Translation of "Chewing" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Chewing" in a sentence and their turkish translations:

- Tom is chewing bubble gum.
- Tom is chewing gum.

Tom balonlu sakız çiğniyor.

- Tom swallowed his chewing gum.
- Tom swallowed a chewing-gum.

Tom sakızını yuttu.

chewing people from behind

arkasından insanları çiğnemesi

I have difficulty chewing.

Çiğneme sorunum var.

Tom is chewing something.

Tom bir şey çiğniyor.

Mary is chewing something.

Mary bir şey çiğniyor.

Tom is chewing gum.

Tom sakız çiğniyor.

Tom is chewing his fingernails.

Tom tırnaklarını çiğniyor.

Tastes a bit like... chewing cardboard.

Tadı biraz şey... ...karton çiğnemek gibi.

Tom was chewing on a toothpick.

Tom bir kürdan çiğniyordu.

The dog is chewing on something.

Köpek bir şey çiğniyor.

Tom is chewing on a toothpick.

Tom bir kürdan çiğniyor.

The dog is chewing a bone.

Köpek bir kemik çiğniyor.

He bit into the chewing gum.

O, sakızı çiğnedi.

Chewing aspirin is a bad idea.

Aspirin çiğnemek kötü bir fikirdir.

- I chew gum.
- I'm chewing gum.

Ben sakız çiğniyorum.

Mary, give me your chewing gum.

- Mary, sakızını bana ver.
- Mary, çikletini bana ver.

Tom is chewing gum, isn't he?

Tom sakız çiğniyor, değil mi?

Does chewing gum break the fast?

Sakız çiğnemek orucu bozar mı?

Cows spend hours just chewing their cud.

İnekler sadece geviş getirerek saatler harcar.

What's your favorite kind of chewing gum?

Favori sakız türün nedir?

Can you stop chewing gum so loudly?

Bu kadar yüksek sesle sakız çiğnemeyi kesebilir misin?

Every time I see Tom, he's chewing gum.

Tom'u her gördüğümde sakız çiğniyor.

Can you stop chewing with your mouth open?

Açık ağızla çiğnemeyi bırakır mısın?

- He has the bad habit of chewing his pencil.
- She has a bad habit of chewing on her pencil.

Onun kurşun kalemini çiğnemek gibi kötü bir alışkanlığı var.

Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.

Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.

Mary offered Tom a chewing gum, which he accepted.

Mary Tom'a bir sakız önerdi, o onu kabul etti.

He has the bad habit of chewing his pencil.

Onun, kalemini çiğneme gibi kötü alışkanlığı vardır.

"Did you see my cat?" "No." "Liar, you're still chewing!"

"Kedimi gördün mü?" "Hayır." "Yalancı, hâlâ çiğniyorsun!"

- I have difficulty chewing.
- It is hard for me to chew.

Ben çiğnemede zorlanıyorum.

How can I stop my dog from chewing on my shoes?

Köpeğimin ayakkabılarımı çiğnemesini nasıl durdurabilirim?

Tom got some chewing gum stuck on the bottom of his shoe.

Tom'un ayakkabısının altında sıkışmış biraz sakız var.

There is a lot of old chewing gum stuck to the sidewalk.

Kaldırıma yapışmış birçok eski sakız var.

The nervous girl is in the habit of chewing the end of her pencil.

Yaramaz kız kaleminin sonunu çiğneme alışkanlığı içinde.

My hovercraft is full of eels, and there's a bit of chewing gum stuck to my keyboard.

Benim hoverkraft yılanbalıklarıyla dolu ve klavyeme yapışmış bir parça sakız var.

The rooms in this hotel are really very bad at muffling sounds. I can hear my neighbor chewing his gum!

Bu oteldeki odalar ses yalıtımında gerçekten çok kötü. Komşumun sakızını çiğnemesini duyabiliyorum.

If you want to seduce this douche, then you'll have to start painting your nails red instead of chewing them.

Bu dallamayı baştan çıkarmak istiyorsan, tırnaklarını yiyeceğine gidip kırmızı oje süreceksin.

See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever.