Translation of "Difficulty" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Difficulty" in a sentence and their turkish translations:

I have difficulty chewing.

Çiğneme sorunum var.

I have difficulty concentrating.

Konsantre olmada zorluk çekiyorum.

There's only one difficulty.

Sadece bir zorluk var.

Tom has difficulty speaking.

Tom'un konuşma zorluğu var.

I have difficulty breathing.

- Nefes almada zorluk çekiyorum.
- Zar zor nefes alıyorum.

And financial difficulty or unemployment.

risk faktörleriyle bağlantılı olduğunu söylüyor.

One difficulty after another arose.

Birbiri ardına bir zorluk vardı.

Pneumonia causes difficulty in breathing.

Zatürre nefes almada zorluğa neden olur.

The dog breathed with difficulty.

Köpek güçlükle nefes aldı.

Tom is having difficulty breathing.

Tom nefes almada zorluk yaşıyor.

I have difficulty in French.

Fransızcada zorluğum var.

We're having difficulty finding Tom.

Tom'u bulmakta güçlük çekiyoruz.

We're having difficulty locating Tom.

Tom'un yerini bulmada güçlük çekiyoruz.

I've been having difficulty sleeping.

Uyumakta güçlük çekiyorum.

Tom had difficulty paying attention.

Tom dikkatini vermede güçlük çekiyordu.

Tom has difficulty making decisions.

Tom kararlar vermede zorluk çekiyor.

I have difficulty in Japanese.

Japonca'da zorluğum var.

Some people have difficulty apologizing.

Bazı insanlar özür dilemekte zorluk çekerler.

Are you in any difficulty?

Herhangi bir sıkıntı içinde misin?

I have some difficulty breathing.

Nefes almada biraz zorluk çekiyorum.

I have difficulty learning languages.

Ben dil öğrenmekte zorluk yaşıyorum.

Tom had difficulty doing that.

Tom onu yaparken zorluk yaşadı.

A new difficulty has arisen.

Yeni bir zorluk ortaya çıktı.

He is having difficulty breathing.

O nefes almakta zorluk yaşıyor.

Tom had difficulty learning French.

Tom Fransızca öğrenmede zorlanıyor.

Tom is having difficulty walking.

Tom yürümekte zorluk çekiyor.

Tom had difficulty locating Mary.

Tom Mary'nin yerini bulmakta güçlük çekti.

Tom had difficulty finding Mary.

Tom Mary'yi bulmakta güçlük çekiyordu.

I had difficulty doing that.

Bunu yaparken zorluk çektim.

I had difficulty paying attention.

Dikkatimi vermekte zorlanıyordum.

Do you have difficulty urinating?

İdrarınızı yaparken zorlanıyor musunuz?

We could get over the difficulty.

Biz zorluğun üstesinden gelebiliriz.

The riot was suppressed without difficulty.

İsyan, zorluk olmadan bastırıldı.

He climbed the tree without difficulty.

Zorlanmadan ağaca tırmandı.

Is he aware of the difficulty?

O, zorluğun farkında mıdır?

He found the school without difficulty.

Okulu zorlanmadan buldu.

I managed to overcome the difficulty.

Zorluğun üstesinden gelmeyi başardım.

They answered my questions with difficulty.

Sorularımı zorlukla yanıtladılar.

I finished my homework with difficulty.

Ödevimi güçlükle bitirdim.

I have difficulty in understanding him.

Onu anlamakta zorluk çekiyorum.

Tom has been having difficulty breathing.

Tom nefes almada zorluk çekiyordu.

We had difficulty finding your hotel.

Biz senin otelini bulmakta zorluk yaşadık.

I'm having difficulty figuring this out.

Bunu bulmada zorluk yaşıyorum.

I found your house with difficulty.

Evinizi zorla buldum.

We met with an unexpected difficulty.

Beklenmedik bir zorlukla karşılaştık.

How can I overcome this difficulty?

Bu zorluğun üstesinden nasıl gelebilirim?

I solved this problem with difficulty.

Ben bu sorunu güçlükle çözdüm.

Jim answered my question without difficulty.

Jim zorlanmadan sorumu yanıtladı.

I have difficulty paying my rent.

Kiramı ödemede zorluk çekiyorum.

The Indians had difficulty finding food.

Hintliler gıda bulmakta zorlanıyorlardı.

I passed the examination with difficulty.

Ben sınavı zorlukla geçtim.

Are you having any difficulty sleeping?

Uyumakta hiç zorluk çekiyor musun?

Are you having any difficulty breathing?

Nefes alırken herhangi bir zorluk yaşıyor musun?

Are you having any difficulty swallowing?

Herhangi bir yutma güçlüğü yaşıyor musunuz?

Fadil found the house without difficulty.

Fadıl evi zorlanmadan buldu.

Tom has difficulty controlling his anger.

Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.

Tom had difficulty finding a job.

Tom bir iş bulmakta zorlandı.

- I'm sure I can overcome any difficulty.
- I'm sure that I can overcome any difficulty.

Herhangi bir zorluğun üstesinden gelebileceğime eminim.

A pessimist sees the difficulty in every opportunity; an optimist sees the opportunity in every difficulty.

Kötümser her fırsatta zorluğu görür; bir iyimser her zorlukta fırsatı görür.

Which we have difficulty believing even today

Ki biz bugün dahi inanmakta güçlük çekiyoruz

It helps us in times of difficulty.

Zorluk zamanlarında bize yardımcı olur.

She did the work without any difficulty.

İşi herhangi bir zorluk olmadan yaptı.

They answered their teacher's question with difficulty.

Onlar öğretmenlerinin sorusuna güçlükle cevap verdi.

The difficulty in life is the choice.

Hayatta zorluk seçimdir.

I had no difficulty breaking the lock.

Kilidi kırmakta zorlanmadım.

The old man escaped, but with difficulty.

Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle.

He gets up the tree without difficulty.

O, zorluk olmadan ağaca çıkar.

He had no difficulty solving the problem.

Problemi çözmede bir zorluk çekmedi.

They accomplished their task without any difficulty.

Görevlerini bir zorluk olmadan tamamladılar.

He had no difficulty explaining the mystery.

O, gizemi açıklamada zorluk çekmedi.

Tom finished the work without any difficulty.

Tom herhangi bir zorluk olmadan işi bitirdi.

I had difficulty working out the problem.

Sorunu çözmede zorluk çektim.

I had great difficulty at the beginning.

Başlangıçta büyük zorluk yaşadım.

Are you having any difficulty doing that?

Onu yaparken herhangi bir zorluk yaşıyor musun?

How did you get over the difficulty?

Zorluğun üstesinden nasıl geldiniz?

He did the work without any difficulty.

O herhangi bir zorluk olmadan işi yaptı.

He found the office without any difficulty.

O herhangi bir zorluk olmadan ofisi buldu.

I had difficulty in solving this problem.

Bu problemi çözmede zorluk çektim.

I had no difficulty finding your house.

Evini bulmakta zorluk çekmedim.

We had some difficulty finding his house.

Onun evini bulmakta biraz zorluk çektik.

Do you have any difficulty falling asleep?

Uyumada herhangi bir zorluk çekiyor musun?

Tom had no difficulty getting a job.

Tom iş bulmada zorlanmadı.

Tom had no difficulty finding a job.

Tom bir iş bulmakta zorlanmadı.

I had some difficulty finding his house.

Onun evini bulmakta biraz zorlandım.

In those years, people had difficulty believing this.

O yıllarda insanlar buna inanmakta güçlük çekiyordu

I had no difficulty in finding his office.

Onun ofisini bulmada zorluk çekmedim.

We climbed up the mountain, but with difficulty.

Biz dağa tırmandık ama zorlukla.

The old lady climbed the stairs with difficulty.

Yaşlı kadın merdivenlere güçlükle tırmandı.

We can get over the problem without difficulty.

Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz.

I have great difficulty in handling the child.

Çocuğu idare etmekte büyük zorluk çekiyorum.

He had no difficulty in solving the problem.

Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.

I escaped from the sinking boat with difficulty.

Batan tekneden zorlukla kaçtım.

He had no difficulty in explaining the mystery.

Gizemi açıklamada zorluk çekmedi.

He had no difficulty swimming across the river.

Nehri yüzerek geçmede zorluk çekmedi.

He found no difficulty in solving the problem.

Problemi çözmede hiç zorlanmadı.

They will have difficulty in achieving their goal.

Onlar hedeflerine ulaşmakta zorluk yaşadılar.