Examples of using "Difficulty" in a sentence and their turkish translations:
Çiğneme sorunum var.
Konsantre olmada zorluk çekiyorum.
Sadece bir zorluk var.
Tom'un konuşma zorluğu var.
- Nefes almada zorluk çekiyorum.
- Zar zor nefes alıyorum.
risk faktörleriyle bağlantılı olduğunu söylüyor.
Birbiri ardına bir zorluk vardı.
Zatürre nefes almada zorluğa neden olur.
Köpek güçlükle nefes aldı.
Tom nefes almada zorluk yaşıyor.
Fransızcada zorluğum var.
Tom'u bulmakta güçlük çekiyoruz.
Tom'un yerini bulmada güçlük çekiyoruz.
Uyumakta güçlük çekiyorum.
Tom dikkatini vermede güçlük çekiyordu.
Tom kararlar vermede zorluk çekiyor.
Japonca'da zorluğum var.
Bazı insanlar özür dilemekte zorluk çekerler.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
Nefes almada biraz zorluk çekiyorum.
Ben dil öğrenmekte zorluk yaşıyorum.
Tom onu yaparken zorluk yaşadı.
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
O nefes almakta zorluk yaşıyor.
Tom Fransızca öğrenmede zorlanıyor.
Tom yürümekte zorluk çekiyor.
Tom Mary'nin yerini bulmakta güçlük çekti.
Tom Mary'yi bulmakta güçlük çekiyordu.
Bunu yaparken zorluk çektim.
Dikkatimi vermekte zorlanıyordum.
İdrarınızı yaparken zorlanıyor musunuz?
Biz zorluğun üstesinden gelebiliriz.
İsyan, zorluk olmadan bastırıldı.
Zorlanmadan ağaca tırmandı.
O, zorluğun farkında mıdır?
Okulu zorlanmadan buldu.
Zorluğun üstesinden gelmeyi başardım.
Sorularımı zorlukla yanıtladılar.
Ödevimi güçlükle bitirdim.
Onu anlamakta zorluk çekiyorum.
Tom nefes almada zorluk çekiyordu.
Biz senin otelini bulmakta zorluk yaşadık.
Bunu bulmada zorluk yaşıyorum.
Evinizi zorla buldum.
Beklenmedik bir zorlukla karşılaştık.
Bu zorluğun üstesinden nasıl gelebilirim?
Ben bu sorunu güçlükle çözdüm.
Jim zorlanmadan sorumu yanıtladı.
Kiramı ödemede zorluk çekiyorum.
Hintliler gıda bulmakta zorlanıyorlardı.
Ben sınavı zorlukla geçtim.
Uyumakta hiç zorluk çekiyor musun?
Nefes alırken herhangi bir zorluk yaşıyor musun?
Herhangi bir yutma güçlüğü yaşıyor musunuz?
Fadıl evi zorlanmadan buldu.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
Tom bir iş bulmakta zorlandı.
Herhangi bir zorluğun üstesinden gelebileceğime eminim.
Kötümser her fırsatta zorluğu görür; bir iyimser her zorlukta fırsatı görür.
Ki biz bugün dahi inanmakta güçlük çekiyoruz
Zorluk zamanlarında bize yardımcı olur.
İşi herhangi bir zorluk olmadan yaptı.
Onlar öğretmenlerinin sorusuna güçlükle cevap verdi.
Hayatta zorluk seçimdir.
Kilidi kırmakta zorlanmadım.
Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle.
O, zorluk olmadan ağaca çıkar.
Problemi çözmede bir zorluk çekmedi.
Görevlerini bir zorluk olmadan tamamladılar.
O, gizemi açıklamada zorluk çekmedi.
Tom herhangi bir zorluk olmadan işi bitirdi.
Sorunu çözmede zorluk çektim.
Başlangıçta büyük zorluk yaşadım.
Onu yaparken herhangi bir zorluk yaşıyor musun?
Zorluğun üstesinden nasıl geldiniz?
O herhangi bir zorluk olmadan işi yaptı.
O herhangi bir zorluk olmadan ofisi buldu.
Bu problemi çözmede zorluk çektim.
Evini bulmakta zorluk çekmedim.
Onun evini bulmakta biraz zorluk çektik.
Uyumada herhangi bir zorluk çekiyor musun?
Tom iş bulmada zorlanmadı.
Tom bir iş bulmakta zorlanmadı.
Onun evini bulmakta biraz zorlandım.
O yıllarda insanlar buna inanmakta güçlük çekiyordu
Onun ofisini bulmada zorluk çekmedim.
Biz dağa tırmandık ama zorlukla.
Yaşlı kadın merdivenlere güçlükle tırmandı.
Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz.
Çocuğu idare etmekte büyük zorluk çekiyorum.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
Batan tekneden zorlukla kaçtım.
Gizemi açıklamada zorluk çekmedi.
Nehri yüzerek geçmede zorluk çekmedi.
Problemi çözmede hiç zorlanmadı.
Onlar hedeflerine ulaşmakta zorluk yaşadılar.