicted to alcohol.
- They're alcoholics.
- They are alcoholics.

Onlar alkolik.

And this is how the Chinese economy became addicted to debt.

Ve bu şekilde Çin ekonomisi borca bağımlı oldu.

- She is addicted to alcohol.
- She's an alcoholic.
- He's an alcoholic.

O bir alkolik.

A person who is addicted to work is called a workaholic.

Çalışma bağımlısı bir kişiye işkolik denilir.

And in turn, this is why people who are addicted to opioids

Ve dolayısıyla, opiyat bağımlısı olan kişiler

When I was a boy, I was addicted to reading detective stories.

Genç bir oğlanken, dedektif hikayaleri okuma bağımlısıydım.

Which is why four out of five people who are addicted to heroin

İşte bu nedenle, eroin bağımlısı olan her beş kişiden dördü,

Something you should know about me is that I'm addicted to computer games.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey bilgisayar oyunlarına bağımlı olduğumdur.

It's not an exaggeration to say that Mrs. Smith is addicted to TV.

Bayan Smith'in TV'ye bağımlı olduğunu söylemek bir abartı değil.

For a while, I was really addicted to cola and drank it every day.

Bir süredir kola bağımlısı oldum ve onu her gün içtim.

Mom, Dad, I'm addicted to meth and I owe Big Jim a hundred million dollars.

Anne, baba, ben met bağımlısıyım ve Büyük Jim'e yüz milyon dolar borçluyum.

I did not like wine in the past, but now I am addicted to it.

Geçmişte şarabı sevmezdim ama şimdi ona bağımlıyım.

This was a big problem for a country like Italy, who had become so addicted to devaluation.

Bu İtalya gibi develasyona oldukça bağımlı bir ülke için büyük bir problemdi.

I'm addicted to translating sentences from French into English on Tatoeba, and Spanish is tempting me sorely.

Tatoeba'da cümleleri Fransızcadan İngilizceye çevirmeye tutkunum. İspanyolca da beni son derece cezbediyor.

General, which are things that the world is currently addicted to and is experiencing a boom similar to the

elektronik ticaret ve endüstriyel zekaya dayalı bir

- I didn't use to like wine, but now I'm quite fond of it.
- I didn't use to like wine, but now I like it a lot.
- I did not like wine in the past, but now I am addicted to it.

- Şaraptan hoşlanmazdım fakat şimdi çok hoşlanıyorum.
- Şarabı sevmezdim fakat şimdi çok seviyorum.